ÇHD, Hukuksuzluğa Tepki Gösteren Üyesine 'örgüt Ne Derse O Olur' Demiş

Terör örgütü DHKP/C kapsamında Çağdaş Hukukcular Derneği (ÇHD) üyesi avukatların yer aldığı iddianamede, derneğin yaptığı hukuksuzluğa dernek üyesi bir avukatın tepki gösterdiği yer aldı. Tutuklanan bir örgüt üyesinin istediği avukatı seçmesinin örgüt tarafından engellenmesine isyan eden bu kişiye, dernek üyesi diğer avukatların bu konuda örgütün iradesinin asıl olduğunu belirterek karşı çıktıkları anlatıldı. İddianamede bu tartışmaların, ÇHD’nin terör örgütü talimatıyla hareket ettiğini gösterdiği değerlendirmesi yapıldı. DHKP/C iddianamesinde, ÇHD avukatları arasında derneğin yaptığı hukuksuz uygulamanın tartışıldığı anlatıldı. 4 Nisan 2003 tarihli word belgesinde Avukat Ercan Kanar’ın ÇHD’ye verdiği dilekçe yer aldı. Dilekçesinin şikayet değil, amaç ve felsefelerini korumak için uyarı olduğunu belirten Kanar, DHKP/C operasyonunda Mersin’de tutuklanan Barış Ateş isimli bir tutuklunun ve ailesinin ısrarı üzerine avukatlığını üstlendiğini anlattı. Ateş ile Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde görüş yaptığı sırada müvvekkilinin, “Abi, arkadaşlar senin girmeni istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Avukat Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez, başka bir avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi.” ifadelerini kullandı. Bu tür tavırların avukatlara yakışmayacağını söyleyen Kanar, AİHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan sanığın avukatını seçme hakkı olduğunu hatırlatıyor. Kanar, “ÇHD üyesi bu kuralı ihlal edebilir mi? Aynı kurum üyelerinin birbirlerine karşı mesleki ve etik sorumlulukları yok mudur?” diye sordu. Bu konuyla ilgili ÇHD’de yaşanan tartışmayla ilgili rapor yazan Yaşar kod adlı Münevver Köz’ün yazdıkları da iddianamede yer aldı. Bu rapora göre, kendisinin de katıldığı toplantıda Kanar, ÇHD’ye yaptığı yazılı başvurunun imha edilmesine de tepki gösteriyor. Amacının dilekçe ya da adı geçen kişinin avukatlığını üslenmek olmadığını belirten Kanar, amacının ÇHD'de bir etik değer oluşturmak, insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini göstermek olduğunu vurguluyor. Kanar, bir ÇHD'li avukatın başka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu söylüyor. Avukat Behiç Aşcı ise avukat seçme özgürlüğü gibi bir şeyin olamayacağını, bu konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların işlerine de karışılamayacağını belirtiyor. Aşçı, Kanar’ın yalan söylediğini iddia ediyor. Yaşar kod adlı Münevver Köz söz konusu raporunda, Avukat Behiç Aşçı’nın Kanar'dan dilekçesinin muhbirlik niteliği taşıdığı gerekçesiyle geri çekmesini istiyor. Kanar ise bunu kabul etmiyor. Bu nedenle ÇHD yönetimine dilekçenin imha edilmesinin önerildiği belirtiliyor. Avukatlar arasında süren tartışmada, ‘örgütlü birinin avukatını seçmede örgütün karar verebileceğini, bunun tartışılmasının olmayacağını, ancak ÇHD'nin kendisine verilen bir dilekçeyi yırtmasının doğru olmadığını, dilekçenin iadesi yoluna gidilmesigerektiğini. Elbetteki siyasetlerin avukat tutma, tutuklularının savunmalarını nasıl yapacakları konusunda kendi iradelerinin geçerli olacağı’ ifadelerinin kullanıldığı belirtiliyor. Tartışma sırasında Avukat Erdal Doğan, bir an nerede olduğunu anlayamadığını, ÇHD'de mi yoksa bir örgütün kampında mı olduğunu anlayamadığını ifade ediyor. İddianamede bu konuyla ilgili değerlendirmede, “Yasadışı bir örgüt üyeliği suçlaması ile yakalanan bir kişinin avukatını kendisinin mi yoksa örgütün mü seçeceği konusunda Cemal Yücel, Kemal Aytaç ve Behiç Aşçı isimli avukatların yasadışı örgütün iradelerini tanıması ve avukat seçimi konusunda yasadışı örgütün belirleyici olacağını söylemesi, bu sözler karşısında Avukat Erdal Doğan’ın ‘ÇHD’de miyim yoksa örgüt kampında mı?’ şeklinde şaşkınlığını ifade etmiş olması, bahse konu avukatların yasadışı terör örgütleri talimatları doğrultusunda hareket ettiklerini ortaya koymuştur.” denildi.