Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Birleşmiş Milletler (BM)’in, Suriye’de yapılan katliamlara karşı gereken tepkiyi ortaya koyamadığından yakındı. Babacan, “BM, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) 2. Dünya savaşından sonra hayat buldu. Şu an kadük kalma tehlikesi ile karşı karşıya.” dedi. Babacan, BM’nin yeniden ele alınıp, reforma tabi tutulması gerektiğini de vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 8. Türk-Arap Ekonomi Forumu (TAF)’na katıldı. 4-5 Nisan tarihlerini kapsayan foruma Mısır Yatırım Bakanı Osama Saleh, Katar Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Khalid Bin Mohammed Al Attiyah ile Ukrayna Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı Igor Prasolov da konuk oldu.
Ali Babacan, burada yaptığı konuşmada Arap ülkelerinin ekonomilerine uyumlu olarak siyasi yapılarını ve aktörlerini de yenilediğini belirtti. Babacan, “Bu anlamda Tunus, Mısır ve Libya iyi bir örnek. Ancak Suriye bunlar gibi talihli değil. Maalesef uluslararası toplum Suriye’de bir araya gelme iradesini ortaya koyamadı. Hakikaten Arap Birliği, İKÖ ciddi bir irade ortaya koyuyor ama BM edilgen kaldı. BM, Dünya Bankası ve IMF gibi 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hayat buldu. Şu an kadük kalma tehlikesi ile karşı karşıya. İtiraf etmede yarar var; barış ve güvenlik için 2. Dünya Savaşı’ndan sonra faal hale gelen teşkilatlar etkin değildir.” ifadelerini kullandı. BM’nin yeniden ele alınması, reforma tabi tutulması gerektiğini dile getiren Babacan, şöyle devam etti:
“Bu anlamda Dünya Bankası ve IMF ile gereken faaliyetlerde bulunuyoruz. Bunların dümeni, idareleri yenilendi. Sırada BM var. BM de bir reformdan geçmeli. Yoksa temsil gücünü ve meşruiyetini yitirecektir. BM’nin duyarlı olmadığı Suriye’de rejim gidicidir. Er ya da geç gidecektir. Miadı dolmuştur. 60 bin sivili öldüren bir rejimin ayakta kalması mümkün değildir. Ama BM edilgen de olsa Suriye’de muhalefet Arap Ligi tarafından tanınıyor. Muhalefeti, Suriye’nin temsilcisi olarak addediyor. Bu da memnun edici.”
Türkiye’nin Arap ülkeleri ile diyalogunun arttığına temas eden Başbakan Yardımcısı Babacan, “Bundan böyle bölgede malların, halkların, sermayenin ve enerjinin serbest dolaşımına imkân tanımalıyız. Fikirlerin serbest dolaşımı başladı. Ama ekonomik sacayağı da dolaşıma girmeli.” temennilerinde bulundu. Babacan, ülkeler arası ticareti artırmak için bir araya gelmenin, ortak yatırımlar yapmanın önemli olduğunu kaydetti. Ekonomilerin buluşup bir birlerini tamamlayacağını anlatan Babacan, Türkiye ile Arap ülkelerinden sanayicileri enerji ve imarda ortak yatırımlar yapmaya davet etti. Arap ülkelerine sınırlara önem vermemeyi, kolay ticaret ve yatırımı teşvik etmeyi tavsiye etti.
Türkiye'nin gösterdiği ekonomik performansa da değinen Babacan, “Türkiye, petrol ve gazı ithal, sanayi ürünlerini ihraç ediyor. Ekonomide gayet başarılı. Ülke önemli oranda büyüdü. Bu büyüme de şirket yatırımları ile oldu, kamu yatırımları ile borçlanmaları ile değil." dedi. Türkiye’nin 2008 bunalımının ardından istihdamı artırdığını, yoksulluğun bertarafında önemli adımlar attığını da sözlerine ekledi.
MEHMET ŞİMŞEK: ARAP ÜLKELERİNE KAPIMIZ AÇIK
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Türkiye’nin 2008 bunalımdan çok yara almadığını belirtti. Bunu Arap ülkeleri ile artan ticarete bağladı. Arap ülkelerine hem mal ve hizmet ihracatının hem de müteahhitlik yatırımlarının tırmandığından söz etti. Türkiye’nin bütçe açıklarının gerilediğini, borçluluğunu milli gelirin yüzde 30-35’ine getirdiğini bildiren Şimşek, şunları ifade etti:
“Enflasyonun tek haneli olduğu ülke, Kurumlar Vergisi yükümlülüğü adına rahat. Siyasi irade olarak cari açığı iyi idare ediyoruz. Türkiye, güçlü bir büyüme vaat ediyor. Şu an Avrupa’nın 6., dünyanın 16. ekonomisi. 2023 hedefleri de malum. Öte yandan Türkiye, rekabet gücünde pek çok ülkeyi geride bıraktı. Yatırım yapma kolaylında iyileşmeler elde etti. Ülkeye yabancı yatırımlar da arttı. Olumlu tablomuzla Arap ülkelerine kapımız açık, bu böyle bilinmeli.”
HİSARCIKLIOĞLU’NDAN BÖLGESEL ORTAKLIK TALEBİ
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Türkiye ile Arap ülkelerinin ortak değerleri bulunduğuna işaret ederken, sınırların ticarete engel olmamasını, dondurulan Türkiye-Körfez Serbest Ticaret Anlaşması’nın tamamlanmasını talep etti. Hisarcıklıoğlu, “Arap ülkeleri ile diyalogumuz güçlendi. Buna bağlı olarak yatırımlar arttı. 10 senede Arap ülkelerine ihracatımız 11 kat, ithalatımız 12 kat arttı.” dedi. İki taraf arasındaki ticaretinin 2012’de 50 milyar dolara dayandığını aktaran Hisarcıklıoğlu, ortak yatırımlar için imkanların bulunduğuna temas derek, şunları söyledi:
“Yakında enerji ihraç eden yeni ülkeler ortaya çıkacak. Burada yeni yatırım alanları ve yeni ortaklıklar getirir. Onun için bölgesel ortaklık yapmalıyız. Avrupa Birliği (AB)’ne, Şangay’a bakın, bizim neden böyle bir birliğimiz olmasın. Ortak yatırım alanları çok. Arap ülkelerinin sermaye birikimi, bizim sanayi deneyimimizi bir araya getirerek yatırım açığı bulunan ülkeleri imar edebiliriz. Hz. Muhammed ‘Kul, din kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısı olur’ der. Biz bu anlamda kardeşlerimize yardımcı olmaya, onlarla deneyimleri paylaşmaya açığız.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz