Bilirkişi Raporlarına Çeki Düzen

64. Hükümet Eylem Planı’nda yer alan Bilirkişilik Kanunu Tasarısı, Adalet Bakanlığı tarafından Başbakanlık’a gönderildi. Tasarının, Bakanlar Kurulu’nun Pazartesi günü yapılacak toplantısında görüşülmesinin ardından TBMM’ye sevk edilmesi bekleniyor.Alınan bilgilere göre, tasarıyla bilirkişilikle ilgili "Bilirkişi, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirir. Bilirkişi, raporunda çözümü, uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz. Hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz. Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Bilirkişi, kendisine tevdi olunan görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen yahut tamamen başka bir kimseye devredemez. Aynı konuda bir kez rapor alınması esastır" gibi önemli düzenlemeler getiriliyor.Tasarı ile bilirkişilik faaliyetinde bulunacak gerçek kişilerde aranacak nitelikler düzenleniyor. Bilirkişilikle ilgili yazılı bir sınav yapılması ve bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalışmış olmak şartı getiriliyor. Tasarı ile "Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez" düzenlemesi yapılıyor.Tasarıyla, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bilirkişilere verilen hapis cezasının alt sınırı 1 yıldan 3 yıla çıkartılırken, üst sınırı ise 3 yıldan 7 yıla çıkartılıyor.ADLİ TIP’A REVİZYONTasarı ile Adli Tıp Kurumu yeniden yapılandırılıyor. Adli Tıp Genel Kurulu kaldırılırken, adli tıp ihtisas kurullarından oluşturulan üç ayrı Adli Tıp Üst Kurulları kuruluyor. Adli Tıp Üst Kurulları, Adli Tıp Kurumu Başkanının başkanlığında, ilgili adli tıp ihtisas kurulları başkan ve üyelerinden oluşur. Adli Tıp Kurumu’nda sekiz ihtisas kurulu bulunacak.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 22 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenen Bilirkişilik Sempozyumu’nda "Bildiğiniz gibi hukuk sistemimiz içerisinde bilirkişilik konusu müstakil bir kanunla bugüne kadar düzenlenmiş değil. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, Hukuk Muhakemesi Kanunu’nda, İdari Yargılama Usul Kanunu’nda belli maddeler içerisinde konu ele alınmış ve oralarda birtakım hükümler yer almaktadır. Bilirkişilik müessesesine güven müessesi olarak herkesi ve her kesimin bakmasını sağlayacak bir reforma ihtiyacımız var. Bilirkişi, sahte rapor tanzim etmiş olsa ’Ne tür hukuki yaptırımla karşılaşır?’ diye baktığımızda, neredeyse gülünç denecek bir ceza yaptırımıyla karşı karşıya. Bilirkişilik müessesi tanzim edilirken bu müessesenin gereklerine uygun hareket etmeyenlerle ilgili bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti içerisinde, asla, bilirkişilik yapamayacağı bir düzene geçilmesi, hem de caydırıcı bir ceza yaptırımıyla yüz yüze kalması, son derece önemlidir. Bilirkişilik müessesesinin bütün boyutlarıyla ele alınmasını, tabir-i caizse, eskilerin deyimiyle zapturapt altına alınmasını ve denetim sisteminin kurulması, etik ilkelerinin belirlenmesi, yaptırımların caydırıcı bir noktada olması ve bu noktada ahbap çavuş ilişkisine imkan ve zemin hazırlayan yapının tamamen ortadan kaldırılması ihtiyacı vardır" diyerek Bilirkişilik Kanun Tasarısı’nı gündeme getirmişti.

Adana'da bir iş yerini kundakladığı öne sürülen zanlı gözaltına alındı

Erzincan’da kaçakçılık olaylarına geçit verilmiyor

Siirt'te su kuyusuna düşen kadın öldü