YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Aso Başkanı Nurettin Özdebir:

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandında 0,5 puan...

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandında 0,5 puan indirime gitmesini, yetersiz ancak doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendirmekteyiz” dedi.ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara Sanayi Odası Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda gündemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Özdebir, “IMF, Dünya Ekonomik Görünüm raporunu geçtiğimiz günlerde açıkladı. Raporda 2016 dünya ekonomik büyüme tahmini 0,2 puan düşürülerek yüzde 3,2’ye çekildi. Rapora göre 2016 yılında gelişmiş ülkeler yüzde 1,9 büyürken gelişen ekonomiler ise yüzde 4 büyüyecekler. En önemli ihracat pazarımız Euro Bölgesi için büyüme tahmini ise yüzde 1,5.Görüldüğü gibi küresel ekonomide büyüme 2016 yılında da yavaş kalacak. Dünya ticaret hacminde de sınırlı bir artış tahmin ediliyor. Buna göre dünya ticaret hacmi 2016 yılında yüzde 3,4 artacak. Bu düşük artış hızı, ihracatta zorlanmaya devam edeceğimizi gösteriyor. Rapor, Türkiye ekonomisinin 2016 yılında yüzde 3,8 büyüyeceğini tahmin ediyor. Bizce, içinde bulunduğumuz şartlarda önemli bir değişiklik olmazsa, bu tahminin üzerinde bir hızla büyüyeceğimizi tahmin ediyoruz” ifadesini kullandı.“Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandında 0,5 puan indirime gitmesini, yetersiz ancak doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendirmekteyiz” diyen Özdebir şunları kaydetti:“Merkez Bankası biraz daha cesur davranıp faizlerde bir puanlık bir indirime gidebilirdi. Yine de Merkez Bankası’nın faiz indiriminin piyasa faizlerinde düşüşe yol açtığını görmekteyiz. Bankaların ticari kredilere uyguladığı faizlerde 2 puanın üzerinde bir düşüş yaşandı. Benzer biçimde konut, taşıt ve ihtiyaç kredi faizlerinde de düşüş yaşandı. Merkez Bankası faiz indirimine devam ederse faizlerdeki düşüşün devam edeceğini düşünüyoruz. Faizlerdeki düşüşlerin iç piyasaya da bir canlılık getirmesini bekliyoruz. İç talep ve yatırımlardaki canlanmanın ekonomik büyümeye ve işsizlikle mücadeleye de olumlu katkı yapacağı açıktır. Bütün bu gelişmeler, bu yılın geri kalan bölümü için iyimserliğimizi desteklemektedir.”“Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22 düşen ihracat, şubat ayında küçük de olsa bir iyileşme göstermiş, ihracat şubat ayında yüzde 1,4 artmıştır” diyen Özdebir şunları söyledi:“AB’ye olan ihracatımızdaki toparlanma memnun edici olmakla birlikte, bölgemizde yaşanan olaylar ve Rusya ile yaşadığımız kriz, AB’deki düşük büyüme hızı ihracatta zorlanacağımızı göstermektedir. Diğer yandan sanayi üretimindeki toparlanma da devam etmektedir.2015 yılının son çeyreğinin altında olmakla birlikte, geçen yılın aynı aylarına göre toplam sanayi üretimi Ocak ayında, yüzde 3,6 ve Şubat ayında yüzde 8,5 artmıştır. Sanayide toplam ciro da Şubat ayında yüzde 3,8 artış göstermiştir. Mart ve Nisan aylarında imalat sanayiinde kapasite kullanım oranının yüzde 75,2 ve yüzde 75,4 olması, sanayi üretimindeki artışın Mart ve Nisan aylarında da devam ettiğini düşündürmektedir. Suriye’deki iç savaş, Rusya ile yaşanan kriz, Güney Doğu’da yaşanan çatışmalar ve terörist saldırılar, tüketici ve reel sektör güvenini olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluklara rağmen, Reel Kesim Güven Endeksi Nisan ayında 110,12’e yükselmiştir. Bu değer, endeksin son yirmi aydır ulaştığı en yüksek değerdir.Tüketici Güven Endeksi de, Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 2,2 oranında artış göstermiştir. Ancak, güven endeksleri karışık sinyaller vermektedir. Nisan ayında Hizmet Sektörü Güven Endeksi yüzde 3,8, Perakende Ticaret Sektörü Güven Endeksi yüzde 5,9 azalırken, İnşaat Sektörü Güven Endeksi yüzde 0,1 artış gösterdi. Bu durum, bir kez daha ekonomide güven artırıcı tedbirlerin alınması gerektiğini göstermektedir.”2016 yılının ilk 3 ayında Türkiye’de çek kullanımı yüzde 2’ye yakın bir daralma gösterdiğine dikkat çeken Özdebir, “Buna karşılık karşılıksız çek sayısındaki artış oranı yüzde 10’dur. 2014-2015 döneminde karşılıksız çek sayısındaki artış oranı yüzde 27’dir. Diğer bir ifade ile son 2 yıldır Türkiye’de karşılıksız çek sayısında istikrarlı bir artış görünmektedir. Karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek sayısında ise bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50’ye yakın bir azalma yaşanmıştır. Bunun anlamı, karşılıksız işlemi gerçekleştirilen çeklerin sonrasında ödenme oranı da yarı yarıya azalmıştır. Karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek oranındaki trajik düşüşün önemle üzerinde durulması gerekmektedir” dedi.Nükleer enerji ülkede yıllardır tartışmalara neden olmuş, kamuoyunun hassasiyet gösterdiği bir konu olduğunu vurgulayan Özdebir şunları kaydetti:“Bu hassasiyetin önemli bir bölümü çevresel konularda odaklanmaktadır. Ancak, her yeni teknolojinin çevre üzerinde olumsuz etkiler doğurabileceği genellikle gözlerden kaçmaktadır. Diğer yandan nükleer enerji, ülkemiz için ucuz bir enerji olması, enerjide arz ve kaynak çeşitliğini artırması, baz enerji olması, ülkemizde ileri teknoloji yetkinliğinin ve malzeme biliminin gelişmesine katkı sağlaması gibi avantajlara sahiptir.Bugün dünyada 31 ülkede çalışır durumda 441 nükleer güç santrali faaliyet göstermektedir. 16 ülkede 66 yeni nükleer güç santrali inşaat halindedir ve bunlara ek olarak 27 ülkede 158 nükleer güç santrali proje aşamasındadır. Nükleer enerji üzerindeki tartışmalar, bu alanda gerekli adımların atılmasını ve ülkemizin nükleer enerji ve teknoloji ile tanışmasını geciktirmiştir. Oysa ülkemizde sanayi, nükleer santrallerde kullanılan birçok parçanın üretimini gerçekleştirecek kapasitededir. Üretilen parçaların nükleer santrallerin gerektirdiği kalite düzeyinin kısa sürede yakalanmaması için hiçbir neden yoktur. Ancak bunun için doğru bir stratejinin benimsenmesi gerekmektedir. Bizce bu strateji kümelenme stratejisidir. Çünkü nükleer sanayide kümelenme, yerli nükleer tedarik zincirinin oluşturulması ve yerli nükleer sanayinin kurulması için gereklidir.”“Küreselleşme stratejisi ile mevcut sanayi altyapısını nükleer sanayi için verimli kullanarak bireysel değil kümelenme genelinde verimi artırmak ve imalatta rekabetçiliği artırmak mümkündür” diyen Özdebir, “Nükleer sanayide kümelenme ile üretim ve tasarım kabiliyetini artırmak, Ar-Ge altyapılarının verimli kullanılması ile Ar-Ge faaliyetlerini ürüne dönüştürmek ve altyapı paylaşımı ile teknoloji avantajı kazanılabilir. Bu amaçla Odamız, İstanbul ve Kocaeli Sanayi Odaları, İstanbul Teknik ve İstanbul Gedik Üniversiteleri, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve 15 özel sektör firması ile işbirliği içinde Nükleer Sanayi Kümesi (NÜKSAK) projesini hazırlamış ve proje Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca kabul edilmiştir. Projenin amacı, NÜKSAK üyelerinin, nükleer santraller ile diğer elektrik üretim santrallerinde kullanılabilecek ekipmanların tasarım, imalat, montaj ve test yeteneklerinin geliştirilmesidir. Bu çabalar; inovasyon ve verimlilik prensipleri doğrultusunda çalışan, hem iç pazarda etkin hem de ihracat gücü olan yerli nükleer sanayinin kurulmasına öncülük edecektir. Nükleer sanayiye özel kaynak ve malzeme teknolojilerinin geliştirilmesi, firmaların nükleer sanayide tasarım kabiliyeti kazanması, teknoloji transferi ile yerli üretim yeteneğinin geliştirilmesi, firmaların nükleer sanayi standartlarına uygun kalitede üretim yapabilmesi projenin hedefleri arasındadır” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler