Gökhan CEYLAN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, çeşitli programlara katılmak üzere sabah saatlerinde havayolu ile Sivas'a geldi. İlk olarak AK Parti Sivas Kadın Kolları Başkanlığı tarafından kentteki bir otelde düzenlenen 'Kadınlar Soruyor' programına katılan Bakan Arslan ve Yılmaz daha sonra Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayi "DİPLOMATİK SEVİYEDE GEREKLİ ÇALIŞMALAR YAPILIYOR"
Tören sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Arslan, ABD ve İngiltere'nin İstanbul Atatürk Havalimanı'nda başlattığı elektronik cihaz yasağı kararı ile ilgili, şunları söyledi:
"Bize ifade edilen özellikle güvenlik nedeniyle ülkemizin dışından ülkemize gelip, ülkemiz üzerinden ABD ve İngiltere'ye giden yolcularla ilgili böyle bir güvenlik tedbirinin alındığı yönünde. En azından bu ifadeyi doğru kabul edip, bu ifade üzerinden ICAO kuralları gereği alınması gereken bütün tedbirleri almış durumdayız. Hatta onun üzerinde tedbirler almış durumdayız. Çünkü bulunduğumuz coğrafyada bizim bütün tedbirleri almak gibi bir zorunluğumuz ve gereklilik var. Ve yine muhataplarımıza söylediğimiz şu, teknik ekipler bir araya gelsinler, çalışsınlar ve alınabilecek her ne tedbir varsa biz o tedbirleri almak istiyoruz, almaya hazırız. Bunu hem teknik olarak görüşmelerde ifade ediyoruz hem muhataplarımızla da konuşuyoruz. Muhataplarımıza yazdığımız mektuplarımızda da özellikle terörün sadece Türkiye'de değil, terörün dünyanın her yerinde terör olduğu, teröristin dünyanın her yerinde terörist olduğu, bunun mücadelesinin dünyanın her yerinde eş zamanlı ve birlikte yapılması gerektiği, bunu özellikle ortaya koyuyoruz. Yoksa Atatürk Havalimanı'ndan uçan terörist zarar verir, bir başka havalimanından uçan zarar vermez diye ayrım yaparsanız işte o zaman insanların aklına haklı olarak başka şeyler geliyor. Tekrar söylüyorum. Öyle olmadığını düşünüyor ve kabul ediyoruz. Ama bu demek değildir ki, bu kabul üzerine duracağız, kararları seyredeceğiz. Hayır, kararlarla ilgili gerekli mücadeleyi, gerekli görüşmeyi yapacağız ve dünyanın bir numaralı otoritesi ICAO'dur. Bizde Türkiye olarak ICAO'nın konsey üyesiyiz. Bunu oraya da taşıyarak orada da gerekli mücadeleyi yapacağız. Eğer terörden korkuyorsanız, nereden gelirse gelsin korkmanız ve ona göre tedbir almanız gerekir. Yoksa tedbiri sadece belli yerlerde alırsanız ve Türkiye gibi bir ülkede de Atatürk Havalimanı'nda almaya kalkarsanız, bunun ne kadar eksik ne kadar yanlış bir karar olduğunu biz ifade ediyoruz. Bundan sonrada ifade etmeye devam edeceğiz. Ve gerekli girişimlerimizi, muhataplarımızla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Teknik olarak biz gerekli girişimler bulunuyoruz. Dışişleri Bakanlığımız diplomatik seviyede gerekli çalışmaları yapıyor. İnşallah kısa sürede bu konuda bir düzenleme, bir düzeltme yapmalarını bekliyoruz."
"UMUYORUZ Kİ BU İŞİN ARKA PLANI YOKTUR"
Terörle mücadelenin her havalimanında yapılmadığı için insanların aklında bu işin bir arka planı olduğuna dair fikir oluştuğunu belirten Bakan Arslan şöyle devam etti:
"Dışişleri Bakanımız zaten ABD'de. Bakanımızla da biz koordine halindeyiz. Dolayısıyla diplomatik seviyede bakanımız ve ekibiyle birilikte çalışıyoruz. Teknik ekip olarak da sivil havacılık genel müdürlüğümüzün teknik sorumluluğundadır. Onlar da kendi muhataplarıyla teknik olarak çalışıyorlar. Ve söylediğimiz şu, dünde yine bakanlıkta biz bütün arkadaşlarımızla toplantı yaptık. Bu konuda biz yapılabilecek her şeyi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Açıkçası kimsenin şunu demeye hakkı da yok, lüksü de yok. 'Efendim Türkiye'de şu eksik' Hayır, Türkiye'de hiçbir eksik yok. ICAO kuralları gereği yapılması gerekenlerin üzerinde şeyleri yapıyoruz. Tekrar söyleyeyim, en önemli şey budur. Evet terör her yerde terördür. Her türlü teröristle ilgili mücadeleyi dünyanın topyekün yapması gerekir. Dolayısıyla bir hava limanını terörle mücadelede ayrı tutup, bir başka hava limanını ayrı tutmakta doğru değildir. İşte o zamanda haklı olarak insanların aklına başka şeyler veya bir arka plan geliyor. Umuyoruz ve diliyoruz ki bu işin başka amaçlarla düşünülen bir arka planı yoktur."
"MİSİLLEME DİYE BİR ŞEY YOK"
Bakan Arslan, yasakla ilgili bir sonuç alınmazsa karşılık verilmesinin söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine ise şunları söyledi:
"Misilleme diye bir şey yok efendim. Biz ticaretimizi büyütmeye, misafirlerimizi ağırlamaya ve özellikle havayolu sektörüyle taşıdığımız yolcuların konforunu düşünerek hareket ediyoruz. Yoksa biri yanlış yapı bende yanlış yapayım. Biz o zaman ona yanlış yapmıyoruz ki, biz o yanlışı kendi taşıdığımız yolcuya yapmış oluruz. Bir başkasına yanlış yapıyorsun deyip aynı yanlışa düşmemiz mümkün değil. Bizim istediğimiz, biz doğru olanı yapıyoruz siz de doğru olanı yapın demektir bu konuda."
Bu yasağın Türkiye'nin konumuna zarar verip vermeyeceğinin sorulması üzerine de Bakan Arslan, "Türkiye'nin konumuna zarar vermesi değil. Yolcularımıza çok konforlu bir hizmet sunuyoruz. Ve yolcularımızın hizmet konforunun düşeceği bir gerçektir. Biz bu konuda tedbir almaya çalışıyoruz" dedi.
"YASAK, TÜRK TURİZMİNİ ETKİLEMEZ"
Bakan Arslan, söz konusu yasak nedeniyle business yolcuların başka havayolu şirketlerine kaydırılacağı iddiası ve bu yasağın Türk turizmini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Bu yasak Türk turizmini etkilemez. Çünkü turistik yolucunun gelme amacı farklı, gayesi farklı ve yöntemi farklı. Ama özellikle business yolcuları etkilemesi konusuna gelince de, emin olun ki THY hizmet standartları o kadar yüksek bir hizmet sunuyor ki, biz dünyanın her yerinde bunu görüyoruz ve o takdiri biz gittiğimiz her yerde alıyoruz. THY bu anlamda takdir ediliyor, tebrik ediliyor. Emin olun ki aradaki fark bence yeterli. İnsanlar yine THY'yi tercih edeceklerdir. Çünkü çok üst düzeyde bir hizmet sunumu var. Eminim ki bu fazla etkilemeyecektir."
"YÖK, GEREĞİNİ YERİNE GETİRİR"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise, Milliyet gazetesinin manşetinde yer alan naylon tez haberiyle ilgili kendisine yöneltilen soruya şu şekilde cevap verdi: "YÖK her iddiayı ciddi olarak inceler ve gereğini yerine getirir. Gerek temel eğitimde, gerek orta öğretimde, gerekse yüksek öğretimde ülkemizin önceliği kaliteyi artırmaktır. Eğer böyle bir işlem yapılıyorsa, yapan kimse kendisine kötülük ediyor. Başkasına değil. Dolayısıyla da sahte, yanlış, başkasının emeği üzerinden belli bir derece almak öncelikle o kişiye en büyük zarardır. YÖK üzerine düşeni yapar."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz