Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir Crowne Plaza'daki Kamu ve Deniz Turizmi Birliği Derneği Sektör toplantısına katıldı. Deniz Turizmi Birliği (DTB) 9. Olağan Kurulunda, DTB Başkanı Ali Erkan Bezirgan, Ege Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Özer, Budget Sailing Firma sahibi Hasan Şimşek, Ege Liman İşletmeleri Genel Müdürü Aziz Güngör sunumlarını dinleyen Kültür ve Turizm Bakanı Günay, sunumu yapılan konular üzerine konuştu.
Sektör temsilcilerinin 'Türkiye'ye gelen yatlar üç aydan fazla kalsın' isteğine destek veren Bakan Günay, şöyle konuştu: "Bürokratik engellerle ilgili sıkıntıları ortadan kaldıracağız. Konuyla ilgili genelge çıkacak. Yatı olan bir kişi niye Türkiye'de 6 ay kalmasın ki? Biz bu sürenin uzamasını istiyoruz fakat diğer bakanlıklarda sıkıntı oluyor. Bir insana 'üç ay kal sonra çık yine gel' diyemezsiniz. Bu insan denizi mi kirletti, yeşili mi yedi? Anlamakta zorlanıyorum. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız bir konu üzerinde çalışıyor. Sağlık tedavisi için ülkemize gelenlerin de uzun süre kalabilmesi gerekir. Bir sıkıntı ve problem yaratmayacaksa uzun süre kalabilir. Bana konuyla ilgili dünyanın bir çok yerinden elekronik posta ile şikayet geliyor"
Bakanlık görevine ilk başladığı dönemlerde bir konuyu takip ettiği zaman ilgili bürokrata sorular sorunca dilekçe ile yazdıklarını söyleyen Kültür veTurizm Bakanı Ertuğrul Günay, şunları söyledi: "Bir iş var ve o işin halledilmesi gerekiyor. Bakanlık içinde bürokratlar bile yazı ile haberleşiyor. Zaten bürokraside bir alışkanlık var herkes birbirine yazı yazıyor. Kusura bakmayın yazdık. E ne zaman? Üç ay önce.Peki cevabı ne zaman gelecek? 6 ay sonra. Benim bürokratım kendi arasında bir meseleyi yazarak
çözmeyecek. İki müdür bir araya gelecek ve konuşacak. Bunun bakanlıklar arasında da olması gerekir. Müdür bir işi halledemediyse müsteşara daha sonra bakana anlatacak. Bizim bakanlığımızda 'yazdık efendim' lafı artık yok. Kalmadı"
Türkiye'de turizm kadar gelir getiren başka bir sektörün daha olmadığını söyleyen Günay, turizmin ortak kampanya ve organizasyonlar için bakanlık bütçesi dışında bir fonu olması gerektiğini belirtti.
Yıllık 28-30 milyar dolar gelir getiren bir sektörün iyi analiz edilmesi gerektiğini anlatan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin turizmi içinde deniz turizmin desteklenmesi gerekiyor. Biz ülke olarak kitle turizmi yapıyoruz. Gelen turistlerin çoğu Antalya'ya geliyor. Bunun çeşitli hale getirilmesi gerekir. Termal turizmin kapasitesinin artırılması gerek. Kendimize elbette pay çıkaracağız ama doğanın sunduğu nimetler ve imkanlar var. Türkiye'nin konumu böyle olmasaydı dünya turizminde bu kadar
ön sıralarda yer alamazdık."
Akdeniz'deki yat bağlama kapasitemizin yüzde 5-10 civarında olduğunu anlatan Günay, şunları söyledi: "İzmir Türkiye'ye gelen kruvaziyerde gelen turistin üçte birini tek başına götürüyor. Tabi bunun gelişmesinde ve turizmin artmasında hava ve karayolunun gelişmesinin büyük önemi var."
Türkiye'nin bürokrasi cenderesi altında olduğunu belirten Günay;
sözlerine şöyle devam etti: "Adeta engelli koşu gibi.Bu şuna benziyor, askerlikte koşarsınız önünüze engel koyarlar.Onları geçersiniz habire engel çıkar. Sonunda düz duvara tırmanmak zorunda kalırsınız. Bakanlık olarak bizim en öncelikli görevimiz yatırımcının önünü açmaktır. Tabii ki yapmamız gereken, olması istenen belli standartlar var ama kolaylık sağlanması gerekiyor. Bakanlığın engel koymak gibi bir görevi yoktur. Bazen bir dosya bakanlıklarda uzun süre bekliyor. Bizim onay verdiğimiz bir işe başka bakanlık onay vermiyor. Ya da onların kolayca evet dediğine biz olmaz diyoruz.Amacımız kaliteyi artırmak."
Derneğin başkanı Bezirgan, Bakan Günay'a plaket takdim etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz