YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dha İstanbul Bülteni - 4

 (aktüel görüntüyle geniş haber) 1- ERDOĞAN: KUZEY SURİYE'DE BİR DEVLET KURMA TEŞEBBÜSÜ İÇERİSİNE GİREN MALUM BAZI CAHİLLER VAR   * Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip

(aktüel görüntüyle geniş haber)
1- ERDOĞAN: KUZEY SURİYE'DE BİR DEVLET KURMA TEŞEBBÜSÜ İÇERİSİNE GİREN MALUM BAZI CAHİLLER VAR

* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

"Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'Cahil cesur olur' diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire"

"Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız"

"Sayın Trump'tan beklediğimiz; biz hedefi sadece DEAŞ'a mı kilitleyeceğiz yoksa tüm terör örgütlerine mi kilitleyeceğiz? Eğer sadece DEAŞ'a bunu kilitleyecek olursak yanılırız"

" Siz önce teröristleri ülkenizde gizlemekten, saklamaktan önce vazgeçin. Özellikle Avrupa, bunlardan vazgeçin. Tamam, Hayır kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi bundan sonra o defteri kapayın da Türkiye ile münasebetleri nasıl geliştireceğiz, buna gayret edin. Biz o kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz"

Haber-Kamera: Özgür ALTUNCU - İdris TİFTİKCİ - İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Atlantik Konseyi Zirvesi'ne katıldı. ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass ve Irak Kürt Bölgesel Yönetemi (IKBY) Başbakan Neçirvan Barzani'nin de dinleyici olarak yer aldığı zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli mesajlar verdi.

"DOSTLARIMIZ BUNU BİZDEN ÖĞRENMELİ"
Suriye'deki gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırf DEAŞ ile mücadele ediyor diye PKK, YPG gibi terör yapılarının etnik temizlik faaliyetlerine, bölgede işlediği cinayetlere tepkisiz kalmak, yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmaktır. PYD'yi biz tanırız, YPG'yi biz tanırız. Bizdeki PKK terör örgütünün bunlar düşük çocuklarıdır. Onların yetiştirmesidir. Bunları gayet iyi biliriz ve bu bölgede kim kimdir bunu bilen birisi biziz. Bu, bize sorulmalı. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli. Yoksa yanlış bilgiler üzerine geleceğe yönelik yanlış adımlar atılıyor ve bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor, insanlar ölüme mahkum ediliyor" dedi.

"ÇÜNKÜ SURİYE'NİN BÖLÜNMESİNE KARŞIYIZ"
"Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanması kadar doğal bir şey yoktur" diyen Erdoğan, "Biz bir hukuk devletiyiz, haklarımız neyse bunu kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz. Tehditler sürdüğü müddetçe gereken her türlü tedbiri alacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'Cahil cesur olur' diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire... Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi sınırlarımız içinde ve dışında sürdürmekte kararlıyız. Bu konuda tüm dost ve müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz" diye konuştu

"ŞİDDET, HİÇBİR SORUNA ÇARE OLAMAZ"
Makedonya'daki son gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Makedonya'da yaşananları hep birlikte takip ettik, gördük. Ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadiseler endişe vericidir. Şiddet, hiçbir soruna çare olamaz. Olaylarda zarar gören herkese ülkem adına 'geçmiş olsun' diyorum. En başından beri hadiselerden uzak duran Makedonya'daki Türk toplumundan itidalli tavırlarını korumalarını özellikle bekliyoruz. Dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura ve istikrara kavuşmasını da arzu ediyoruz" dedi.

MEVCUT YAPIDAN NEMALANAN ÜLKELER...
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği gibi platformların birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına kurban edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Çözüm için kurulan mekanizmalar, değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için, artık daha ziyade sorun üretir hâle gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, Soğuk Savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapı, bundan nemalanan ülkeler tarafından, aynen korunmaya çalışılmaktadır" dedi.

"DÜNYAMIZ ÇALKANTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR"
Katılımcılara zirveye iştiraklerinden dolayı teşekkür eden ve zirvenin, üye ülkeler ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki zirvenin ana temasının 'Çalkantılı Bir Bölgeye Yönelik Trans-Atlantik Angajmanın Güçlendirilmesi' olarak belirlenmesini isabetli bulduğunu söyledi. Dünyamız gerçekten de çalkantılı bir dönemden geçtiğine işaret ederek, karşı karşıya kalınan belirsizlikler sebebiyle, küresel geleceğin kestirilmesi ve yarına dair tahminleri yapılmasında zorlanıldığını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bilhassa son yıllarda yaşadığımız sorunlar karşısında sergilenen atalet, tıkanıklık ve acziyet geleceğe dair karamsarlığı daha da körüklüyor. Küresel müesses nizam, coğrafyamızda meydana gelen krizler başta olmak üzere, bizleri doğrudan etkileyen meseleler karşısında etkinliğini yitiriyor" diye konuştu.

"ÇÖZÜMSÜZLÜK ÜRETEN SİSTEME SUNİ TENEFFÜS YAPMAYA DEVAM EDEMEYİZ"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği gibi platformların itibarının ise, buralardaki söz sahibi birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına kurban edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çözüm için kurulan mekanizmalar, değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için, artık daha ziyade sorun üretir hâle gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, Soğuk Savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapı, bundan nemalanan ülkeler tarafından, aynen korunmaya çalışılmaktadır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak, ya da 'karamsarlık virüsünün' bünyemizi daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine daha çok kulak kesilecek, ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgârını yönetecek, ya da bu rüzgârın kasırgaya dönüşüp bizleri yok etmesini bekleyeceğiz. Önümüzdeki seçenekler bu kadar açık ve nettir. Hiç şüphesiz, karşımızdaki bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek, krizi fırsata çevirmek bizlerin elindedir. Yıkıcı rekabetin yerine iş birliğini, çatışmanın yerine dayanışmayı, gerilimin yerine uzlaşmayı ikame ettiğimizde, farklı bir sürecin kapılarını aralayacağımızı düşünüyorum" ifadesini kullandı.

MAKEDONYA'DA MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİNİN ARDINDAN YAŞANAN OLAYLAR
Ne kadar uzakta olursa olsun, başka bölge ve ülkelerde ortaya çıkan sorunlardan muaf olunamayacağını vurgulayarak, Makedonya'da yaşananlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan olayları 'endişe verici' olarak nitelendirdi ve şiddetin hiçbir soruna çare olamayacağını söyledi.
Makedonya'daki Türk toplumundan, itidalli tavırlarını korumalarını beklediklerini, dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura ve istikrara kavuşmasını arzu ettiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak, kadim tarihî ve kültürel ilişkilerimizin bulunduğu coğrafyalardaki kardeşlerimizin tamamının güvenli ve müreffeh geleceği için her türlü çabayı göstermeyi sürdüreceğiz. Tabii bu bir şeyi daha gösteriyor: Demokrasiye inanıyorsak, demokrasinin sandıklardan çıkan neticenin kabulü olduğuna inanıyorsak, istenilen neticeyi alsak da almasak da seçimin bir galibi olacaktır, bir mağlubu olacaktır. Öyleyse mağlup olanlar da galip olanları takdir etmesi gerekir, saygıyla karşılaması gerekir ki ülkenin huzuru bozulmasın" şeklinde konuştu.

"GÜÇLÜNÜN ÇIKARLARINI, MAZLUMUN HAKLARININ ÖNÜNE KOYAN BİR YAPI, GÜVENLİK VE İSTİKRARI TESİS EDEMEZ"
İyi ve kötü tüm gelişmelerden herkesin etkilendiği bir dünyada el ele vermeden, sorumluluk bilinciyle hareket etmeden meselelerin çözülemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adil olmayan bir sistem, sürdürülebilir de değildir. Güçlünün çıkarlarını, mazlumun haklarının önüne koyan bir yapı, güvenlik ve istikrarı tesis edemez" ifadelerini kullandı.

"KATİL ESED DEVLET TERÖRÜ ESTİRMEKTEDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Elimizi vicdanımıza koyup şu sorulara samimiyetle cevap vermemiz gerekiyor: Şayet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplum Suriye konusunda dirayetli davransaydı, rejim yeni kimyasal silah saldırılarıyla, aynı zamanda konvansiyonel silah saldırılarıyla bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Bu benim 6 yıldır işlediğim bir konudur. Uluslararası toplantılarda, G20 zirvelerinde, dostlarla ikili görüşmelerde işlediğimiz bir konudur. Ama sadece kendim söyledim, kendim dinledim, bir netice alamadık. Esed rejiminin kendi halkını pervasızca katletmeye devam etmesinin sebebi, geçmişte işlediği suçların yanına kâr kalması değil midir? Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Devlet terörü bundan başka daha nasıl olabilir? Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir. Eğer insanlık ve siyasi liderler, dünyada devlet terörüne karşı ise, karşı olmaları gereken en önemli ülke ve lider Suriye'dir. Eğer bununla ilgili kararlı adım atmış olsaydık, bugün 1 milyona yakın insan Suriye'de ölmezdi, 3 milyona yakın Suriyeli benim ülkeme, 1,5 milyona yakın insan Lübnan'a, 1 milyona yakın insan Ürdün'e iltica etmezdi. Ama bu insanlar şimdi kendi topraklarının dışında farklı ülkelerde kendilerine hayat bulmaya çalışıyorlar. Nerede? Varsa çadırlarda, konteynerlerde. Bu bizim insani sorumluluğumuzu ortadan kaldırmıyor. Öyleyse insani sorumluluğumuzun gereğini hep birlikte yerine getirmek durumundayız" ifadesini kullandı.

"YA BİR YOL BULACAĞIZ, YA BİR YOL AÇACAĞIZ"
"Yabancı terörist savaşçılar konusunda gereken iş birliği sağlansaydı, geçen yılki Brüksel saldırıları gerçekleşebilir miydi? Terör örgütleri arasında ayrıma gidilmeden ilkeli bir duruş sergilenseydi, bu katil sürüleri şu andaki kadar palazlanabilir miydi? Şayet 2011 yılında Somali'deki kuraklık karşısında uluslararası toplum, Türkiye gibi yardım elini uzatsaydı, bu yıl milyonlarca insan benzer sorunlarla karşılaşır mıydı?ö sorularını soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soruların cevabını herkesin çok iyi bildiğini söyledi ve "Güvenliğimizi, geleceğimizi ve insan hayatını ilgilendiren böylesine önemli meselelerde şahit olduğumuz çifte standart, eminim, benim gibi sizleri de yaralıyor" sözlerine yer verdi.

"YOL AÇACAĞIZ"
Bu manzara karşısında yapılması gerekenin belli olduğunu ifade ederek, "Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız, başka çare yok" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorunların büyüklüğü karşısında asla ümitsizliğe kapılmayıp 'böyle gelmiş böyle gider' demeyeceklerini söyledi . Erdoğan, "Unutmayalım ki; taşı delen suyun gücü değildir, damlaların sürekliliğidir. İnisiyatif alacak, bıkmadan-usanmadan insani değerlere, çözüme, dayanışma ve iş birliğine vurgu yapmayı sürdüreceğiz. Ülke olarak, son 14 yıldır işte bunun mücadelesini veriyoruz. Türkiye, vicdanının sesini dinleyip, girişimci ve insani diplomasisiyle sorunlara çözüm bulmak için elini taşın altına koyuyor" diye ekledi.

SORULARI YANITLADI
Toplantının son bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. İlk soru Trump'la yapacağı görüşmenin gündeminin ne olacağına ilişkindi. Görüşmeden ağırlıklı gündemin Suriye olacağını söyleyen Erdoğan, " Trump'dan beklediğimiz, biz hedefi sadece DEAŞ'a mı vereceğiz ? Yoksa tüm terör örgütlerine mi kilitleyeceğiz ? Eğer sadece DEAŞ'a bunu kilitleyecek olursak, yanılırız. Bir terör örgütünü yok ederken, diğer taraftan diğer terör örgütlerini orada güçlendirmiş oluruz. Çünkü onlara ne yazıkki siyah yardımları geliyor. Onlara gelen silah yardımlarını DEAŞ'la paylaşıyor. Elimizde tüm belgeler var. Görüntülü var. Kayıtlar var. Bunları gayet iyi biliyoruz. Bunları sağa sola kaçırmanın hiçbir anlamı yok. Ve bunu benim sayın Trump'a anlatmam lazım" dedi.

TRUMP'A BUNLARI ANLATIRIZ, BİRLİKTE ÇARESİNİ BULURUZ
Obama döneminde bunları defalarca anlatmama rağmen, kendisini ikna edemediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi sayın Trump'la yeni bir dönem başlıyor. Temennim odur ki, sayın Trump'a bunları anlatırız, birlikte çaresini buluruz. Biz bir terör örgütüyle, bir başka terör örgütü vasıtasıyla mücadele etmedik. İşte bakın Cerablus'tan bir DEAŞ'ı attık. YPG ile beraber atmadık. PYD ile beraber atmadık. Ne yaptık ? Özgür Suriye Ordusu'yla beraber dayanışma içinde Cerablus'u DEAŞ'dan temizledik. El Bab biraz uzun sürdü ama orayı da boşalttık.Ha şimdi iki önemli yer kaldı. Biri Münbiç. Sayın Obama'ya defahatle söyledik. 'Bakın Münbiç Arapların toprağıdır'. Münpiç PYD'nin YPG'nin değildir.Ama buradan Araplar boşaltıldı. Buraya PYD ve YPG yerleştirildi. ' Bizim sizden bir isteğimiz var'dedim. Bunlar Fırat'ın doğusu'na gönderilmelidir. Söz verdi, göndereceğiz" hiç endişe etmeyin. Ne yazıkki gönderilmediler. Bunlar hala orada duruyor. Bizim Münbiç'i onlardan temizlememiz lazım. Münbiç'i oradan temizledikten sonra asıl merkez neresidir ? Rakka." dedi.

HEP BİRLİKTE TEMİZLERİZ YAHU...
Rakka'da DEAŞ'ın 2500-5000 civarında militanı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Başını ABD'nin çektiği koalisyon güçleriyle Türkiye , ÖSO biz hep birlikte temizleriz yahu. Bu bizim için zor birşey değil. Biz bu işi başarırız. Bunu biz ispat ettik. Eğer biz, ABD koalisyon güçleri bunu başaramayacaksa bizi niye varız. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum. Bunu sayın Trump'a da anlatacağım. Gelin bunu beraber halledelim. ve terör örgütlerinden burayı temizleyelim" dedi.

EKONOMİK İLİŞKİLER
Türkiye ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da yükselmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, " Biz 17 Milyar Dolarlık hacmi çok çok düşük buluyoruz. Bunun yükselmesi lazım. Bunun için neler yapabiliriz ? Bunu kendileriyle konuşmak istiyorum. Bunun için de en önemli kalem de nedir ? Savunma Sanayi ile ilgili bizim ABD ile müşterek atmamız gereken adımlar var. Bugüne kadar bunlar Kongre tarafından hep engellenmiştir. Temenni ederimki bundan sonraki dönemde, kongre bunun önünü açar, ve Türkiye ile ABD arasında iki NATO üyesi olarak savunma sanayinde farklı adımları biz atabiliriz diye düşünüyorum. Enerji alanında da yine bizim Doğu Akdeniz'den ABD ile beraber yapabileceğimiz birçok şeyler olduğu gibi, diğer bölgelerde de müşterek birçok adımları atmamız mümkün. Ve bu konuların dışında da gelişmelere yönelik olarak tabi ki bazı birimlerimizin müşterek çalışmalarını güçlendirmemizdir. Başta tabi Dışişleri bakanlıklarımız bunan yanında istihbarat örgütlerimizin müşterek çalışmaları bölgenin huzuru için güven ifade etmektedir" diye konuştu.

REFERANDUM SONUÇLARI
Diğer soru da referandum sonuçlarıyla ilgiliydi. Erdoğan'a yakın sonuç çıkmasının sonuçları soruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan soruya ABD seçimlerini örnek göstererek şu yanıtı verdi: Referandumla ilgili etkinin bir defa Türkiye'ye, tüm girişimciler açısından yeni bir dönemin başladığı, nitekim şurada birkaç gün içerisinde ekonomideki sıçramanın özellikle yatırım alanlarının açılmasına yönelik atılan adımlarının; Türkiye'nin bir güvenli liman olarak görülmesi bu seçim neticesinin nereye vardığını gösteriyor. Biz dünyadaki dostlarımıza şunu hatırlatmak istiyoruz. Bakın, ABD'deki seçimlere bakınız. Bütün seçimlerde ne görürsünüz ? Bakarsınız yüzde 51, yüzde 52 buralarda alınmış neticeler görürsünüz. Ve bu neticeyle orada bir seçim kazanılır. Kaldı ki bu seçimleri sayın Trump, sizin sisteminiz gereği, Clinton'dan daha az oy alarak kazanmıştır. Ne oldu ? Birileri sokaklara döküldü. Bağırdılar, çağırdılar, bazı yerleri yaktılar, yıktılar ama asıl olan duruştur. Sayın Trump duruşunu gösterdi. Şuanda ABD'de yönetim devam ediyor mu ? Devam ediyor.
Türkiye'de bizim sistemimizdeyse, bizim sistemimizde en çok oyu yüzde 51 oyla şuanda evet diyenler kazanmıştır. Dün YSK neticeyi açıklamıştır, Diğeri 48.6 almıştır. Hayır diyenler. Bu şu demek değildir; bizler evet diyenler, hayır diyenleri dışlayacağız. Öteleyeceğiz. Onları görmezden geleceğiz. Asla böyle bir şey olamaz. Niye, onlar da benim ülkemin insanlarıdır. Eğer hizmetse biz zaten hizmeti ülkemizin dört bir yanına veriyoruz.

HAYIR KAMPANYASINA DESTEĞE RAĞMEN KAPIMIZ AÇIK
15 yılda daha önceki dönemlerde yapılmayan yatırımlar yaptıklarını söyleyen Erdoğan, "Dışarıda yapılan bu yalan yanlış kampanyalara kimse prim vermesin ben bu kampanyaları yapanlara sesleniyorum. Siz önce teröristleri ülkenizde gizlemekten, saklamaktan önce vazgeçin. Özellikle Avrupa, bunlardan vazgeçin. Tamam, Hayır kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi bundan sonra o defteri kapayın da Türkiye ile münasebetleri nasıl geliştireceğiz, buna gayret edin. Biz o kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz" ifadesini kullandı

KATILIMCILAR...
Merkezi ABD'de bulunan düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin bu yıl 8'incisini düzenlediği zirveye bazı bakanların yanı sıra; ekonomi, enerji, yatırım ve dış politika alanlarında dünyanın çeşitli ülkelerinden yetkili isimler, BP, Dana Gas, Delek Drilling, Noble Energy, Cheniere, Naftogaz ve EWT gibi uluslararası büyük enerji şirketlerinin yöneticileri de katıldı.

GİNE CUMHURBAŞKANIYLA ÖNCE CUMA NAMAZI ARDINDAN ÖĞLE YEMEĞİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde ile birlikte Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'ne gelip Cuma namazı kıldı. İki cumhurbaşkanı geldikleri yine aynı makam aracından Mabeyn Köşküne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada konuk Cumhurbaşkanı onuruna öğle yemeği verdi.

Görüntü Dökümü:
------------
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişi
- Kürsüdeki konuşmasından kısa bir bölüm
- Cuma namazına gelişi
- Cuma namazından çıkış detayları
- Mabeyn köşkündeki yemekten detay

=====================

2- ALMANYA BAŞKONSOLOSLUĞU'NDAKİ ŞÜPHELİ PAKETTEN BİLGİSAYAR PARÇALARI ÇIKTI

Haber-Kamera: Özgür EREN, İstanbulDHA
Taksim, Gümüşsuyu'ndaki Almanya Başkonsolosluğu yetkilileri şüpheli buldukları bir paketin incelenmesi için polisten yardım istedi. Başvuru üzerine binaya uzman ekip gönderildi. Kargo kabul bölümünde bulunan paketin, beklenenden daha büyük boyutlu olduğu için dikkati çektiği, yetkililerin bu durumu şüpheli bulması üzerine polise başvurdukları öğrenildi. Başkonsolosluğa gelen bomba imha ekipleri, şüpheli paketi fünye ile patlattı. Paketten bilgisayar parçaları çıktı

Görüntü Dökümü
---------------------
-Alman Konsolosluğunun önünde bekleyen özel güvenlik görevlilerinden görüntü
-Konsolosluk önünde bekleyen polis ekiplerinden görüntü
-Konsolosluğa girip çıkan insanlardan detay görüntü
-Bomba imha polisinden görüntü
-Almanya Konsolosluğundan detay görüntü
-Kontrollü şekilde patlatılan paketten çıkan ses
-Genel ve yakın detaylar

28.04.2017 - 14.24 Haber Kodu : 170428099
28.04.2017 - 15.04 Haber Kodu : 170428107_

==============================

3- ŞİMŞEK: DEVLETİN SAHİP OLDUĞU ÇEŞİTLİ KURUMLARIN KİMİSİ UYKUDA

* Başbakan Yardımcısı Şimşek,

" (Varlık Fonuna Devredilen şirketler) Devletin sahip olduğu çeşitli kurumların kimisi uykuda ve bunları Varlık Fonu'na devretmekle fonun bu kurumları yeniden yapılandırma imkanı olacak"

* Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan,

"Bizim rekabet dinamiklerini destekleyici bir tavrımız olacak. Hiçbir zaman bize kanunun verdiği bir takım yetkileri piyasa işleyişini bozmak için kullanmayacağız. Bu anlamda şeffaflık ve hesap verilebilirlik bizim en önemli kriterlerimiz olacak"

" (Varlık Fonu özelleştirme programı) Burada varlık alınır olabileceği gibi tabi satışı da olabilir. Ama bu şu an gündemimizde böyle bir çalışma yok çünkü bunların üzerinde detaylı çalışılması gerekir ve bizim o aşamaya gelmemiz biraz zaman alacak"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven Usta / İstanbul DHA
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017'nin ikinci gününe katıldı.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, burada "Ulusal Varlık Fonu" panelinin açılışında yaptığı konuşmasında, Türkiye Varlık Fonunun kurulmasında 3 kilit sebep bulunduğunu belirterek, "Birincisi; Türkiye'nin değer zincirini yükseltmesi lazım. Türkiye'nin daha rekabetçi olabilmesi lazım. Değer zinciri içerisinde bilgi, teknoloji ve daha yoğun ürünler oluşturması lazım" dedi.
İkinci sebebin; Varlık Fonu'nun özel sektöre ya da hükümete altyapı yatırımlarını finanse edecek imkan kazandırabilmesi olduğunu dile getiren Şimşek, "Üçüncüsü ve en kritik olanı ise devletin sahip olduğu çeşitli kurumların kimisi uykuda ve bunları Varlık Fonuna devretmekle Fonun bu kurumları yeniden yapılandırma imkanı olacak. Bu çok önemli çünkü yeniden yapılandırıldığında potansiyeli su yüzüne çıkartabiliyorsunuz" diye konuştu.

"İLK 2 YILI TÜRKİYE VARLIK FONU'NUN KENDİ, KENDİ ORGANİZASYONUNUN ÜZERİNDE DURUYORUZ"
Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan de , panelde soruları yanıtladı. Bostan panelde kendisine Varlık Fonu'nun yatırım programının sorulması üzerine, "Çok farklı varlık sınıflarının devraldık, bunların çok iyi çalışması, etüt edilmesi gerekiyor. Şu an üzerinde çalıştığımız konu, 'ülke fonunun nasıl çalışacağı, nasıl hedeflendirme yapacağı', bütün bunlar üzerinde çalışıyoruz. 10 yıllık bir dönemi kapsayan bir iş planı var. Bunun özellikle ilk birkaç yılı, ilk 2 yılı Türkiye Varlık Fonu'nun kendi, kendi organizasyonunun üzerinde duruyoruz. Bundan sonraki süreçte her bir varlıkla ilgili bir teşhis dönemi geçireceğiz. Şu anda onun hazırlıklarını yapıyoruz. Bazı varlıklarımızı değerlemesi yapılmamıştı. Bunları yaptık. Bununla beraber bunların denetimleri, finansal durumlarının resmi çekiliyor. Bunların her biri ile ilgili nasıl tüm bu varlıklarla beraber nasıl bir değer oluştururuzun üzerinde çalışacağız. Varlıkların hemen hemen hepsi farklı sektörlerde olduğunu için bunların sektörü ile alakalı durumları da dikkate almak zorundayız" dedi

"BİZİM REKABET DİNAMİKLERİNİ DESTEKLEYİCİ BİR TAVRIMIZ OLACAK"
Bostan, "Türkiye'deki ve dünyadaki satın alma ve birleşme potansiyelleri bizim önemle üzerinde de duracağımız konular. Birinci konumuz Varlık Fonu'nun dizaynı, ikincisi varlıklarla ilgili gelişme alanlarının tespiti, üçüncü aşamada ise yeni alanlar, yeni fırsatlar ve yeni yatırım alanlarına odaklanma. Türkiye'nin öncelikleri bizim birinci dikkatimizi çeken nokta. İkincisi, özel sektörle beraber yine iş olanaklarının değerlendirilmesi önemli hareket olanlarımız. Bizim rekabet dinamiklerini destekleyici bir tavrımız olacak. Hiçbir zaman bize kanunun verdiği bir takım yetkileri piyasa işleyişini bozmak için kullanmayacağız. Bu anlamda şeffaflık ve hesap verilebilirlik bizim en önemli kriterlerimiz olacak. Biz özel sektörle beraber, özel yatırımcılarla beraber, yerel veya uluslararası hiç fark etmez, her türlü fırsatı Türkiye için ve tabi ki iş birliği yapacağımız taraflar için en iyi şekilde çalışacağız. Özetle bizim iş planımız, Türkiye Varlık Fonu'nun ana yapısının oluşturulması, bize devredilen THY, PTT gibi çok önemli markaların bir holding gibi yatırımcı gözüyle değerlendirilip 'nasıl daha iyi yapılacağı' üzerinde çalışmak. Sonuçta 200 milyar dolarlık bir bilanço ve yaklaşık 40 milyar dolarlık bir değerden bahsediyoruz. Bu ölçek avantajı da getiriyor. Bunu farklı piyasalarda özellikle sermaye piyasalarında, hem yerel hem de uluslararası sermaye piyasalarında çok olumlu bir şekilde değerlendirmeyi düşünüyoruz. Biz Türkiye Varlık Fonu olarak şeffaflığa azami ölçüde riayet edeceğiz. Zaten dünyada bu anlamda tüm varlık fonların benimsediği prensipler seti var" diye konuştu.

"VARLIK ALINIR OLABİLECEĞİ GİBİ TABİ SATIŞI DA OLABİLİR"
Mehmet Bostan, "Yabancı yatırımlara da bakacak mısınız belli bir noktadan sonra? Özelleştirme sürecinde de rol oynayacak mısınız?" şeklindeki soruya ise şöyle yanıt verdi:
"Özelleştirme ile ilgili zaten şu anda devletin bir kurumu var. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bu görevi yerine getirecek. Bize varlıkların devredilme amacı, özelleştirme değil, satış değil. Ama sonuçta her hangi bir yatırımcı gibi bizler de çeşitli varlıkların alınması veya satılması konusu üzerinde çalışabiliriz. Bizim birinci önceliğimiz bunların değerinin ya da potansiyel değerinin ortaya çıkarılması, gerçek değerinin ortaya çıkarılması. Önceliğimiz bu olacak ama dünyadaki tüm varlık yöneten kurumlar gibi biz de dinamik bir portföy yönetimi yapacağız. Burada varlık alınır olabileceği gibi tabi satışı da olabilir. Ama bu şu an gündemimizde böyle bir çalışma yok çünkü bunların üzerinde detaylı çalışılması gerekir ve bizim o aşamaya gelmemiz biraz zaman alacak. Bunları da değerlendireceğiz"

Görüntü Dökümü:
------------------
- Şimşek'in konuşması
- Bostan'ın konuşması
- Salondan görüntüler
- Detaylar
28.04.2017 - 15.27 Haber Kodu : 170428112

4- MÜJDAT GEZEN : (TAHLİYE OLAN KURDAKÇIYA ) BENİM KAPIM HERKESE AÇIK

* Müjdat Gezen,
"Tutuksuz yargılanması konusunda ben de davamdan vazgeçtim"

" 'Gitmek istiyorum' demiş. Kapım herkese açık. Zaten ben onu unuttum açıkcası. Yani benim beynim olumlu şeylere çalışıyor. Kin ,nefret, kindar gençlik bunlara kafam ermiyor benim"

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İSTANBUL DHA)
Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kundakladığı gerekçesi yargılanan Mehmet Ali Aligül tahliye edildi. Tahliye kararı sonrası bir açıklama yapan Müjdat Gezen "4 çocuğu var bu gencin. Öyle kin ,nefret bizim kitabımızda yok. Ne kindar büyütüldük, ne de böyle duygular yaşıyoruz"diye konuştu.
Kadıköy'deki Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kundakladığı gerekçesi ile "Mala zarar verme" ve "Kasten yangın çıkarma" suçlarından 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Mehmet Ali Aligül, kendi avukatı ve müştekilerin Avukatı Celal Ülgen'in talebi üzerine yurtdışı yasağı koyularak tahliye edildi .Tahliye kararı üzerine Müjdat Gezen, Doğan Haber Ajansı'na bir açıklama yaptı.
Gezen yaptığı açıklamada, "Dün akşam avukatım Celal Ülgen aradı. Bugün duruşma olduğunu söyledi. Benim adıma o katılıyor. Bu okulumuzu kundaklayan gencin duruşmasıydı. 'Ne yapalım' dedi. Zaten ilk duruşmada 'benim param yok' demiş. Ben para talep etmiyorum ondan çünkü zaten sigorta bize zararı ödedi .Hem de param yok diyen birisinden alıcaz da sigortaya bir kısmını vericez de felan da... Onlar da benim tarzım değil" dedi.

"TUTUKLUĞUN NE OLDUĞU YAŞANMADAN BİLİNECEK BİR ŞEY DEĞİL"
Gezen, " 4 çocuğu var bu gencin. Zor bir durum ben cezaevinde yattığım için bu işlerin nasıl olduğunu iyi bilirim. Celal bey ile konuştuk dün. Tutuksuz yargılanması talebinde bulunduk. Çünkü bu bir içtihat oluşturursa, içeride tutuklu bulunan gazeteci arkadaşlarımız ve bir yığın tutuklu insanın tutuksuz yargılanmasına içtihat oluşturursa çok mutluluk hissederim. Çünkü gerçekten tutukluğun ne olduğu yaşanmadan bilinecek bir şey değil. Bence küçücük bir Müjdat böyle bir şey de bulunabiliyorsa koskaca devlet de bulunabilir diye düşünüyorum" diye konuştu.

"KİN, NEFRET BİZİM KİTABIMIZDA YOK"
"Ailesi ziyarete gitmek istiyoruz demişler avukatıma sarılıp ağlamış kadın" diyen Gezen, " Buyursunlar gelsinler dedim. Kapımız herkese açıktır. Öyle kin, nefret bizim kitabımızda yok. Ne kindar büyütüldük, ne de böyle duygular yaşıyoruz. Zaten acı çekiyor sadece bir kişi acı çekmiyor.A rkada 4 çocuk, karısı, yakınları, akrabaları acı çekiyor. Benim kızım, cezaevindeyken çok mutsuz olmuştu. Bütün bunlar geldi gözümün önüne. Tutuksuz yargılanması konusunda ben de davamdan vazgeçtim zaten hoş bir şey değildi. İnşallah bir daha da yaşanmaz" şeklinde konuştu.

"BENİM BEYNİM OLUMLU ŞEYLERE ÇALIŞIYOR"
Müjdat Gezen, 'Kendisini affetmeniz karşısında nasıl bir tepkisi olmuş' sorusuna, "herhalde çok mutlu olmuştur. 'Gitmek istiyorum' demiş. Kapım herkese açık. Zaten ben onu unuttum açıkcası. Yani benim beynim olumlu şeylere çalışıyor. Kin ,nefret, kindar gençlik bunlara kafam ermiyor benim" dedi.

" MODEL OLUŞTURACAKSA ÇOK MUTLULUK DUYARIM"
Gezen, "Bundan sonra ufak bir model oluşturacaksa çok mutluluk duyarım.Eğer yargı sisteminin içersinde böyle bir şey varsa bunu uygulasınlar. Yargılansın herkes tabiki yargıya bir sözüm yok. Ama tutuksuz yargılanma imkanı olanlar tutuksuz yargılansınlar. Özellikle fikir ve basın suçlarında bunun olmasını çok istiyorum. Eğer bir nebze faydamız olursa çok mutlu olurum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
----------
-Celal Ülgen'in adliye koridorundaki görüntüsü
-Sanığın yakınlarını teşekkür etmesi
///////
-Müjdat Gezen ile röp
-Genel ve detay görüntüler
28.04.2017 - 15.25 Haber Kodu : 170428111

5- BANKA MÜDÜRÜNÜ SİLAHLA TEHDİT EDEREK HESABINA 3 MİLYON LİRA HAVALE ETTİRDİ

- Olay anı güvenlik kamerasına yansıdı, bankadan çıkarken yakalandı.

Haber:Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Maltepe'de bir banka şubesinden kadın banka müdürünü silahla tehdit ederek hesabına 3 milyon lira havale yaptırıp banka güvenlik görevlisinin silahını aldığı öne sürülen iş adamı Ramazan Kenan A. gözaltına alındı.
Olay Maltepe İdealtepe Mahallesi'nde bulunan bir banka şubesinde dün saat 14.00 sıralarında meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, bankanın müşterisi olan iş adamı Ramazan Kenan A. bankaya geldi. Kadın banka müdürünün odasına geçen Ramazan Kenan A. banka müdürüyle bir süre konuştu. Daha sonra banka müdürünün kafasına silah dayayarak bankanın hesabından kendi hesabına 3 milyon lira para transferi yaptırdı. Bunun üzerine bankanın güvenlik görevlisi müdürün kafasına silah dayandığını görerek odasına girdi. Ramazan Kenan A., güvenlik görevlisinin silahını da alarak odada bir koltuğa oturttu. Bu sırada hesabına gelen paranın 1 milyon 330 bin lirasını 12 kişiye havale etti. Kadın banka müdürü panik fırsat bulup gizli panik düğmesine basarak polis ekiplerine haber verdi. Güvenlik görevlisinin tabancasını da alarak bankadan ayrılan Ramazan Kenan A.'yı Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri banka çıkışında yakalayarak gözaltına aldı.

RUHSATSIZ SİLAH VE UYUŞTURUCUDAN KAYDI VAR, BORCU OLDUĞU İÇİN YAPMIŞ
Sorgulanmak üzere Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği'ne götürülen Ramazan Kenan A.'nın burada yapılan sorgulamasında ruhsatsız silah taşımak ve uyuşturucudan kaydının olduğu belirlendi. Ramazan Kenan A.'nın emniyetteki ifadesinde yüksek miktarda borcu oldu için yaptığını söylediği öğrenildi.

YAĞMA, RUHSATSIZ SİLAH
Şüpheli Ramazan Kenan A. hakkında 'Yağma', 'Ruhsatsız silah taşımak' ve 'Silahla tehdit' suçlarından işlem başlatılarak Kartal'da bulunan Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edildi.

GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI
Ramazan Kenan A.'nın bankaya gelmesi bankanın güvenlik kameraları tarafından görüntülendi. Görüntülerde bankada bir süre oturduğu ve daha sonra kadın banka müdürünün odasına geçtiği görüldü. Görüntülerde güvenlik görevlisinin müdür odasına girdiği, daha sonra bankadan kadın müdür, Ramazan Kenan A. ve güvenlik görevlisinin birlikte hiçbir şey olmamış gibi dışarıya çıkmaları görüntülere yansıdı.

Görüntü Dökümü
------------
(GÜVENLİK KAMERASI)
-Ramazan Kenan A.'nın bankaya gelmesi
-Banka müdürürün odasına geçmesi
-Güvenlik görevlisinin müdürün odasına girmesi
-Müdür, güvenlik görevlisi ve Ramazan Kenan A.'nın dışarı çıkmaları
-Genel ve detaylar
28.04.2017 - 15.57 Haber Kodu : 170428121

6- DURUŞMA SALONUNDAN BÖYLE ÇIKARILDI, "ŞİKAYETÇİYİM" DEDİ

* Avukat Suat Eren,
"Sadece vekaletim olmadığı için önce ben polisler tarafından darp edildi, yerden sürüklendim. Omuzlara, kollara alındım, karga tulumba beni koridora attılar"

Haber: Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
İstanbul Barosu'na bağlı avukatlardan Suat Eren, duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle mahkeme salonundan zorla dışarı atıldığını belirterek, polis, güvenlik görevlisi ve mahkeme heyetinden şikayetçi olduğunu söyledi.

DURUŞMA SALONUNDA YAŞANANLAR TUTANAĞA GEÇTİ
Bakırköy Adalet Sarayı'nda bulunan 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün 'öldürmeye teşebbüs' davası görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklardan Ömer Yiğit savunmasını yaparken, sanıkların avukatı olacağını söyleyen Suat Eren diğer sanığın bulunduğu bölgeye geçti. Mahkeme heyeti de, Avukat Suat Eren'i uyararak, diğer sanığın savunması alınırken bu görüşmenin uygun olmadığını, avukat ile sanığın görüşme yerinin duruşma salonu olmadığını ve dosyaya usulüne uygun sunulmuş vekaletname olmadığı açıkladı. Sanığın avukatının bulunduğunu belirten mahkeme heyeti, davranışını devam ettirdiği takdirde Avukat Eren'i salondan çıkaracağını belirtti. Suat Eren de , "Ben 16 yıllık avukatım. Bana müdafiliği mi öğreteceksiniz?" dedi.
Gerekli son kez ikaza da uymayan ve benzer konuşmaları sürdürmesi üzerine Suat Eren'in duruşma düzenini bozmaktan dışarı çıkarılmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, Suat Eren'i dışarı davet etti ve gerektiğinde zor kullanılacağı kendisine belirtti. Suat Eren de dışarı çıkmayınca mahkeme heyeti de polis ve güvenlik görevlilerinden zor kullanmasını istedi ve Suat Eren zor kullanılarak dışarı çıkarıldı. Duruşma salonunda yaşananlar tutanaklara geçerken, Suat Eren'in duruşma salonundan çıkarılması da cep telefonu kameralarına yansıdı.

AVUKATLAR ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTI
Avukat Suat Eren yaşanan olayların ardından bugün Bakırköy Adalet Sarayı'na gelerek meslektaşlarıyla birlikte açıklama yaptı. Avukat Güray Dağ, duruşmada yaşananları eleştirerek, suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.

AVUKAT EREN: KARGA TUTUMBA BENİ KORİDORA ATTILAR
Avukat Suat Eren, "Sadece vekaletim olmadığı için önce ben polisler tarafından darp edildi, yerden sürüklendim. Omuzlara, kollara alındım, karga tulumba beni koridora attılar. Bunu hukuksuzca yaptılar. Kimseden korkmadan yaptılar. Bugün biz bunu teşhir etmek için buraya geldik. Bu suçu kim işlemişse bunun cezasını çekmeli. Buna ilişkin suç duyurumuz da olacak. Özel güvenlik, polis memuru ve mahkeme heyetinden şikayetçi olacağım" dedi.

"VEKALETİMİN OLMASINI GEREK YOK"
Avukat Eren , Vekâletimin olmasına gerek yok. Binlerce dosyayı vekâletsiz sonuçlandırdık. Çıkmayacağımı söyledim. Onlar da 'Böyle devam ederseniz duruşma düzenini bozmaktan sizi atarız' dedi. 'Savunma yapacağım' dedim. 'Avukat Bey sizi duruşma düzenini bozduğunuz için dışarı çıkarıyorum' dedi. Polisler geldi. Polisler müdahale etmek istemediler hukuksuz olduğunu biliyorlardı. Mahkeme başkanı ısrarla "Atın şunu, Atın şunu, Atın şunu…" deyince polis memurları da çok hukuka aykırı bir şekilde darp ederek bizi sürükleyerek bizi dışarı attılar. Yaşanan olay bu" diye konuştu

Görüntü Dökümü:
---------------------
Avukatlardan görüntü
Avukat Dağ'ın konuşması
Avukat Suat Eren'in konuşması
Avukatın dışarı çıkarılması
Genel ve detaylar
28.04.2017 - 15.51 Haber Kodu : 170428117

7- GELENEKSEL TÜRK OKÇULUĞU "UNESCO" YOLUNDA

* Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı:

"İnşallah geleneksel Türk okçuluğu dünya somut olmayan kültürel miras listesine dahil olacak"

* Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan:

"Geleneksel okçuluğu yurdumuz sınırları dışında da bir çok yere ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu açıdan UNESCO'nun somut olmayan kültürel mirası listesinde olacak olması önemli bir gelişmedir"

Haber-Kamera: Enver ALAS, İstanbul / DHA
Kültür ve Turizm Bakanlığı, geleneksel Türk okçuluğunun "Somut Olmayan Kültürel Mirası" listesine alınması için UNESCO'ya başvurdu. Kültür veTurizm Bakanı Nabi Avcı, "UNESCO'ya yapılan başvurunun 2018 yılı içinde sonuçlanmasını bekliyoruz" dedi.
Geleneksel Türk okçuluğunun Birleşmiş Milletler'in Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO)'nın "Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması" listesine kaydettirilmesi için yapılan başvuruyla ilgili Okçular Vakfı'nda basın toplantısı düzenlendi. Vakfın Okmeydanı'ndaki merkezinde yapılan toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Okçular Vakfı Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu ve aynı zamanda Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan katıldı.
Toplantıda konuşan Nabi Avcı, UNESCO'ya aday olarak sunulan dosyada geleneksel okçuluk sporu etrafında şekillenen, yüzyıllar içinde belirlenmiş ilkeleri, kuralları, ritüelleri ve toplumsal uygulamaları olan geleneksel Türk okçuluğunun somut olmayan kültürel miras unsuru olarak tanımlandığını söyledi.

"2018 YILINDA BU SÜRECİ TAMAMLAMAYI DÜŞÜNÜYORUZ"
Bakan Avcı, 172 ülkeden 366 unsurun kayıtlı olduğu UNESCO "Somut Olmayan Kültürel Miras" listesinde Türkiye'nin 14 kayıtlı unsuruyla en çok unsur kaydettiren ülkelerden biri olduğunu belirtti. Avcı, geleneksel Türk okçuluğu için hazırlanan dosyaya ilişkin "Türk okçuluğunun UNESCO'nun 'Somut Olmayan Kültürel Miras listesine kaydedilmesi aynı zamanda Okçular Vakfı'nın faaliyetlerinin beynelminel tanınırlık, bilinirlik ve işbirliği zemini bulması manasına geliyor. O bakımdan 2018 yılında bu süreci tamamlamayı öngörüyoruz. İnşallah Türk okçuluğu dünya somut olmayan kültürel miras listesine dahil olacak" diye konuştu.

"ISLIK DİLİ" VE "HIDIRELLEZ"
Nabi Avcı, konuşmasında Karadeniz'deki 'ıslık dili' ve 'Hıdırellez' içinde UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine alınmasına yönelik müracaat ettiklerini belirtti. Avcı, "Ayrıca Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye'nin ortaklığında 'Dedekorkut Destan Kültürü ve Halk Masalları' dosyamızı da çok güçlü olarak UNESCO'ya sunduk" dedi.

BİLAL ERDOĞAN: "YURDUMUZ SINIRLARI DIŞINDA BİR ÇOK YERE ULAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ"
Toplantıda konuşan Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan ise okçuluk sporunun gelecek nesilleri daha iyi aktarılması ve benimsenmesi için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Erdoğan, "Ata sporumuz olan okçuluk eğitiminin verilmesi vakfımızın bir misyonudur. Geleneksel okçuluğu yurdumuz sınırları dışında da bir çok yere ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu açıdan UNESCO'nun somut olmayan kültürel mirası listesinde olacak olması önemli bir gelişmedir" dedi.

GELENEKSEL OKÇULUĞUN TANINMASININ ÖNÜ AÇILACAK
Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız da UNESCO'ya yapılan başvurunun Türk kültüründe önemli bir yere sahip okçuluğun geniş kitleler tarafından tanınmasının önünü açacağını belirtti.

NABİ AVCI OK ATTI
Basın toplantısının ardından Okçular Vakfı'na bağlı okçular, ok atma gösterimi yaptı. Bu sırada Bakan Avcı da ok attı. Avcı, bir eğitmenin yardımının ardından yaptığı bir atışta başarılı oldu.

Görüntü Dökümü
-------------------
-Basın toplantısına gelenler
-Okçuların önünden geçen Bakanın okçuları selamlaması
-Nabi Avcı açıklama
-Bilal Erdoğan'ın konuşması
-Haydar Ali Yıldız'ın konuşması
-Okçuların ok atması
-Bakan Avcı'nın ok atması
-Genel ve detaylar
28.04.2017 - 16.03 Haber Kodu : 170428123

8- SPOR VE KÜLTÜR ŞENLİĞİ, RİVA'DA DÜZENLENDİ

*Emine Erdoğan,

"İnsanlık için örnek bir girişim olarak tarihe geçecektir"
"Çocuklarımızın yaralı yüreğine insanlık pansumanı yapmak için buradayız"
"Suriye meselesinde Türkiye umudu temsil ediyor"
"Göç meselesi tüm dünyanın öncelikli gündem maddesidir"

* Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç,
"Biz her kim olursa olsun nerede zulüm görürse görsün herkese yardım eden bir medeniyetiz"

* TFF Başkanı Demirören,
" Aylan bebekleri hem yaşatacağız hem de ahlaklı ve geçmişini unutmayan sporcular olarak yetiştireceğiz"

* TOGEMDER Başkanı Gülbaran,
"Çocukları milletlerin geleceği olarak gören liderin emanetçileriyiz"

* Revna Demirören,
"TOGEMDER'in sevgi mutluluk ilkesi yolumuzu aydınlattı"

Haber-Kamera: Mustafa AKIN / İSTANBUL,(DHA) -
Suriyeli ve Türk çocukların kaynaşmasını amaçlayan "Bir Umut, Bir Ufuk" projesi kapsamında Türkiye Futbol Federasyonu ve Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) işbirliği ile gerçekleştirilen 1'inci Spor ve Kültür Şenliği Riva'daki Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde başladı. Şenliğe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve eşi Revna Demirören, TFF Başkanvekili Servet Yardımcı, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, TOGEMDER Başkanı Saadet Gülbaran, Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği Üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.
BAŞLAMA VURUŞUNU EMİNE ERDOĞAN YAPTI
Düzenlenen şenlikte şöhretler karması, Türk ve Suriyeli çocuklardan kurulacak minik takımlar gösteri maçında karşı karşıya geldi. Mücadelenin başlama vuruşunu ise Emine Erdoğan yaptı. Karşılaşma başlamadan önce Emine Erdoğan, Suriye'de iç savaştan gelip Türk vatandaşlığna geçen Adem Metin Türk ile fotoğraf çektirdi. U14 Milli Takımı'nda yer alan Adem Metin, Emine Erdoğan'a topla kısa bir gösteri yaptı. Emine Erdoğan, Adem Metin'e sarılarak genç sporcuya başarılar diledi. Ayrıca 16 takımdan oluşan TFF-TOGEMDER Futbol Turnuvası gün boyu devam edecek ve final maçıyla sona erecek.
EMİNE ERDOĞAN: İNSANLIK İÇİN ÖRNEK BİR GİRİŞİM OLARAK TARİHE GEÇECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Nazım Hikmet'in "Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne" şirini okuyarak etkinliğin dünyaya örnek olması gerektiğini vurguladı.
Emine Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Misafirimiz olan Suriyeli çocuklarla ülkemiz çocuklarının böyle anlamlı bir etkinlikte buluşturulması takdire şayandır. Bu güzel mekanı çocuklarımıza açan yetkilileri tebrik ediyorum. Bugün burada çocuklarımıza sadece güzel bir gün değil hayata tutunacakları bir dal veriyorsunuz. Barışa, sevgiye ve dostluğa bir yatırım yapıyor, insanlığın geleceğine tohum ekiyorsunuz. İnanıyorum ki bu yatırım ileride çok güzel meyveler verecek. İnsanlık için örnek bir girişim olarak tarihe geçecektir" dedi.
"ÇOCUKLARIMIZIN YARALI YÜREĞİNE İNSANLIK PANSUMANI YAPMAK İÇİN BURADAYIZ"
Suriye'de 6 yıldır bir dram yaşandığını ifade eden Emine Erdoğan, "1 milyona yakın insan hayatını kaybetti. 6,5 milyon kişi yerinden, yurdundan edildi. Savaş tüm insanlığın yüreğinde onarılmaz yaralar açtı. Ülkemizde misafir ettiğimiz 2 milyon 800 bin Suriyeli mültecinin yaklaşık 1 milyon 300 bini kadınlardan oluşmakta. Savaşın yükünü en çok kadınlar ve çocuklar çekiyor. Nice masum yavru sorumlusu olmadığı bir dünyanın yükünü taşıyor. Kimileri kimyasal silahlarla vuruluyor, kimileri hayatları boyunca savaşın psikolojik etkisini taşımak durumunda kalıyor. İşte bizler bu ağır yüke omuz vermek, yaraları iyileştirmek üzere buradayız. Çocuklarımızın yaralı yüreğine insanlık pansumanı yapmak için buradayız. Nazım Hikmet'in dediği gibi, dünyayı verelim çocuklara. Hiç değilse bir günlüğüne. Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar. Türküler söyleyerek yıldızların arasında dünyayı çocuklara verelim kocaman bir elma gibi. Verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi hiç değilse bir günlüğüne doysunlar. Dünyayı çocuklara verelim bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı. Çocuklar dünyayı alacaklar elimizden ölümsüz ağaçlar dikecekler" ifadelerini kullandı.
"SURİYE MESELESİNDE TÜRKİYE UMUDU TEMSİL EDİYOR"
Suriye meselesinde tüm dünyanın duyarsız kalıp Türkiye'nin umudu temsil ettiğini belirten Emine Erdoğan, "İnanıyorum ki çocuklarımızın bugün burada yaşadığı temsili birliktelik dünyanın büyüklerine de örnek olsun. Dünya arkadaşlığı bu şekilde öğrenecek inşallah. Din, dil,ırk ayrımı yapmaksızın insan kardeşliğine doğru bir adım atılacaktır bugün. Bize bu duyguları yaşatan, bu umudu çocuklarımıza veren sivil toplum kuruluşlarımıza şükran borçluyuz. İnsanın dünyanın geleceğinden umudunu kestiği anda böylesi çabalar umutları yeniden diriltiyor. Tüm dünyanın duyarsız kaldığı bir konu karşısında çok şükür ki devletimiz ve milletimiz hep umudu temsil ediyor. Bayrağımız dalgalandığı her yerde insanlığı, vicdanı, merhameti hatırlatıyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Suriyeli mülteci kardeşlerimizle ilgili hizmeti sadece barınma ile sınırlı değil. Devletimiz uluslararası kurumlar tarafından da takdir gören kampların yanı sıra eğitim, sağlık ve psikososyal desteklerle çok yönlü hizmetler veriyor. Dil, din, ırk ayrım yapmadan her zaman mazlumlara el uzatıyor. Zaman zaman mültecilerle bir araya geliyor kadınların sorunlarını dinliyorum. Sırtlarındaki ağır yükün yüreklerindeki memleket hasretinin biraz olsun azaldığını söylüyor minnetlerini ifade ediyorlar. Onlara bu yapılanların minnet konusu değil tarihimizin, inançlarımızın, değerlerimizin ve komşuluk hukukumuzun gereği olduğunu söylüyorum. Çocuklarımızın bugün burada tattığı dostluğu ve kardeşliği de gelecekte hayatlarının tüm alanlarına yansıtacak barış düşüncesini içlerinde mayalayacaklar inşallah" diye konuştu.
"GÖÇ MESELESİ TÜM DÜNYANIN ÖNCELİKLİ GÜNDEM MADDESİDİR"
Sporun kardeşlik olduğunu vurgulayan Ergoğan, "Sadece bedenin değil ruhların da disipline edilmesidir. Böylesi buluşmalar siyasetin, Uluslararası politikaların sert, köşeli, rekabetçi yönlerini yumuşatarak daha nitelikli birlikteliklere vesile olacaktır inşallah. Göç meselesi tüm dünyanın öncelikli gündem maddesidir. Çeşitli sebeplerle insanlık sürekli hareket halinde. Toplumlar yeni durumlarla karşılaşıyor, uyum politikaları geliştiriyor. Şayet göç meselesi doğru yönetilebilirse toplumlara dinamizm getiren unsurlara dönüşebilir, zenginlik haline gelebilir. Suriyeli kardeşlerimiz arasında büyük birikimlere sahip meslek sahibi insanlar var. Bu kardeşlerimiz Türkiye, Suriye arasında kalıcı dostluklar inşaa etmeye vesile olabilirler. Kültür köprüsü kurabilirler." dedi.
"SURİYELİ ÇOCUKLARIN KAYIP NESİL OLMASINA GÖNLÜMÜZ ASLA RAZI OLMUYOR"
Türkiye'deki misafirlere Türkçenin zenginliklerini aktararak sorunsuz bir iletişim sağlamk gerektiğini kaydeden Emine Erdoğan, şöyle konuştu: "Onlara yeni bir dil öğrenme noktasında yüreklendirmeliyiz. Sivil toplum kuruluşlarımız, devlet kurumlarımız çok güzel imkanlar sağlamakta. Lütfen bu imkanı değerlendirin ve dil öğrenerek sosyal hayatın bir parçası olun. Suriyeli çocukların kayıp nesil olmasına gönlümüz asla razı olmuyor. Temel eğitimlerini alma noktasında seferberliğimizi daha da arttıralım. Gençlere üniversitede okuma imkanı oluşturalım. Yüksek öğretim kurumumuz üniversitelerde Suriyeli gençler için özel öğrenci kontenjanı açmıştır. Savaşın yaralarını eğitim yatırımları ile bir nebze olsun arttırmamız gerekiyor. Tüm dünya çok kültürlülük reçeteleri arıyor. Birlikte yaşamanın formüllerini bulmaya çalışıyor. Bu konuda en iyi reçete bizim elimizdedir. Yüzyıllarca nice etnik unsuru bir arada yaşatmış tarihsel bir mirasa sahibiz. Geçmiş geleceğimizin aynasıdır. Farklılıkların bir arada yaşama ufkunu besleyebilir, dünyaya yeni bir vizyon sunabiliriz. Kültürlerin kesişme noktası olan Türkiye bu alanda önemli bir misyon taşıyor. Bu misyonu yerine getirmek için el birliği, gönül birliği yapmak durumundayız. Devlet, millet olarak gücümüzü insanlığın hayrına adamalıyız. Bugün burada buluşan masum yavrularımızın gözlerindeki ışığı hiç söndürmemek, umut dolu bakışlarını daim kılmak sorumluluğumuzdur. Baharın en güzel günlerinde onları tabiatın içinde mutlu vaziyette görmek hepimize çok iyi geldi, ruhlarımızı onardı. Arif Nihat Asya ne güzel söylüyor. Çocuk çok sevdi ağacı, verirdi ona her kış çiçekleri olsaydı. Ağaç çok sevdiği çocuğu, öperdi altın saçlarından dudakları olsaydı. Çocuklarımızı bu bahar tazeliğinde buluşturan, onlara umut aşılayan herkese insanlık adına teşekkür ediyorum. Burada oluşan sinerjinin dünyanın tüm masumlarına umut kaynağı olmasını temenni ediyorum."
GENÇLİK VE SPOR BAKANI KILIÇ: "BİZ HER KİM OLURSA OLSUN NEREDE ZULÜM GÖRÜRSE GÖRSÜN HERKESE YARDIM EDEN BİR MEDENİYETİZ"
'Ülkemizin, milletimizin ve medeniyetimizin neleri başardığını, başaracağının küçük örneğini yaşıyoruz' diyen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Türkiye Cumhuriyeti olarak yanıbaşımızda bir caninin, diktatörün, bir insanlık tarafından nasibini almamış kişinin ülkesini felakete sürüklemiş yapısı içinde 3 milyondan fazla insanın evinden edildiği tek bir ülke hem kucağını hem aşını hem kapısını açarak Cumhurbaşkanımız önderliğinde oradan kaçarak hayatını kurtarmaya çalışanlara yuva oldu.Tarih önünde Türkiye'nin insanlık vazifesinden dolayı Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Çocuklar hepimizin gözbebeği, geleceği hepimizin üzerine titrediği ve zaman zaman sıkıntıya düştüklerinde başlarında gözyaşı döktüğümüz, dua ettiğimiz, imtihana girerken imtihanı beraber yaşadığımız en değerli varlıklarımız. Çocukların bir araya gelerek geleceklerine umut veriyor olmanın ne kadar önemli olduğunu tam anlamayabiliriz 15 sene sonra hayata kendilerini hazırlamak için çocukların Türkiye'de ve dünyada geldikleri noktayı görünce anlayacağız. Medeniyetin, demokrasilerin ve insan haklarının en büyük savunucuları bunu en iyi şekilde yaydıklarını iddia edenlerin Suriye konusunda veremedikleri sınavda tarih önünde anılacaklar. Gözyaşı akıtan çocuğun insanın hissettiği acıyı tarih önünde hesap vermek durumunda kalacaklar. Bu imtihanı alnımızın akıyla vermeye devam edeceğiz. Biz her kim olursa olsun nereden zulüm görürse görsün herkese yardım eden bir medeniyetiz" şeklinde konuştu.
TFF BAŞKANI DEMİRÖREN: " AYLAN BEBEKLERİ HEM YAŞATACAĞIZ HEM DE AHLAKLI VE GEÇMİŞİNİ UNUTMAYAN SPORCULAR OLARAK YETİŞTİRECEĞİZ"
Federasyon olarak tesisleşmeye yaptıkları yatırımların yanında insana da yatırım yapmanın önemli olduğunu vurgulayan TFF Başkanı Yıldırım Demirören, "Bu yüzden, sosyal sorumluluk projelerinde, farkındalık oluşturmayı bir borç olarak görüyoruz. Zaten sosyal sorumluluk denince ve işin içine çocuklar girince ilgi ve sevgi kaçınılmaz oluyor. Spor ve de özellikle de futbol bu unsurların en büyük destekçisi ve öncüsüdür. Biz buna yürekten inanıyoruz. Bugün burada ortaya çıkan geleceğimizin teminatı gençlerimizle, Suriyeli çocuklarımızın kaynaşmasına katkı yapacak bu tablo, tüm dünyaya örnek olmalı. Biz Aylan bebeği hiç unutmadık unutturmayacağız. Biz Aylan bebekleri hem yaşatacağız hem de ahlaklı ve geçmişini unutmayan sporcular olarak yetiştireceğiz. Avrupa hem vicdanını hem de sınırlarını kapattığında Türkiye'nin Suriyeli dostlarımızı kucaklamasını da unutturmayacağız. Ve elbette sayın cumhurbaşkanımızın mültecilerle ilgili dünyaya örnek olan tavır ve çabalarını da aklımızdan hiç çıkarmayacağız çıkarttırmayacağız. Türkiye olarak, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı düzenlemeye talibiz. Ve eminiz ki, bu turnuvayı alan ilk Müslüman ülke olacağız. Öyle ki, bu dev organizasyona, şampiyonluğa oynayacak güçlü bir milli takımla hazırlanmalıyız. Burada aramızda, U14 milli takımımıza seçilen, Suriyeli genç bir kardeşimiz var; Adem Metin Türk. O'na şimdiden yeni Messi gözüyle bakılıyor. Bakanlar Kurulu'nun kararı ve sayın cumhurbaşkanımızın imzasıyla Türk vatandaşlığına geçen adem, inanıyorum ki, A Milli Takımımızda bizim geleceğimiz olacak. Sadece Adem değil tabi başka kardeşlerimizde aralarından çıkacak. Saygıdeğer Hanımefendi, kıymetli misafirler; daha güçlü Türkiye, daha mutlu gençler için, çalışmalarımıza yılmadan devam edeceğiz. Bu yönde sosyal öncülüğümüz ve yatırımlarımız hep sürecek. Bu organizasyonda emeği geçen başta Sayın Saaddet Gülbaran olmak üzere tüm TOGEMDER ve TFF çalışanlarına, yönetim kurulu üyem ve değerli arkadaşım Cengiz Zülfikaroğlu'na desteklerini esirgemeyen Turkcell'e ve katılımınız nedeniyle sizlere bir kez daha teşekkür eder, hepinize saygılar sunarım" dedi.
TOGEMDER BAŞKANI GÜLBARAN: "ÇOCUKLARI MİLLETLERİN GELECEĞİ OLARAK GÖREN LİDERİN EMANETÇİLERİYİZ"
Türkiye'nin duyarlı bir ülke olarak milyonlarca savaş mağduruna sahip çıktığını dile getiren TOGEMDER Başkanı Saadet Gülbaran, "Çocukları milletlerin geleceği olarak gören ve büyük değer veren liderin emanetçileriyiz. Hükümetimizin talimatıyla kurulan kamplarda Vali ve Belediye Başkanları başta olmak üzere misafirlerimize en iyi yaşam imkanı sunulmaya çalışılıyor. TOGEMDER'de önceliğimiz her zaman çocuklar olmuştur. TFF ile çocuklar için hayata geçirdiğimiz şenliğimizde savaş yüzünde vatanlarından kopup gelenlere ülkemizin çocuklarıyla unutulmaz bir gün armağan etmek istedik" diye konuştu.
REVNA DEMİRÖREN: " TOGEMDER'İN SEVGİ MUTLULUK İLKESİ YOLUMUZU AYDINLATTI"
TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören ise "Çocuklarımızı mutlu etmek, umut aşılamak için bir araya geldik. Sevgi ve mutluluk paylaştıkta kutsallaşır. Yıllardır birlikte çalıştığımız TOGEMDER'in sevgi mutluluk ilkesi yolumuzu aydınlattı. Tek amacımız Türkiye'nin aydınlık geleceğine bir nebze katkıda bulunmak. Bugün de Türk ve Suriyeli çocukları bir araya getirdik. Yüzlerindeki mutluluğu ve heyecanı görmenizi istiyorum. Onların kaynaşması için bu etkinlikleri geleneksek hale getireceğiz. Çocukların küçük tebessümü dünyalara bedel. Anne yüreği kendi çocuklarla diğer çocuklar arasında ayrım yapmaz. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun hepsi bizim çocuklarımız. Umarım bir gün çocuklar savaşsız bir dünyaya uyanırlar. Çocuksu mutluluklar ülkemizden eksik olmasın" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Emine Erdoğan'a bir plaket armağan etti.

Görüntü Dökümü:
-----
-Emine Erdoğan'ın açıklamaları
-Bakan Kılıç'ın açıklamaları
-Yıldırım Demirören'in açıklamaları
-Saadet Gülbaran'ın açıklamaları
-Revna Demirören'in açıklamaları
-Başlama vuruşu
-Mücadeleden görüntüler
-Detaylar

=================================

9 - İSTANBUL ÇEVİK KUVVET POLİSİNDEN ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ZİYARET

Haber: Ersan SAN /İSTANBUL-DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Çanakkale Şehitliği'ni ziyaret etti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, 'Her polis Çanakkale Şehitliği'ni görmeli' projesi kapsamında İstanbul'da görev yapan çevik kuvvet polisleri için bir etkinlik düzenlendi. Bu kapsamda polisler, Çanakkale Şehitliği'ni ziyaret etti. Polislere rehberler Çanakkale Zaferi'ni Çanakkale'de anlatıldı.

Görüntü Dökümü:
---------
-Ekiplerin gruplar halinde şehitliğe gelmesi
-Polislerin burada hatıra fotoğrafı çektirmesi
-Şehitlik gezisinden görüntü
-Rehber eşliğinde Çanakkale Zaferi'nin anlatılması
-Detaylar
28.04.2017 - 15.57 Haber Kodu : 170428120_

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler