Nursima KESKİN/ ERZURUM, Tortum ilçesine bağlı Serdarlı Beldesinde yaşayan Seyhan Çakar'ın hayatı 2010 yılında Ödük Vadisine yapılacak Hidroelektrik Santrali Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, taşın TCK'de silahtan sayıldığını ve eylemi birden fazla kişinin işlediği gerekçesiyle cezanın artırılmasını istedi. Mahkeme geçen 24 Haziran günü yapılan duruşmada Seyhan Çakar ile birlikte 6 kişiyi bu kez 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti.
Seyhan Çakar, hakimin aracını taşlamadığını sadece kahvenin camına 'Daha güzel bir Türkiye için Yeşilçam, Gürsu, Esentepe ağaçlandırma ve yaban hayatı koruma sahası' yazılı afiş astığını söyledi. Afişi astıktan sonra kahveden ayrıldığını belirten Seyhan Çakar daha sonra meydana gelen olaylar hakkında bilgisi olmadığını bildirdi. Cezaevine girdikten sonra ağabeyinin üzüntüden mide kanserine yakalanarak hayatını kaybettiğini, annesinin öldüğünü, kendisinin de yaklaşık 2 yıldır ağır prostat kanseri tedavisi gördüğüne dikkati çeken Seyhan Çakar şunları söyledi:
"Tekirdağ'da kalıp ustası olarak çalışıyordum. 2010 yılında memleketime izne gelmiştim. Yaşam alanlarımızın katledilmesine tahammül edemediğim için Serdarlı'ya hayat veren Ödük Çayı üzerine HES'in yapılmasına karşı çıktım. Bu nedenle hazırladığım çevreci afişini kahve camına astım. Bunu gören jandarma, hiç ilgim olmadığı halde beni de hakimi taşlayanlar arasında gösterdi. 'Afişçi sen de gel' dedi ve o günden sonra hayatım karardı. Oysa olay anında orada olmadığıma dair tanığım da vardı.Tek suçum çevreci bir afişi asmak oldu. Ben doğayı, çevreyi, hayvanları çok seviyorum. Serdarlı beldesindeki hazine arazisine 24 yıl önce 550 çam ağacı diktim. Çevreci olduğuma inanmayanların Gürsu Esentepe'deki diktiğim çamları görmesini istiyorum. Yurdumun hangi yöresinde doğaya, çevreye, hayvanlara yapılan bir haksızlık olunca duyarsız olamıyorum. Ağaç katliamları, sokak hayvanlarının öldürülmesine tepkisiz kalamıyorum. İlkokul mezunuyum ama bu konulara insanların dikkat çekmek için afişler hazırlıyor ve kahvelere, duvarlara asıyorum."
Suçsuz yere cezaevine girmek istemediğini, kararı temyiz edeceğini vurgulayan Seyhan Çakar, "2011'den bu yana Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesinde ilaçlı kanser tedavisi görüyorum. Ağabeyim Durali Çakar ben cezaevine girdikten sonra kanser oldu ve öldü. Annem Nezaket, evlatlarının üzüntüsüne dayanamadı ve üç ay önce öldü" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz