Chp Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran:

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, hükümetin 10 sene önce Türkiye'nin önüne bir truva atı gibi konulduğunu ileri sürdü.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, parti teşkilatı, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapmak için Antalya'ya geldi. İlk olarak CHP İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Oran, Antalya'da il başkanı Devrim Kök ile birlikte basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Oran, komşularla olan sorunlar yüzünden tarım ürünleri ihracatının dibe vurduğunu savundu. Bu nedenle Antalya'daki tarım ürünlerinin seralarda ve dalında kaldığını, üreticinin, çiftçinin perişan olduğunu, turizmcinin de plansız büyüme nedeniyle para kazanamadığını belirten Oran, ekonominin güçlü olabilmesi için kaliteli demokrasiye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Demokrasinin kaliteli olabilmesi için insan haklarının korunup hukukun üstünlüğünün sağlanıp yargının da bağımsız olması gerektiğini bildiren Oran, bu konularda ciddi sorunlar olduğunu iddia etti. Bu sorunların kaynağında ise AK Parti'nin olduğunu savunan Oran, Başbakanın da ülkeyi parti devleti gibi yönetmeye çalıştığını ileri sürdü. Başkanlık sisteminin de bunun bir ürünü olduğunu savunan Oran, bunun çok tehlikeli ve kontrolsüz bir siyaset ve yönetim anlayışı olduğunu iddia etti.

ERDOĞAN BAYRAKTAR İSTİFA ETMELİ

On sene evvel Türkiye'nin önüne bu hükümetin bir truva atı gibi konulduğunu anlatan Oran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kapının önünde buldu Türkiye. Değiştik dediler, şu oldu bu oldu dediler. Ne zaman Türkiye halkı bunları içeriye aldılar, gerçek yüzlerini gösterdiler. Kaleyi içten fethetmeye çalıştılar. Yolsuzlukla, yasaklarla ve yoksullukla mücadele edeceklerini söylediler. Ama gerek AKP'li belediyeler, gerek onlara bağlı kurumlar işte örneğini görüyoruz TOKİ'de. 60 milyon liralık yolsuzluk var. Ben buradan Erdoğan Bayraktar’a sesleniyorum. Daha önceki beyanatlarında, en ufak yolsuzluk, suistimal olursa ben görevimi bırakırım demişti. Erdoğan Bayraktar'ın bu sözünün arkasında durması gerekiyor. Ortaya çıkmış bir yolsuzlukta mutlaka görevini bırakması gerekiyor. Ama, AKP yolsuzlukla mücadele edeceğini söyledi. Yolsuzlukların baş aktörü oldu. Yolsuzluklardan beslenen bir yapıya büründü. Yasakları kaldıracaklarını söyleyip, 29 ekimde cumhuriyet bayramı kutlamalarını bile engelleyip yasakladılar. Atatürk heykeline çelenk bırakılmasına müsade etmiyorsunuz. Buna direnenlerle ilgili de hukuki işlem başlatıyorsunuz. Böyle bir hukuk olmaz. Böyle hukuk ancak parti devletinde olur"

Antalya'da da yargı gereğini yapsın denilerek, CHP'lilerin fişlenerek ifadelerinin almaya çağırıldığını söyleyen Oran, bunun asla kabul edilemez olduğunu iddia etti. Yoksulluğun Türkiye'nin şimdi adeta kaderi haline geldiğini iddia eden Oran, AKP'nin Türkiyesinin zam zulüm yoksulluk olduğunu savundu.

Nüfusun üçte ikisinin yoksulluk sınırının altına düşmüş durumda olduğunu iddia eden Oran, şöyle konuştu: “Türkiye, hiçbir zaman bir hükümetin başı tarafından bu kadar itibarsız yönetilmedi. Bakın 87 gün Suriye'de tutsak kalan bir gazeteciyi kurtarmak için Başbakan seferber olması gerekirken birşey yapılmadı. CHP olarak yardımcı olmaya çalıştık ve Gazeteci Cüneyt Ünal'ı ailesiyle, sevdikleriyle buluşturduk. Teşekkür etmesi gereken Başbakan, bırakın teşekkür etmeyi yalan söyleyip, iftira atıyor. Utanmadan bir de CHP orada hatıra fotoğrafı mı çektiriyor gibi dedikodu bağlamında ifadeler kullanıyor."

CHP'nin Suriye politikasının çok net olduğunu belirten Oran, şunları söyledi:"CHP'nin yaptığı bir gazeteciyi özgürlüge kavuşturmak olmuştur. Esas diktatörlerle ilişkisi olan geçmişte hep en iyi arkadaşı diktatörler olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Libya'da Kaddafi'den ödül aldı, onun en yakın arkadaşından biriydi. Aziz kardeşim dediği Mısır'da Hüsnü Mübarek'le yakındı. Ariel Şaron ile ilişkileri daha dün gibi aklımızda. Esat'la da öyle. Daha 2010'da kardeşim Esat dediği kişi şimdi düşmanım Esat oldu. Sayın Başbakanın tutarsız ilişkileri Türkiye'yi germekte. Ama görüyoruz ki kime kardeşim diyorsa sayın başbakan, bilinki o kişi düşman haline geliyor. Bugün içeride de kardeş kavgası var. İçeride de daha evvel kardeşim dediği, Gül ile kardeş kavgası yapar hale geldi. Sürekli itişme, kakışma Ankara Çankaya'da da görüyoruz."

TÜRKİYE GERÇEKLERLE YÜZLEŞMELİ

Türkiye'nin artık gerçeklerle yüzleşmek durumunda olduğunu bildiren Oran, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, o truva atını tekrar kapının önüne koymak durumunda. Gerçekleri ortaya koymak durumunda. Artık bu yalanlar, talanlar, dolanlar öyle bir hale geldiki, cebimizdeki parayı, evimizdeki eşyayı herşeyi çalıyorlar. Utanmadan şimdi CHP'nin üyelerini çalmaya kalkıyorlar. Nasıl sen CHP'nin üyesini çalarsın. Ki bunların bazıları CHP'nin yönetici konumundaki arkadaşlarımız. Bu kişiler hayatlarında AK Parti'ye gitmişleri yoktur. Ama AK Parti bunu yaşattı. Antalya'da bin 400 yurttaşımız, Türkiye genelinde yüzbinlerce yurttaşımız parti üyemiz bir şekilde hokus pokusla, abra kadabrayla onların partilerine üye kaydediliyor."

Oran, Antalya'da kendisini karşılamaya gelenlerin arasında CHP'li belediye başkanlarının neden gelmediğine ilişkin soruya, "Belediye başkanlarımız vatandaşımıza hizmet ediyor. Biz biat partisi değiliz. Belediye başkanlarımızın görevi halkımıza hizmet etmektir" diye yanıt verdi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İSKİ, Pendik'te su borusunu kesen çalışanla ilgili yasal süreç başlattı

Kastamonu'da çıkan kavgada yaralanan 2 kardeşten biri hayatını kaybetti