TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, asker hakları ile ilgili şikayetlerin daha çok Batı’daki birliklerden geldiğine işaret ederek, “Terörle mücadele bölgelerinde görev bilinci, başarı önemli bir kriter. Batıda katı disiplin, şekli disiplin öne çıkıyor. Kıbrıs’a gidenler anlamsız, katı bir disiplinle adeta ezildiklerini söylüyorlar. Bu kadar katı disipline bir ihtiyaç var mı? Elbette askerlik bir disiplin mesleğidir, ama bu disiplin görev bilinci açısından olmalı. Şekli disiplinden, askeri zorlayacak disiplinden uzak olunmalı” dedi.
Üstün, Meclis’te gazetecilerin, dün gerçekleştirilen komisyon toplantısında asker haklarının görüşülmesi sırasında gündeme gelen asker intiharları ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Üstün, asker hakları konusunun komisyonlarının gündemine 1,5 yıl önce Uğur Kantar’ın Kıbrıs’ta ağır işkence altında ölmesi sonucunda geldiğini belirtti. Komisyon olarak asker hakları ile ilgili bir izleme dosyası açtıklarını belirten Üstün, “Askerlikteki kötü muamele aslında sadece bizim ordumuzun sorunu değil, dünya ordularının sorunu. Alman ordusunda da, Amerikan ordusunda da bu tür vakalar var. Ayrıca günümüzün sorunu değil, tarihten beri geliyor. Ama ne zaman ki komisyonumuz eğilince aynı kadına şiddet gibi görünür hale geldi” dedi.
Bu konuda komisyonlarına 107 başvuru olduğunu önemli kısmının askerde kötü muamele, üst-ast kötü muamelesi ve devrecilikten kaynaklanan şikayetler olduğunu belirten Üstün, intihar eden askerlerde de önemli derece artış görüldüğünü söyledi. Son 10 yılda 818 askerin iç güvenlik olaylarında şehit olduğunu ancak intihar sayısının 934 olduğunu yineleyen Üstün, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
“MAGAZİN DEĞİL, CİDDİ BİR OLAY”
Şehit cenazelerinde olduğu gibi intihar olaylarında da aynı acının yaşanması gerektiğini belirten Üstün, “Bunların sebeplerine inmemiz, konuşmamız lazım. Bunlar sadece magazin olarak konuşulacak bir olay değil, ciddi bir olay” dedi.
Bu konuda Milli savunma Bakanlığı’nda da bir duyarlılık oluştuğunu belirten Üstün, “Diskolar önemli sıkıntılı alanlardı; kötü muamelenin yapıldığı zeminlerdi. Ama bugün geldiğimiz noktada bütün bu çalışmalar neticesinde artık disiplin koğuşlarının kaldırılacağına ilişkin kanun tasarısı Bakanlar Kurulunda imzaya açılmıştır. İnşallah en kısa zamanda Meclisimize gelip yasalaşacaktır ve bu sıkıntıdan askerlerimizi ve ülkemiz kurtulmuş olacaktır” dedi.
Komisyon olarak askeri cezaevlerini de sık sık tetkik ettiklerini belirten Üstün, “Oradaki olumsuzlukları da TSK ve Milli Savunma Bakanlığı’na gönderiyoruz. Önerilerimizi dikkate alıyorlar, birçok değişiklik yapıldı. Adım adım risk alanları ortadan kaldırılıyor. Belki bu sorunları yok etmek mümkün değil ama minimize etmek mümkün” dedi.
“ERKEN UYARI SİSTEMİ ŞART”
Türk toplumunun intiharı günah ve ayıp sayan bir kültürden geldiğine işaret eden Üstün, buna rağmen intihar sayısındaki artışın sistemde yanlışlıklar olduğunu gösterdiğini söyledi. Üstün, “İntihar edecek kişileri sistemin önceden bulması lazım; erken alarm sistemi olması lazım. Gerekirse bunlara askerliğe elverişsiz raporu verilerek sistemden çıkartmalı. Aksi halde bunlar kendilerine de başkalarına da zarar verebiliyorlar” diye konuştu.
“BATI’DA ŞEKLİ DİSİPLİN, DOĞU’DA GÖREV BİLİNCİ”
Kamuoyunda, “bunları gündeme getirmeyin, terörle mücadelede zaafa uğrayabiliriz’ diye itirazlar olabileceğini de ifade eden Üstün, şöyle devam etti:
“Bize gelen dilekçeler ağırlıklı olarak Batı birliklerinden geliyor. Ankara ya da İstanbul birinci sırada, Kıbrıs ikinci sırada. Terörle mücadele bölgelerinde görev bilinci, başarı önemli bir kriter. Batıda katı disiplin, şekli disiplin öne çıkıyor. Bu şekli disiplin de böyle arızalar ortaya çıkartıyor. Kıbrıs’a gidenler hayal kırıklığına uğradıklarını, anlamsız, katı bir disiplinle adeta ezildiklerini söylüyorlar. Bu kadar katı disipline bir ihtiyaç var mı? Elbette askerlik bir disiplin mesleğidir ama bu disiplin görev bilinci açısından olmalı. Şekli disiplinden, askeri zorlayacak disiplinden uzak olunmalı. Ama sevindirici olan şudur ki; Milli Savunma bakanlığı da bu işin farkında ve çözüme, işbirliğine yakın.”
“ASKER HAKKI, İNSAN HAKKIDIR”
Toplama merkezleriyle ilgili de bir takım şikayetler geldiğini, askerlerin bazen 10-15 gün çok sıkışık ortamlarda, kötü ortamlarda kaldıklarını beyan ettiğini aktaran Üstün, “Hem toplama merkezlerinin iyileştirilmesi, hem de askerlerimizin intikallerinin hava yoluyla yapılması konusunda çalışmalar var. Önemli olan şudur; asker hakkının bir insan hakkı olduğu hususunun herkes tarafından kabul edilmiş olması önemli bir adımdır. Bu sorunu kabul etmek, çözüme de yakın olmak demektir. Biz şunu istiyoruz; çocuklarımız askere davul zurnayla, halay çekerek gidiyorlar. Öyleyse askerden dönüşte de biz bunları davul, zurnayla ve halayla karşılamak istiyoruz. Ama maalesef gidiş öyle oluyor da dönüş biraz farklı oluyor. Ben davul zurnayla döneni görmedim” diye konuştu.
İç güvenlik olaylarında yitirilmeyen çocukların, sistemden dolayı yitirilmesini istemediklerini vurgulayan Üstün, “Bu sorunu görüp hep birlikte çözüm üretmemiz lazım. Bu meseleyi izlemeye devam edeceğiz. Bu meselenin kısa sürede çözülmesini beklemiyoruz Çünkü tarihsel bir süreç bu. Bu sonunun yıllar geçtikçe minimize olacağına inanıyorum” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz