Sarı lacivertli kulübün hedeflerine dair planlarını anlatan Yıldırım, Türk futbolundaki sorunlara değindi.
İşte Yıldırım’ın o röportajı;
EGOLAR ÇALIŞINCA OLMUYOR
*Son dönemde özellikle futbol takımında daha arka plandasınız? Bu bilinçli bir tercih mi? Artık kulübün ekonomisi yani kurumsal tarafıyla mı anılmak istiyorsunuz.
– İlk başta 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe teknik direktörlüğüne Aykut Kocaman’ı getirerek buna başlamak istedik. Ama beceremedik, yapamadık. Çünkü insanların egoları çatıştığı zaman yapmak istediğiniz düzenleri yapamıyorsunuz. Yeni dönemde yeni insanlarla teknik direktör seçimini dahil sportif direktöre bıraktık. Hep kafamızda olan şeyleri sportif direktöre bırakıp, biz de hep geride kalan kulübün idare edilme şeklini yapabilmek için düzen kurmaya çalıştık. Şu anda bu düzen iyi gidiyor. İnşallah daha iyi gider. Biz de kulübün diğer işlerini hallederiz. Yani nedir? Gelir getiren ve ekonomik olarak güçlü bir Fenerbahçe’nin yaratılması. Başından beri yapmak istediğimiz buydu, uygulamayamadık. Ama bu yıl uyguluyoruz. Bunun yanında Yandex, Coca-Cola, Ülker gibi sponsorlarla kulübün maddi gücünü arttırmaya çalışıyoruz. Yeni projelerde hazır. İnşallah onları da yapacağız.
BAŞARI İÇİN GEREKLİ 3 ŞEY
*Önümüzdeki dönemde yapmak istediğiniz yeni projeler neler?
– Bizim görevimiz, aslında Türkiye’nin sorunu olan bir konu… Türkiye’de herkes günlük yaşıyor. Hiçbir zaman plan program yapmıyoruz. Türk sporunda sporculara baktığımızda, yalnız futbol olarak değil, basketbolda da baktığımızda veya diğer amatör şubelere baktığımızda hep aynı hastalığı görüyoruz. Hastalık şu; birincisi sporda başarı için ekonomik güç lazım. İki, insan kaynağı lazım. Üç, tesis lazım. Bunların bir tanesini aksatırsanız başarı gelmiyor. Maalesef bizde bakıyorsunuz, Fenerbahçe Spor Kulübü’nde örnek olarak futbol takımı altyapısının 2 tane sahası var. Halbuki 20 tane sahası olması lazım. Planlama yapılması lazım. Bir bina yapıyoruz ve adına akademi diyoruz. Akademi böyle olmaz. Orada herşey olmalı. Türkiye’de bunların değişmesi lazım. Türkiye’de bunları yapabilmek için ekonomik olarak güçlü olmalı. Ya da federasyonlar kaynaklarını buraya aktarmalı. Federasyonlar kaynaklarını milli takımlara gelmiş oyunculara prim vermeye aktarmamalı. Bu altyapıların kurulmasını sağlamalı ve bunu şart koşmalı.
200 DÖNÜMLÜK ARSA ALDIK
FB Yandex Projesi’nden elde edeceğimiz gelirden ya da kendi kaynaklarımızla altyapıya yatırım yapacağız. Bunun için 200 dönümlük bir arazi aldık. Belçika, Fransa ve Portekiz’e yönetici arkadaşlar göndereceğiz. Burada akademilerin aynısını yapmaya çalışacağız. En az 15 saha planlıyoruz. İlk projemiz bu olacak. KMevcut şartlarda 100 yıl geçse de bizim altyapılardan oyuncu çıkmaz. Çıkarsa da bir tane tesadüfen çıkar. O da Arda Turan. Başka da çıkmaz. Bunun için de ekonomik olarak bazı kazançlarımız olacak. Bu kazançlarımızı da altyapıya aktaracağız. Genç oyuncular çıkacak. Yüksek bütçelerle yabancı oyuncu transfer etmek sadece kısa bir dönem geçerli olur. Bunun sürekliliği olmaz.
MANEVİ DEĞERLER ÖNEMLİ
*18 yıldan bu yana başkansınız? İstikrar açısından önemli bir süre… Peki bunları yapmak çok mu güçtü? Şimdi mi farkına mı vardınız?
– Hayır. Başkanlığa başladıktan sonra bir zamanınız yok. Bu süreç devam ederken hep o sürecin şartlarına göre hareket etmek gerekiyor. Benim gibi uzun süre başkanlık yapıp tecrübeli bir insanın şampiyonlukla ilgisi olmuyor. Benim görüşüme göre şampiyon olmak bir değer katmıyor. Kulübün işlerini yapabilmek ve kulübe kazanç getirebilecek sadece maddi değil manevi anlamda da kazanç getirecek değerleri ortaya koyabilmek lazım. Onun için şimdi bunları söylüyorum. Geçmişte de söyledik belki. 16, 17, 18, 19 ve 21 diye takımlar kurulmuş hepsi kandırmaca. Çünkü eğitici yok, sporcuya eğitim verilmiyor. Tesis yok, sporcu duş alamıyor, yemek yiyemiyor. Çocuklar gelip çalışacak, bunun karşılığında ekonomik olarak birşeyler alacaklar, maddi katkı yok. O zaman nasıl yetişecek.
En büyük zaafımız sporcular. Bizim çocukların hiçbirinde profesyonellik anlayışı yok. Yabancı sporcuların da profesyonellik anlayışını da bir yıl sonra bozuyorlar. Yabancılar da bizimkilere uyuyorlar. Bizimkiler profesyonel olmayı, lüks arabaya binme lüks evde oturma veya lüks içinde yaşama zannediyorlar. Profesyonellik bu değil.
Tüm kulüpler sıkıntıda
* Ekonomik olarak bunları yaptınız. Fenerbahçe’nin şu anda borcunu ve alacağını düşündüğünüzde daha profesyonel yönetilen bir kulüp haline geldi mi?
– Bunu söylersek yanlış olur. Muhakkak ihtiyaç var. Bütçenin yüzde 40’ı kadar her yıl açık var. Bunun nedeni kur farkı. Yıl başında yaptığımız planlama ile yıl sonunda yaptığımız planlama arasında yüzde 40 fark var. Bunu da bankalardan kapatmamız gerekiyor. Bütün kulüplerde şu anda muazzam bir sıkıntı var.
Nani, Gomez, Sneijder geliyor, yayıncı kuruluş reklamda kullanıyor
* Naklen yayın konusunda şu anki modeli çok fazla tutmuyordunuz. Kulüplerin de kendi anlaşmasını yapmasının daha doğru olduğunu söylüyordunuz. Bu görüşünüz hala geçerli mi?
– Evet geçerli. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile yaptığımız anlaşma vardı. Yayın haklarından gelen paranın yarısı dolar diğer yarısı ise Türk Lirası ile alınıyordu. Enflasyona göre artış yapılıyordu. Ancak şu anda hiçbirini bilmiyoruz. Konuyla ilgili bilgi almak için TFF’ye yazı yazıyoruz ama cevap alamıyoruz. Bizim adımıza ne anlaşmışlar belli değil. İhalenin yapıldığı dönemde Kulüpler Birliği Başkanı’ydım konuya hakimdim.
Anlaşmanın içerisinde yayın var. Ancak sonradan farklı konular gündeme geliyor ve yönetmelikler çıkarılıyor. ‘3 futbolcuyla röportaj yapılacak ve soyunma odası çekilecek’ gibi maddeler ekleniyor. Ama ben bunlara karşıyım ve soyunma odasına kamera almıyoruz. Çünkü ihaleye çıkarken sadece maç yayınları vardı. Avrupa’da böyle yapılıyor. Maç yayın ihalesi 90 dakika ile sınırlı. Eğer maçın dışında birşey isteniyorsa değer yaratılmalı. Nani’yi, Van Persie’yi, Gomez’i ve Sneijder’i çıkarıp reklamlarda oynatıyorlar. Ama bunun bir karşılığı yok. O zaman yayında bizim Anadolu kulüplerinden farkımız kalmıyor. Aldığımız yıldızlardan bir kazancım yok. TFF bunu bir şekile getiriyor ve yapmazsan ceza kesiyor. Biz buna karşıyız. Sayın Mehmet Ali Bey (Yalçındağ) bana 125 milyon dolar teklif etmişti. ‘Galatasaray ile Fenerbahçe olarak yayın havuzundan ayrılın, gelin 125 milyon dolar vereceğim’ demişti. Biz de bundan yola çıkarak ‘125 milyondan aşağıya almayız’ dedik. Galatasaray bugün alabilir, biz de alabiliriz. Bugün Süper Lig’deki tüm maçları kazanırsak 100 milyon TL, yani yaklaşık 33 milyon dolar civarında para elimize geçer.
Bu şekilde giderse havuz patlayacak
*Yayın haklarında uzatma oldu. Siz süre sonunda mı bitirmeyi düşünüyorsunuz?
– Bu konuda hukuki mücadele vereceğiz. Arkadaşlar hukuki olarak ne yapabiliriz diye 6-8 aydan beri çalışıyor. Daha birşey çıkaramadık. Ama bu şekilde giderse patlayacak. Havuz mavuz kalmaz. 3 milyar dolara yakın devletin İddia’dan geliri var. Ama kulüplere dağıtılan para 300 bin lira. Kulüplerin iddiadan daha büyük pay alması lazım. Yayın haklarını serbest bırakıp, buradan kulüplere kaynak aktarılabilir. Kimse hiçbir şey demez. Ama sen benim hakkımı alabileceğim yerde önümü kesersen o zaman sıkıntı olur.
Lige Doğu’dan iki takım girsin
“Türkiye’de Süper Ligi’nin iki takımlık kontenjanı olmalı ve bunları da Doğu bölgemizden lige koymalıyız. Onlar düşecek, iki tane başka gelecek. Doğu’dan düşecek, Doğu’dan gelecek. Uzlaşma gerekiyor. Kontenjandan düşecekler, kontenjandan gelecekler…”