Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki rejiminin BM incelemesine izin vermemesinin bir şeyleri saklama gayretinin göstergesi olduğunu söyledi. Davutoğlu, Suriye’nin izin vermemesi ve BM’den ortak bir karar çıkmaması durumunda Suriye’deki insanlık suçuna karşı Bosna ve Kosova’da olduğu gibi neleri yapabileceğiklerini değerlendirmenin zorunluluk haline geleceğini belirtti. Bakan Davutoğlu, Çırağan Sarayı’nda Katar Dışişleri Bakanı Halid Bin Muhammed El Atiyye ile görüştü. İki bakan daha sonra basın toplantısı düzenledi. Türkiye-Katar ilişkilerinin son dönemde gelişen ve derinleşen örnek bir ilişki olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Türkiye-Katar ilişkilerinin dışa yansıyan en önemli boyutu bölgesel ve küresel sorunlara ortak bakışımız. Bir çok bölgesel sorunda ortak tutum sergiledik. Arap baharının ilk anlarından itibaren Katar ve Türkiye arasında olağanüstü bir işbirliği ortaya çıktı.” dedi. Suriye’de zulmün durması için Katar ile yine çok yakın ilişkileri olduğunu kaydeden Davutoğlu, Mısır’daki istikrarın sağlanması için de benzer pozisyonda olduklarını söyledi. Bugün iki konu üzerinde durduklarını kaydeden Davutoğlu, “Öncelikli ve acil konu Suriye’deki gelişmeler. Biz Suriye’de ilk olaylar başladığı sırada Katar ile birlikte o zaman ilişki içinde olduğumuz Beşar Esed’i böyle bir zulüme girişmesini engellemek için çok girişimde, uyarılarda bulunduk. Maalesef o dostane uyarıları dinlemektense, halkın sesini dinlemektense halkını ezmeyi ve acımasız yöntemlerle bastırmayı tercih etti. Bu baskılar artarak sürdü. Keskin nişancılar, top ve tank atışlarıyla şehrin ateş altında tutulması, daha sonra hava saldırısı. Nihayet kimyasal silah.” ifadelerini kullandı. BM’nin inceleme için izin istemesinin üzerinden 24 saat geçtiğini hatırlatan Davutoğlu, “Ama izin çıkmadı. Bu bile Rusya’nın çağrısına rağmen izin konusunda ayak sürmesi Suriye yönetiminin bir şeyleri saklama gayretinde olduğunun açık göstergesi. Kesinlikle bu konu bir takım kınamalarla geçiştirilemez.” diye konuştu. Katar ile uluslararası çabaları artırarak sürdüme kararı aldıklarını söyleyen Davutoğlu, “Eğer Suriye yönetimi izin vermezse BM Güvenlik Konseyi, Suriye yönetimine dönük olarak bazı delilleri karartma suçu da dahil olmak üzere süratle karar almalıdır. Eğer izin verir ve kimyasal suç işlendiği tespit edilirse bu suçun faillerinin en şiddetli şekilde cezalandırılması ve Suriye halkının özgürlüğüne kavuşması için gerekli her türlü çaba ortaya konmalıdır.” dedi.Mısır konusunda da Katar ile aynı noktada olduklarını belirten Davutoğlu, Katar’ın Mısır konusundaki girişimlerine destek verdiklerini, ama Atiyye’nin Mursi ile görüşmesine izin verilmediğini kaydetti. Konuk bakan da Katar ve Türkiye’nin görüşünün aynı olduğunu belirtti. Suriye ve Mısır konusunda da mutabık olduklarını ifade eden Atiyye, “Türkiye, Arap baharını destekledi. Bu nedenle takdir ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Suriye rejiminin sadece kırmızı çizgileri geçmediğini vurgulayan Atiyye, “Bütün çizgileri geçmiştir. Çocukları, kadınları kimyasal silah kullanarak öldürüyorlar. Uluslararası haram kılanan silahlarla bunu yaptılar. Ben güvenlik konseyine bütün sorumluluğu yüklüyorum. Ordaki barışı onların sağlaması gerekiyordu. Bu konuda başarısız neticeye ulaştı. Bu olay güvenlik konseyini geçmiş durumda. Artık bu meseleye yeni bir metot aramak lazım. BM’ye gitmemiz lazım, çok sayıda ülkeye Suriye halkının acısını hissettirmemiz lazım. Suriye halkına karşı sorumluluklarını hissetmeleri lazım.” şeklinde konuştu. Mısır konusunda da kendilerinin halka bakarak tutumlarını ortaya koyduklarını söyleyen Atiyye, “Mısır’da güç kimin elindeyse ona tavsiyelerde bulunduk. Adeviye’deki kalabalığı kanlı bir şekilde ayırmamaları lazımdı. Mısır’daki değişim bir güçle yapıldı. Halk ve sandık yoluyla yapılmadı. Kahire’deki meydanlardaki insanlara şiddet uygulandığını hepimiz gördük. Siyasi yollarla çözülebilirdi. Türkiye’deki kardeşlerimle istişare ettik. Kahire’ye gittim. İstediğim taraflarla görüşemedik. Siyasi çözüm yakındı ama malesef olmadı. Her tarafla görüşmemiz gerekir ve hazırız. Diyalog gerekiyor ve tüm tarafların katılması lazım. Mursi’nin derhal hapisten çıkması lazım.” diye konuştu. Bazılarının Mısır’la ilgilendikleri için tenkit ettiklerini kaydeden Atiyye, “Mısır, Arapların ve Araplığın kalbidir. O nedenle Mısır’daki çatlaktan hepimize zarar gelir. Temennimiz bir neticeye ulaşmak. Mısırlılar arasındaki diyalog ile bu neticeye ulaşılır.” dedi. İki bakan konuşmaların ardından soruları cevapladı. “Rusya ile temas oldu mu?” sorusuna Davutoğlu, “Sergey Lavrov ile dün görüşecektim ama mümkün olmadı. Muhtemelen bugün veya en kısa sürede görüşeceğiz. Sürekli bir temas var. Suriye yönetiminin incelemeye izin vermesi yönünde Rusya’nın açıklaması doğru bir açıklama. Doğru yönde atılmış bir adımdır. İnsanlık suçu karşısında uluslararası toplumun aynı yerde durması çok önemli. İran Dışişleri Bakanına da söyledim kimyasal silahı kim kullanıyorsa biz onun karşısındayız. Bu ilkeli tutumu Rusya ve İran’ın da benimsemesi gerekiyor. Görüş ayrılıkları olabilir ama mesele kimyasal silahsa burada herkesin tek bir çizgide bulunması lazım. Bu insanlık suçudur.” cevabını verdi. Davutoğlu, Suriye’nin incelemeye izin vermemesi durumunda Rusya ve İran’dan da uluslararası toplumla birlikte BM heyetinin ulaşımı konsunda zorlamasını beklediklerini kaydetti. BM’nin ortak bir karar alması durumunda başka alternatife gerek kalmayacağını ifade eden Davutoğlu, bütün bunlar olmazsa insanlık vicdanı adına bu vicdanı dillendiren ülkelerin bir araya gelerek bu insanlık suçu konusunda ortak bir tavırla gerekli müeyyideyi uygulamak konusunda bir inisiyatif geliştirmelerinin kaçınılmaz hale geleceğini söyledi. “Mısır konusunda Katar ile Türkiye arasıda bir ayrışma var mı? Türkiye, Mısır’daki geçici yönetime mesafeli Katar beraber çalışma eğiliminde?” sorusuna konuk bakan Atiyye, “Türkiye ve Katar’ın bakış tarzıyla ilgili ilkelerimiz var. Bu ilkelerle çalışıyoruz. Mısır ile ilişkilerimiz iyi olabilir. Bu diyalog konusunda faydalı olabilir. Bir şekilde her tarafı masaya oturtmak için çaba sarfetmek lazım. Türkiye ile farkımız yok.” cevabını verdi. Aynı soru için Davutoğlu, “Türkiye ile Katar arasında görüş ayrılığı yok. Sayın Atiyye yaptığı her girişim, her telefon görüşmesi öncesinde ve sonrasında bizi arayıp istişare etmiştir. Ben de aynı şekilde kendisini bilgilendirdim.” ifadelerini kullandı. “ABD donanmasının Akdeniz’de varlığını artırdığı belirtiliyor. Türkiye’nin hazırlığı var mı, nasıl bir rol oynayacak?” sorusu üzerine Davutoğlu, “Olayın hemen ardından sayın Kerry ile görüştük. Bu olay Türkiye için de ABD içinde ve diğer ülkeler içinde şok niteliği taşımıştır. Öncelikli olarak bütünlük içinde bir kararın çıkmasıdır. Bir komşu ülke olarak da bütün taraflarla istişarelerimiz devam ediyor. Gönül isterki BM tek bir vücut içinde hareket etsin. Ama bu olmazsa hepimzin üzerinde bu insanlık suçuna karşı neleri yapabileceğimizi değerlendirmemiz zorunluluk haline gelir. Bosna’da da Kosova’da da bu olmuştu.” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz