YURTHABER

Bursa
Şehirler
Şehir Seçiniz
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Düzce
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kilis
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Şanlıurfa
Siirt
Sinop
Şırnak
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

“chp Ergenekon Davasında Yargıya Baskı Yaptı”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin yargı...

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin yargı organı mensuplarına Ergenekon davasında baskı yaptığını savunarak, “Yarın KCK davasında BDP’liler böyle bir kuşatma içinde olurlarsa Türkiye’de hukuk devleti ne olur?” dedi.

Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Meclis Salonu’nda 'Siyaset Akademisi' programına konuşmacı olarak katılan Soylu, katılımcılara tecrübelerini aktardı. Program öncesi gazetecilerin sorularını cevaplayan Soylu, Ergenekon davasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Soylu, duruşma sırasında yaşanan gerginliklerin davayı etkilediğini ifade etti. Silivri’deki gelişmeleri Türkiye açısından talihsizlik olarak gördüğünün altını çizen Soylu, “Silivri’de yaşananlar hukuk devletine karşı girişilmiş, hukuk devletinde çok fazla görülmeyen, Türkiye için çok sancılı bir süreci tetikleyen girişimdir. Türkiye açısından talihsizlik olarak görmekteyim. Anayasa'nın 138. maddesi çok açık ve nettir. Davayı etkilemeye yönelik, baskı altına alma girişimleri Anayasa'ya aykırılık olarak değerlendiriyorum. Henüz kimin suçlu, kimin suçsuz olduğu ortada olmayan, orada uzun yıllardan beri belki de Türkiye’nin en önemli siyasal davası olan ve hukuki bir zeminde gerçekleşen davada resmen hakimler, savcılar ve hukuk devleti kuşatılmak istenmiştir” ifadelerini kullandı.

“CHPLİLER HUKUK DEVLETİNİ KUŞATTI”

CHP’lilerin hukuk devletini kuşattığını savunan Soylu, “Türkiye’nin partisi olan CHP’nin milletvekilleri yargıya baskı yapmak istemişler ve yapmışlardır. Bu Türkiye’de şöyle bir sonucu beraberinde getirmiştir. Yarın KCK davasında BDP’liler diğer KCK davasında böyle bir kuşatma ortaya koyarlarsa Türkiye’de hukuk devleti ne olur? Dün Türkiye’yi irtica ve laiklik tartışmaları üzerinden gerenler, bugün Türkiye’ye Ergenekon davası üzerinden siyasi kimlik tanımaya çalışmaktadırlar. Bu son derece sakat bir anlayıştır. Yıllarca Türkiye’nin irtica ve laiklik üzerinden, darbeler üzerinden, Türkiye’nin gerginleşmesini sağlayan parmak izleri dün Silivri’deydi. Talihsizlik olarak nitelendiriyorum. Hukuk devletine bir kuşatma olarak değerlendiriyorum” dedi.

“RAHMETLİ ÖZAL’IN OTOPSİSİ NİÇİN 1993 YILINDA YAPILMADI?”

Turgut Özal’ın ölümü konusunda da konuşan Soylu, “Cumhurbaşkanı devletin namusudur. 1993’te Özal vefat ettiği zaman yapılması gereken otopsi ve soruşturmayı bugün yapmayacaksınız. Onu o gün acele defnedeceksiniz. Sadece bizim ülkemizde değil, etrafımızdaki ülkelerde bile o ölümün üzerine romanlar yazılacak, o ölüm hikayelendirilecek ve Türkiye kılını kıpırdatmayacak. Son 10 yıldaki demokratikleşmenin sonucunda, savcılara ve hakimlere bu mesele geldiğinde onlar bu konudaki soruşturmayı başlatacaklar. Bugün adli tıptaki otopsinin sonucu değil, 1993’te niçin rahmetli Özal bir otopsi ile karşı karşıya bırakılmadı bu sorunun sorulması gerekir. 70 milyonluk milleti kaygı içinde bırakmak haksızlıktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanın ölümü konusunda devletin bir açıklama yapamamasının tartışma konusu olacağını vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakın, 'Sizin cumhurbaşkanınızı istersek öldürebiliriz' imasında bulunmak, 1960 darbesinden sonra 1961’de Menderes’in idam fotoğrafı ile bunu birleştirmek, bu fotoğrafı milletin zihnine kazımak iradeye kast etmek demektir. Siz bunu yapıyorsunuz ve yaptıktan sonra bunun hesabı sorulmuyor. En önemli sonucu ölüm sebebinin belli olmamasıdır. Rahmetli Özal’ın 1993’te ölüm sebebi ortaya çıkmıştı. Özal’ın ölüm nedeninin bugün yapılan soruşturmada, o gün kuvvetli dayanağı olmayan şekilde yazıldığı ortadadır. Bir ülkenin cumhurbaşkanının ölüm sebebi konusunda devlet bir açıklama yapamıyorsa tartışma konusu olur. O devlet kutsal sınırları içerisinde bize gösterilen midir? Yoksa sürekli birilerini iktidar yapmak için format atılmış bir devlet geleneği midir?' diye bu soru sorulabilir.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler