YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Erdoğan: Kan Kusuyoruz, Ama Kızılcık Şerbeti Içtik Diyoruz

AK Parti'nin Geleneksel 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Kızılcahamam'da Asya Termal Tatil Köyü'nde AK Parti...

Erdoğan: Kan Kusuyoruz, Ama Kızılcık Şerbeti Içtik Diyoruz

AK Parti'nin Geleneksel 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Kızılcahamam'da Asya Termal Tatil Köyü'nde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında başladı. Açılışta Başbakan Erdoğan, yaklaşık 1 saat 25 dakikalık bir konuşma yaptı.

Erdoğan konuşmasının büyük bir kısmını çözüm süreci ve İmralı ile yapılan görüşmelere ayırdı. İmralı ile görüşmelerin daha önceki hükümetler döneminde de yapıldığını belirten Erdoğan, "Terör örgütünün elebaşısı İmralı'ya konduktan sonra, bir yandan sorgulama yapılırken bir yandan da kendisi ile terörü sona erdirme konusunda görüşmeler yapılıyor. 28 Mayıs 1999'da merhum Bülent Ecevit başbakanlığında MHP'nin yani Bahçeli'nin ve ANAP'ın ortaklığında 57. hükümet kuruluyor. İmralı ile 57. hükümet döneminde de görüşmeler devam ediyor." dedi

Terörün sona ermesi için terör örgütünün elebaşları ile ilk temasın aslında eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal zamanında gerçekleştiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Ama malum tam bu süreçte Özal hayatını kaybediyor. Merhum Erbakan hocamızın başbakanlığında da aynı şekilde 54. hükümet döneminde temas yoluyla terörü sonlandırma çalışmaları yapılıyor. Zaman zaman İmralı'nın mektuplarında bunları görüyoruz. Ancak 28 Şubat müdahalesi bu süreci de akamete uğratıyor. Bunların ardından 56. ve 57. hükümetler döneminde terörü sonlandırmak için İmralı ile görüşmeler yapılıyor. Arşivler geçmişte yaşananları bütün boyutlarıyla muhafaza ediyor, bunlar elimizde mevcut. Tıpkı merhum Özal döneminde merhum Erbakan döneminde olduğu gibi 56. ve 57. hükümet dönemlerinde de İmralı ile temas edilmiş, terörün sonlandırılması için uzun görüşmeler yapılmıştır. Bugün istihbarat örgütünün İmralı ile görüşmesinden dolayı bizi kıyasıya eleştiren Bahçeli 1999 ve sonrasında yapılan görüşmelerde iktidardadır, yanında da CHP'nin yavrusu DSP vardır."

AK Parti'ye ağıza alınmayacak hakaretler sarf eden Bahçeli ve arkadaşlarının 1999'da yapılan görüşmelerden dolayı "AK Parti'ye değil kendilerine hakaret etmekte" olduğunu söyleyen ERdoğan, şöyle devam etti: "Ey Bahçeli. Hükümet ortağı olduğun dönemde İmralı ile görüşmeler yapıldı. Bu ihanet midir? Başbakan yardımcısı olduğun dönemde İmralı ile müzakereler yapıldı, bu bölücülük müdür? Bizi pazarlık yapmakla suçlayan Bahçeli'ye soruyorum: Biz hiçbir pazarlığın içinde değiliz, peki siz o dönem hangi pazarlığı yaptınız? Lütfen bize bunu açıklayın. İdamın kaldırılması tartışmasına ya da pazarlığına hiç girmiyorum. Bahçeli, İmralı görüşmelerinden dolayı birini suçlayacaksa iğneyi kendine batırsın, ondan sonra çuvaldızı başkasına yöneltsin. Şimdi çıkıyorlar 'görüşmedik' diyorlar. Eğer Bahçeli iktidar ortağı olduğu dönemde görüşmelerden habersizse bu daha da vahimdir. Özrü kabahatinden büyük, biz görüşmedik devletin kurumları görüştü diyen Bahçeli ve avanesine soruyorum: 1999'da Genelkurmay mı size bağlıydı yoksa hükümetiniz mi Genelkurmay'a bağlıydı? 1999'da jandarma mı size bağlıydı siz mi jandarmaya bağlıydınız? 1999'da MİT mi size bağlıydı yoksa siz mi MİT'e bağlıydınız? 1999'da Adalet Bakanlığı mı size bağlıydı yoksa hükümetiniz mi Adalet Bakanlığına bağlıydı? Bahçeli sürekli küfrederek bu tarihinden kaçamaz."

1999'da MHP'nin iktidar ortağı olduğu, Bahçeli'nin de başbakan yardımcısı olduğu dönemde İmralı ile yapılan görüşmelerin ardından İmralı'nın örgüte çağrı yaptığını anlatan Başbakan Erdoğan, "(İmralı) demokratik cumhuriyet sürecin başladığını söylüyor. Bunlar kayıtlarda var. Ülke içindeki terörist unsurların dışına çıkarılması çağrısı yapıyor, Türkiye içindeki teröristler sınır dışına çekilmeye başlıyor. Ama ne oluyor biliyor musunuz? Birileri teröristlere operasyon düzenliyor, 500 terörist etkisiz hale getiriliyor. Çekilme süreci tam anlamıyla sabote ediliyor. Terör örgütü bu çekilmenin ardından Kandil'de toparlanmaya çalışırken, fırsat değerlendirilmiyor, gerekli tedbirler alınmıyor, reformlar yapılmıyor. MHP'nin içinde bulunduğu hükümet adeta terör örgütüne yeniden toparlanması için imkan tanıyor, fırsat sağlıyor. Sonra çok ilginç bir şey oluyor. 2002 yılında terör örgütünün mensupları 20 yıl boyunca kullanılan güzergahlardan, yollardan ülkeye yeniden giriş yapıyorlar. AK Parti'nin reformları, doğuya ve güneydoğuya yaptığı yatırımlar karşısında terör örgütü 2004'te yeniden eylemlere başlıyor, yeniden kanlı bir süreci başlatıyor." şeklinde konuştu.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ah benim sevgili kardeşlerim, ah benim sevgili vatandaşlarım. Kan kusuyoruz, ama kızılcık şerbeti içtik diyoruz. Sırf kan akmasın diye, sırf kardeşliğimize halel gelmesin diye, sırf bu huzur ortamı bozulmasın diye bazı meseleleri, karanlık noktaları, soru işaretlerini hep şimdilik kaydıyla içimize attık. İşin içinde iş var, işin içinde karanlık bir tezgah var. Yoksul halk çocukları dağlarda şehit olurken, fidan gibi delikanlıların naaşları gelirken maalesef birileri kurdukları tezgahda kan alıp kan sattılar. Al gülüm ver gülüm geçinip gittiler. Burada bir duracağız, durup düşüneceğiz. Bu ülkede terör hiçbir zaman sadece terör olmadı. Millete bugüne kadar hep terörü gösterdiler, terörün kanlı yüzünü gösterdiler. Terör üzerinden milleti tedip etmek, siyasete yön vermek istediler. Bugün biz de aziz milletimizle artık buna dur diyoruz. Terörü konuşacağız. Terörün kanlı yüzünü gösterecek ve görecek, terörle amansız şekilde kesintisiz şekilde mücadele edeceğiz, ediyoruz, ettik. Ama şimdi bundan sonrasının yol haritası çizildi ve bu süreç başladı. Artık terörü doğuran sebepleri de konuşacağız, kara delikleri de konuşacağız, artık soru işaretlerine cevap arayacağız. Şu Diyarbakır cezaevini, kanlı baskınları, müdahaleleri, tahrikleri yüksek sesle konuşacağız, peşine düşeceğiz. Bu ülkede yıllarca terör konuşuldu, kanlı yüzü konuşuldu, ama bu ülkede terörden büyük paralar kazananlar, terörden güç devşirenler, terörden siyasi rant devşirenler konuşulmadı, konuşulmasına müsaade edilmedi. işte ben, maskeler tek tek düşüyor derken tam da bunu kastediyorum."

MHP ve İşçi Partisi'nin yan yana geldiğini savunan Erdoğan, "Kim derdi ki MHP ve İşçi Partisi aynı safta buluşacak, ortak eylem yapacak. Ortak çıkarlar, ortak rantlar en sağ uçtaki Devlet Bahçeli ile en sol uçtaki İşçi Partisi'ni bir araya getirdi, birleştirdi, kucaklaştırdı. Bayramınız kutlu olsun. Kim derdi ki yıllarca sağda merkezde siyaset yapanlar ile merhum Adnan Menderes'in mirası üzerine oturanlarla merhum Menderes'i idama götüren CHP bir araya gelecek. Ama ortak çıkarlar bu uçları, emekli siyasetçilerle CHP, emekli siyasetçilerle İşçi Parti'yi aynı safta bir tespihin taneleri gibi dizilmiş halde buluşturdu. MHP Genel Başkanı bir yandan İşçi Partisi'nin yedeği değiliz diyor, çok komik yahu, bir yandan da İşçi Partisi'nin genel başkanını Silivri'den çıkarma çağrısı yapıyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye genelinde Akil İnsanlar heyetine karşı yapılan eylemlerin tamamının fotoğraflarının ve görüntülerinin ellerinde olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bir avuç sözde MHP'linin İşçi Partililerle nasıl yan yana olduğu çok net görülüyor. İsimlerine varıncaya kadar hepsi tespitimizde. TGB diye bir grup var, bunların yöneticileri ile MHP il başkanlarının nasıl aynı karede yer aldıkları çok net görülüyor. MHP Genel Başkanı bize hakaret edeceği, iftira atacağı yerde gitsin MHP tabanına bu durumu izah edebilecekse izah etsin. Biz bu tezgahı 10,5 yıl boyunca defalarca gördük. Bu tezgahı müdahale senaryolarında, müdahale girişimlerinde, partimizin kapatılma davasında, cumhurbaşkanı seçilme sürecinde, Danıştay saldırısında, halk oylamasında, son seçimlerde de gördük. Emin olun bu tezgah Kahramanmaraş'ta kurulan tezgahla aynıdır. Sivas'taki Çorum'daki Gaziosmanpaşa'daki Taksim Meydanı'ndaki tezgahla aynıdır. Bu tezgah ve bu tezgahın sahipleri terör üzerinden kan ticareti yapılan gençlerin canının alınıp satıldığı tezgahın sahipleriyle aynıdır, aynı kişilerdir aynı gruplardır. Çözüm sürecine karşı gösterilen direnci, Akil İnsanlara karşı yapılan eylemleri dikkatle izleyin. Statükonun elinde kalan tek sığınak terördür. Statüko partilerinin artık tek dayanağı vardır, o da terördür. CHP'nin, MHP'nin, diğerlerinin ayakta durabilmek için tutunabilecekleri tek dal vardır, o da terördür. Geçmişte Özal'ın Erbakan'ın çabaları nasıl engellendiyse, 1999 süreci nasıl engellendiyse bugün de bu süreç aynı tezgahla engellenmek isteniyor. Biz bu oyunu, bu tezgahı bozarız ve bozuyoruz.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler