Ankaralı Sanayiciler Afrika’ya Ihracatı Artırmak Için Bir Araya Geldi

Ankaralı Sanayiciler, ASO 1. Organize Sanayi Bölgesinde 2023 Küresel Vizyon Afrika Konferansı’nda Afrika’ya yatırımı konuştu.

Ankaralı Sanayici ve İşadamları Derneği (ASAD) ve Sincan, Etimesgut Sanayici ve İşadamları Derneği (SİSİAD) ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi'nde 2023 Küresel Vizyon Afrika Konferansı adında ortak program düzenledi. Programda bir konuşma yapan ASAD Başkanı Ekrem Akgümüş Afrika’nın kıta olarak önemine vurgu yaparak, “Kara kıta Afrika, alternatif pazar oluşturması açısından küresel krizden en az zararla çıkmamıza vesile olmuştu. Sanayici ve işadamlarımızın bu kıtayı yakından tanımaları, ihracatlarını bu kıtaya yönlendirmeleri için bu programı önemli buluyoruz. Afrika ile her ne kadar tarihi bağımız olsa da ticari anlamda Afrika pazarında aktif olduğumuz söylenemez. Bu anlamda Afrika’yı öncelikle tanımalı, kıtaya ticaret imkânlarını değerlendirmemiz gerekiyor. Afrika'nın imalat ve tarım alanında Türk yatırımına büyük ihtiyacı var." dedi.

Türkiye'nin 2023'teki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için ihracatın tabana yayılması gerektiğine dikkat çeken Akgümüş, şöyle devam etti:

"İşadamlarımızı Afrika’da yatırıma teşvik etmeliyiz. TUSKON bizim için büyük bir kazanım, TUSKON’un Afrika da ki üye dernekleri vasıtası ile bugün Afrika’nın hangi ülkesinde isterseniz bağlantımız mevcut. Üye işadamlarımız Afrika’ya gittikleri zaman onlara refakat edecek arkadaşlarımız orada faaliyet göstermekte. ASAD olarak Afrika’nın farklı ülkelerine geziler düzenleyip oradan gelen işadamı heyetlerini ülkemizde konuk ediyoruz. En son Tunus-Senegal gezimize yaklaşık 150 işadamımızla gerçekleştirdik. 8 Haziran’da Gine, Brezilya, Kuzey Irak ve Mauritus’tan gelen 30 işadamını Ankara’da misafir edip üye firmalarımızla görüştürdük. Üreticilerimiz önemli ticari anlaşmalar yapıyor, İnşaatçılarımız Afrika’yı imar ediyorlar. Hem yurt içi heyet kabulleri hem de yurt dışı gezileri üyelerimize olumlu katkılar sağlamaktadır.”

Akdan Danışmanlık’tan dış ticaret uzmanı ve Eximbank Genel Müdür Eski Yardımcısı Nilüfer Arıak da konuşmasında, Afrika pazarının Türk firmaları için yeni ve önemli bir ticari alan olduğunu ifade etti. Kıtadaki tüm ülkelerin ithalatı değerlendirildiğinde Türkiye’nin sadece Libya’da avantajlı olduğunu belirtti. Arıak, “Türk firmaların ürettiği tüm ürünler Afrika’da satılabilir. Bunun için firmalarımız iç ticaretlerini canlandırıp, dış ticarete önemini artırmalıdır. Çünkü iç ticarette iyi olamayan dış piyasada aktif iş yapması söz konusu olamaz.” diye konuştu. Afrika’da Çinlilerin hem nakit para ile hem de takas yolu ile ciddi ticaret yaptığını aktaran Arıak, Türkiye’nin petrol-doğal gaz karşılığı Afrika’ya mal satabileceğini veya inşaat yapabileceğini kaydetti. Afrika’nın fırsatları olan ülkelerin yanında problemli ülkelerin de olduğunu ifade eden Arıak, bu ülkelerle peşin ticaret yapılmasını tavsiye etti.

Programda Anadolu İşadamları Federasyonu (ANFED) Dış İlişkiler Sorumlusu Namık Subaş ise Afrika’da üretim yapılmadığını ve bu sebeple Türk üreticiler için Afrika’nın ortak bir pazar olduğunu söyledi. Söz konusu kıtayı değerlendirildiğinde Güney Amerika ülkeleri, Çin, ABD ve Avrupa ülkeleri için Afrika'nın hedef pazar olduğunu ve ülkemizin bu kıtaya ticareti canlandırması gerektiğini anlattı. Namık Subaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Dünya nüfusunun yarısı Çin, Hindistan, Endonezya, Bangladeş gibi ülkelerde yaşıyor ve bizim bu ülkelere ihracatımız çok az ve aynı zamanda bu ülkeler Türkiye gibi üretici ülkeler. Türk firmaların ihracat yapabileceği toplam nüfusun yarısı Afrika’da yaşıyor. Bu sebeple biz diyoruz ki Afrika, Türkiye için dünyanın yarısı demek. Yeni teşvik paketi açıklandı heyecanlandık fakat bu teşvik paketinin daha da gelişmiş hali Afrika’da mevcut, bedava arsa, vergi muafiyeti, gümrük muafiyeti gibi teşviklerin tümü hemen hemen tüm Afrika ülkelerinde bulunmakta.”

Subaş, federasyon olarak Afrika ülkelerine yatırım danışmanlığı yaptıklarını ve Afrika’dan çekinilecek bir durumun söz konusu olmadığını hatta Türklerin Afrika’da tarihi bağlar ve son zamanlarda orada faaliyet gösteren Türk okulları sayesinde sevildiğini ifade etti. Subaş, bu sempatinin ülkemiz firmaları için avantaj olduğunu kaydetti.