Chp'li Vekillerden İzmirli Gezi Tutuklularına Destek

Gezi eylemleri sonrasında İzmir'de tutuklanarak cezaevine gönderilen 50 Gezi eylemcisini cezaevinde ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Musa Çam, Oğuz Oyan ve Hülya Güven, beraberlerinde CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin olduğu halde basın toplantısı düzenledi. İl binasında gerçekleşen toplantıda konuşan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, en fazla tutuklunun İzmir'de bulunduğunu, İstanbul'da çok sayıda tutuklu Gezi eylemcisinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karşın İzmir'de bu durumun gerçekleşmediğini söyledi.MİLYONLARI YİNE SOKAĞA DÖKMEYİNYüksel, yargılamanın tutuksuz olarak devam edebileceğini belirterek şöyle konuştu: "Denetimli serbestlik İstanbul'da uygulanıyor. İzmir'de bizim özgürlük hakimlerinin aklına hiç gelmiyor. İzmir'de tutuklu gençler için İzmir kamuoyuyla birlikte bunu sağlamanın yolunu meydanlarda aramak zorunda kalmayalım. Salıverilmeme durumunda kamuoyu vicdanı harekete geçecektir. Milyonları yine sokağa dökmeyin. Bize göre de hiçbir suçları yoktur."CHP'li vekil Alaattin Yüksel, tutuklanan gençlerin örgüt üyesi olmadıkları halde örgüt adına suç işlemekle suçlanmasının kabul edilemez olduğunu kaydederek, sanık teşhisinde yüzleri kapalı fotoğraflar üzerinden işlem yapılmasının da kabul edilemez olduğunu söyledi.ÖRGÜTLERİN VARLIĞINDAN HABERDAR OLMAYAN ÇOCUKLAR ŞU AN HAPİSTETutuklamaların haksız olduğunu belirten Alaattin Yüksel, gençlerin kendilerine söylenen örgüt adlarını ilk kez orada duyduklarını belirttiklerini dile getirdi. Tutuklamaların haksız olduğunu belirten Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: "Örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek suçuyla suçlanıyorlar. Milyonlar örgüt çağrısıyla toplanmadı. Yüzleri kapatılmış, fotoğraflar önlerine konmuş ve bu sizsiniz denmiş. Ya da daha önce katıldıkları yasal eylemler nedeniyle çocukların önlerine fotoğraflar konuyor ve savcılık bunları suç delili olarak kabul ediyor. Yüzleri kapalı olduğu için evlerde yapılan aramalarda çocukların giysileri, tişörtleri delil olarak önlerine konuyor. Gençler, 'örgütün adını ilk kez orada duydum' diyor. O örgütlerin varlığından bile haberdar olmayan çocuklar şu an hapiste. Çoğu darp edilmiştir. 4 numara lens kullanan kızımızın lensleri verilmemiştir. Bir başka gencin kolu kırılmıştır. Hapishane koşulları zorlu koşullardır. Yine bu çocukların çoğu öğrencidir. Sınavlara katılmadıkları için birer yılları şimdiden kayıptır."AK PARTİ BİNALARINI YAKANLAR BULUNUP AÇIKLANSINProtestolar sırasında ortaya çıkan eli sopalılarla ilgili hâla bir işlem yapılmadığını ve İzmir kamuoyunun oyalandığını savunan Alaattin Yüksel, AK Parti ilçe binalarını yakma girişiminde bulunanların da derhal bulunmasını ve açıklanmasını istedi.O SUÇU KİMSE BU ÇOCUKLARA YIKAMAZEylemlerin barış amaçlı olduğunu belirten Yüksel, şunları söyledi: "Demokratik Türkiye'ye kavuşuncaya kadar sürecek. İzmir'de eli sopalılarla ilgili hiçbir adım atılmazken; soruşturma yapıyoruz, müfettiş gönderdik laflarıyla İzmir ve Türkiye kamuoyu oyalanmaya çalışıyor. Esnafı da korumak için bu eylemleri yapıyor Gezi protestocuları. Kimse esnafı küçülten açıklamalar yapamaz. Esnaf eli sopalı, palalı değildir. Tam tersi bu çocuklara hep yardımcı olmuştur. Bu AKP ilçe binasını yakanlar, bu eli sopalılar bulunmalı ve bunların kim olduğu açıklanmalıdır. Yoksa kamuoyu vicdanı rahatlamaz. O suçları kimse bu çocuklara yıkamaz. Zaten bu şiddete karışmış olanlar, banka camı kıran, yakan, kamu malına zarar veren, AKP ilçe binası da zarar gördü biliyorsunuz, şiddete karşı olduğumuzu belirttik. Bunların çok kolayca yakalanabileceğini düşünüyoruz. Eli sopalıların görüntüleri açık, bunlar hâla niye ortada? AKP ilçe binasını yakanları derhal bulun. Bu provokatörleri bulun. Bu çocukların yüzleri açık fotoğrafları bile yok."KADIN TUTUKLULARIN HASTALIĞI İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜRÜLÜYORKadın tutuklularla görüşen CHP İzmir Milletvekili Prof.Dr. Hülya Güven de, hasta olan bazı kadın tutukluların hastaneye götürülmediğini tespit ettiklerini söyledi. Güven, gözlem ve tespitlerini şöyle aktardı: "Şakran'da yasal derneğe üye oldukları için sekiz aydır tutuklu genç kızlarımız var. 'Üye olduğumuz dernek yasal ve Dernekler Masası'na kayıtlı. Bizim o derneğe üye olmamız suç teşkil etmiş' diyorlar. Aslında orada tutuklu olarak bulundurulan genç kızlarımızın da durumu diğerlerinden farklı değil. Sınavlarına giremiyorlar. Hak aradıkları zaman suçlu oluyorlar. Kaynaklar ve Şakran'da hasta olan genç kızlarımız, arkadaşlarımız var. Tedavi edilmeleri gerekirken hastalıkları işkenceye dönüştürülüyor. Kas hastası bir kızımız var, özel beslenmesi ve hastaneye götürülmesi gerekiyor ama bu sağlanmıyor. Bu kızımız yüzde 50 engelli raporu olduğu halde hastaneye gitmesi engelleniyor. Üstelik önemli bir ameliyat geçirmiş. Onur kırıcı aramalar yapılıyor. Bir genç kızın üzerine on kişi birden çullanıp soymaya kalkma gibi arama yöntemi uygulandığını görüyoruz. Bunlar suç değil. Yemekleri yetersiz, paraları yoksa beslenemiyorlar. Orası bir cehenneme çevriliyor. Sağlık malzemeleri ve gıdalara ulaşmaları engelleniyor. Tüm gençlerimizin dışarı çıkması lazım. Çünkü dosyalarına bakıldığında suç diye birşey yok."