HT Pazar eki yazarı Elif Key, Arda Turan hakkında sert bir yazı kaleme aldı. Key, Arda Turan’ın daha önce de gazeteciye saldırdığını iddia etti. Key, Arda Turan’ın magazin basınına bol bol forma dağıttığını yazdı.
İşte o yazıdan önemli satırbaşları:
2010’da sakatlandıktan sonra, “Milli Takım’ı sattı” dedikoduları almış başını gitmişken, operasyondan çıkar çıkmaz soluğu bir canlı yayında almış ve şöyle demişti Arda Turan: “Şerefsizlik diz boyu. Türkiye’de sıkıntı çok. Artık sevmiyorum.” İki cümleyle derdini özetlemiş, ağlayarak yayını kesmelerini rica etmişti.
Yolda karşısına çıkan herkese “Abim”, “Büyüğüm” diyen, herkese yol veren, herkes onu sevsin diye çabalayan Arda Turan neden böyle oldu?
Henüz yolun başı, Arda o zamanlar 19-20 yaşlarında. Galatasaray-Bursa maçı yolunda.
Bilal Meşe vakası ilk değil; feribotun içinde GS muhabiri Yaşar Yalçın’ı kovalayan yine Arda.
O zamanlar kulüp başkanı Adnan Polat, konu kapatıldı gitti. Muhakemesi yapılmadan dosyaların kapatılmasına alışan Arda, işlerin farklı yürüdüğü Barcelona’ya adapte olamadı. İspanya’nın futbol okyanusunda kulaç atmak yerine, Barcelona’ya can simidi gibi taşıdığı kolonisiyle gitti, orayı öğrenmeyi değil küçük dünyasını yanında götürmeyi tercih etti.
Barcelona’da arkadaşları ona ‘Iphone’ ya da ‘Facetime’ diye sesleniyor, izin günlerinde bile ayak tenisi oynamaya, kebap yemeye İstanbul’a uçuyordu. Tek günlük seyahatler ruhuna iyi gelse de kariyerine bir hayır getirmeyeceği açıktı. Arda, Barcelona havaalanının en çok “giden yolcu” salonunu sevdi. “Bu yolun sonu Survivor adasının ezikliği” diye de belli ki kimse söylemedi. Gönüllüler’de yer alacak hali yok ya, ‘ünlüler’ takımında yeri hazır demek ki.