Din Görevlilerine “tükenmişlik Sendromu” Semineri

Antalya İl Müftülüğü, Serik İlçe Müftülük personeline yönelik “Tükenmişlik Sendromu” semineri düzenlediSerik İlçe Müftülük Camii okuma salonunda düzenlenen seminerde konuşan İlçe Müftüsü Abdülkadir Karakuş, her ay farklı konularda seminerlerin devam edeceğini belirtirken, Antalya İl Müftü Yardımcısı Mustafa Aydın ise iki yıldan bu yana çeşitli seminerler düzenlediklerini belirtti.Seminerde yaşama sanatının önemine değinen Dr. Müberra Kılıç ise konuşmasında, “Doğduğumuz andan itibaren ana sorumluluğumuz yaşama sanatını öğrenmek. Sokrat’ın ‘İnsan kendini tanı’ sözü, çalışmaya nereden başlayacağımızın göstergesidir. Bilmediğimiz şeyleri merak ederiz ve öğrenmek isteriz. ‘Ben zaten biliyorum’ düşüncesi öğrenmemizin önündeki kendi engelimizdir. Öğrenmek; kendimizde ne olup bittiğini merak etmekle başlar. Kendimizi öğrenmek, kolay, zevkli, ancak zaman alan bir uğraştır. Çünkü insan sürekli değişen, gelişen, dönüşen,diğer insanlardan etkilenen ve onları da etkileyen aktif bir canlıdır. Ayrıca fizyo-psiko-sosyal bir varlık olan insanın öğrenilecek pek çok yönü olduğu bilinen bir gerçektir. Öğrendikçe ilerleriz, ilerledikçe öğrenme isteğimiz artar” dedi..Yaşamın bir yolculuk olduğunu söyleyen Dr. Kılıç, “Aslında yolculuklar içinde bireysel yolculuğumuzu yapıyoruz. Bu yolculuğun şekli, süresi, mola yeri, seçilen araç, yapılacaklar vb. her şey bireye göre farklılıklar gösterir. Bunların bilinip farkındalık oluşturulup, öğrenilmesi, uygulanması ve keyifle içselleştirilmesi lazım, yaşamınızın lideri olma ve vizyon - misyonunuz doğrultusunda yaşam sürmemi, düşünce ve davranışlarınızda hedeflediğiniz değişimleri gerçekleştirmenizi, yaşamınızın farklı dönemlerinde aradığınız desteği bulabilmenizi, iletişim becerilerinizi geliştirerek ilişkilerinizde uyumu yakalama ve mutlu olmanızı, ihtiyacınız olan kaynaklarınızı değerlendirme becerilerini iyi değerlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.Yaşamı daha anlamlı kılmak için bireyin kendisi için ne anlama geldiğini sorgulaması gerektiğini ifade eden Dr. Kılıç, “Yaşamın sizin için anlamı ne s orusuna verilecek yanıt kişiye, zamana, aynı kişinin ihtiyacına ve duygu durumuna göre değişebilir. Yaşam engin bir deniz, her birimiz bir su damlası, ancak her su damlası farklı bir anlam için orada.Önemli olan ne? Her su damlasının orada olma anlamının farkındalığı.Yaşamın anlamını kavramak ve o doğrultuda yol almak, karşılaşmak istemediğimiz birçok olumsuzluktan bizi koruyan, ulaşmak istediğimiz hedefe güvenle yaklaşan bir gemide olmak gibidir.Yaşamı daha anlamlı kılmak için yaşama yüklediğimiz anlam farkında olmalıyız” ifadelerini kullandı..Özellikle anne ve babalar için bunun çok daha önem taşıdığını da sözlerine ekleyen Dr. Kılıç, şunları söyledi:“Çünkü kendi yaşam amacının, bu yöndeki değerlerin ne olduğunu bilmek ve bunu çocuklara, dolayısıyla gelecek nesillere aktarmak gibi bir misyonu vardır anne ve babaların. Çocuklar umudumuzdur. İlerlemenin ve geleceğimizin mimarlarıdır. Onlar anne ve babalarının sözlerinden çok yaptıklarını modellerler.Onlara iletmek istediğimiz mesajı yaparak göstermeliyiz ve de yaptıklarımıza dikkat etmeliyiz.”