Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Ata, “Günde 1 kadeh şarap, kanserden koruyor” iddiasının bir şehir efsanesi olduğunu belirterek, “Koruyucu değil, bilakis kanserojen olabilir” dedi.Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Ata, Mersin Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde kanser hakkında yaklaşık 150 aile hekimine verdiği konferansta, kulaktan kulağa dolaşan yanlış bilgilere de değindi. Kimi zaman “Günde 1 kadeh şarap kanserden koruyor” şeklinde bir iddia duyduğunu belirten Doç. Dr. Alper Ata, böyle bir şey olmadığını belirterek, “Koruyucu değil, bilakis kanserojen olabilir” dedi. Doç. Dr. Ata, alkol ile kanser arasında doğrudan ilişki olduğunun altını çizdi."Az da içilse etkisi var"Mersin’in Tarsus ilçesindeki Medical Park Hastanesi’nde görev yapan Doç. Dr. Alper Ata, zaman zaman kendisine konuyla ilgili sorular geldiğini belirterek, “Alkolün kanserden koruduğunu gösteren bir bilimsel çalışma sonucu yok. Tam aksine, araştırmalar gösteriyor ki kanserle alkol arasında doğrudan ilişki var. Alkol kullanan kişilerin kanser olma riski, kullanmayanlara göre daha fazla. Üstelik bunda miktarın az olmasının bir önemi yok. Düzenli içilen günlük bir kadeh kırmızı şarap ile ağız içi, özefagus, meme ve kalın barsak kanserleri riski artmaktadır. Günde bir kadeh şarap, koruyucu değil bilakis kanserojen olabilir. Günde 1 kadeh şarabın kanserden koruduğu iddiası, bir şehir efsanesi” diye konuştu."Aşılar kanser yapmaz"Kanser hastalığı hakkında kendisine çok sorulan bir başka yanlış iddianın ise aşılarla ilgili olduğunu belirten Ata, kızamık, boğmaca ve tetanos gibi çeşitli hastalıklara karşı yapılan aşıların kanserojen etkisinin bulunmadığını ifade etti. Doç. Dr. Ata, güneş yanığının kanserojen etkisine de dikkat çekti. Özellikle çocuklardaki tehlikeye vurgu yapan Doç. Dr. Alper Ata, “Güneş yığında DNA hasarı oluşuyor. Özellikle çocukluk çağında yaşanan güneş yanıkları, kanserojen tehlikeyi daha da artırıyor. Bu nedenle bölgemiz gibi uzun süre güneş alan ve sıcak olan bölgelerde çocuklar güneşten iyi korunmalı” şeklinde konuştu.Buzdolabının etkisiDoç. Dr. Ata, konferansta kanserle ilgili şu bilgileri de paylaştı:"Mide kanseri 1930’lara kadar en çok ölüme yol açan kanserler sıralamasında ilk başlardaydı. Çünkü tütsülenmiş gıda tüketimi çoktu. Bu da mide kanserine yol açıyordu. Fakat 1930’larda buzdolabı kullanılmaya başlayınca insanlar gıdalarını tütsüleme zorunluluğundan kurtuldu ve mide kanseri 6’ncı sıraya düştü. ’Kanserden korunmak için ne yapmak lazım’ diye Amerikalılara sormuşlar, en çok ’sigaradan uzak durmak lazım’ yanıtı alınmış. Türkiye’de aynı soruyu sorunca en çok alınan yanıt ise ’erken teşhis önemli.’ Yani bizler ’ben kanser olmamak için bir şey yapmayayım, ama hekimler erken teşhisle beni tedavi etsin’ düşüncesindeyiz. Bu yanlış bir yaklaşım. Uyku, kanserden korunma konusunda önemli bir unsur. Çünkü DNA tamiri uykuda oluyor. Sağlıklı uyumazsak DNA tamiri sağlıksız oluyor. Bu da kanserin önünü açıyor. Akciğer kanseri 1960’larda sigara tüketiminin artmasıyla artışa geçip, 1980’li ve 1990’lı yıllarda zirve yaptı. Ama 2000’lerden itibaren sigara karşıtı kampanyalar ve yasaklamalar sayesinde yeniden düşüşe geçti. Obezite, özellikle meme ve kolon kanserinin önde gelen tetikleyicilerinden. Obeziteyle mücadele, birçok hastalık gibi kanser vakalarında da azalma sağlayacaktır. Erkeklerde en çok prostat kanserine, kadınlarda ise meme kanserine rastlanıyor. ABD’de kanser hastalıkları nedeniyle ilaçlarla ve diğer harcamalar için her yıl yaklaşık 100 milyar dolar ayrılıyor. Türkiye’de de sadece ilaçlara 4 milyar dolar veriliyor. Yaşlanmak, kanser olma riskini artırıyor. Bu bütün kanser türleri için geçerli."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz