Bu hafta 428’inci basın açıklamasının okunduğu Sakarya Adalet ve Özgürlükler eyleminde gündemden düşmeyen dershanelerin kapatılması ve kadına yönelik şiddet ele alındı. Dershanelerin kapatılacak olmasının siyasal bir hesaplaşma olduğunun vurgulandığı açıklamada, 2013 yılının 9 ayında işlenen 199 kadın cinayetinin ise İslami kimliği olan Türkiye açısından tüyler ürpertici olduğu kaydedildi.AKM önünde yapılan basın açıklamasını Sakarya Dayanışma Derneği’nden Emre Berber okudu. Berber, “Ülkedeki neredeyse bütün siyasi gücü elinde bulunduran hükümet dershanelerin eğitim sistemini nasıl da ifsad ettiğini anlatıyor. Buna karşılık, diğer taraf ise dershanelerin eğitim sistemindeki rolünün öneminden bahsediyor. Yani iki taraf da bu meseleyi tamamen eğitimle alakalı bir meseleymiş gibi tartışmaya devam ediyorlar. Oysa dershane tartışmasıyla açığa çıkan esas meselenin eğitimle alakalı olmaktan ziyade siyasal bir mesele olduğu çok açık. Başbakan, artık iktidarın tamamen kendi elinde toplanmasını, tepeden tırnağa tüm yönetsel kararların kendi inisiyatifinde olmasını istiyor. Buna karşı herhangi bir itirazı da kabul etmiyor. Dershaneler hakkında gündeme gelen düzenleme de aslında tam bu istekle alakalı. Bu siyasal bir hesaplaşma olduğundan, dershaneler hakkındaki düzenleme, olması gerektiği gibi uzun ve geniş istişarelere dayanmıyor. Tüm süreç ben yaptım oldu mantığıyla gerçekleştiriliyor. Başbakan’ın ifadesiyle karşı taraf da bu karara canhıraş itiraz ediyor. Gülen Cemaatinin hiçbir darbe döneminde karşılaşmadığımız bir itirazı bu. Yine de bu durum, hükümetin milyonlarca insanın hayatını etkileyecek bir düzenlemeyi böyle bir oldubittiyle dayattığı gerçeğini değiştirmez. Şurası açık ki, hükümetin dershaneler hakkındaki düzenlemesi ve devam eden dershane tartışması tepedekilerin iktidarı paylaşamamasından kaynaklanmaktadır. Fillerin bu tepişmesinden de her zaman olduğu gibi olan çimenlere olacaktır. Bu açıdan bu mesele özünde siyasaldır ve bu meselenin eğitimle ilk ve önemli alakası, dershaneler gibi ülkemizin hayati sorununun siyasal bir hesaplaşmada meze olarak kullanılmasıdır“ dedi.KADINA ŞİDDET İSLAMİ KİMLİĞİMİZ BAKIMINDAN TÜYLER ÜRPERTİCİKadına şiddet konusunda da açıklama yapan Berber şunları söyledi:“Geçen Pazartesi 25 Kasım kadına karşı şiddete hayır günüydü. Bu vesileyle de kadına karşı uygulanan şiddetin can yakıcı bir sorun olarak gittikçe daha da belirginleştiğinden bahsetmek istiyoruz. 2013 yılının başından itibaren yalnızca 9 Ayda 199 kadın kadına şiddet kapsamında cinayete kurban gitmiştir. TÜİK verilerine göre Türkiye’deki kadınların yarısına yakın ömrünün herhangi bir döneminde aile içi şiddete maruz kalmış. Kadına yönelik şiddetin dini bir kılıfla servis edilerek toplumumuzda yer etmesi edilemez. Kimi cahiliye uygulamalarının ruhsat mesabesinde devam ettirilmesine yönelik hükümler de bulunmasına rağmen, Resulullah’ın bu konudaki uygulaması açıktır. Allah’ın elçisi eşlerine karşı katiyen elini kaldırmamış ve kaldırılmasını da onaylamamıştır. Hele ülkemizde kadın cinayetlerinin bu derece yaygınlaşması, İslami kimliğimiz bakımından tüyler ürperticidir. Bu mesele de geri kalan meseleler gibi, adilce özgür bir dünya inşa etme konusundaki çabalarımızın içinde kendisine yer bulmaktadır.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz