Güneydoğu Görevinden Esinlenerek Roman Yazdı

Eskişehir’de görev yapan bir polis memurunun, 5 yıl çalıştığı Güneydoğu bölgesinde yaşadığı olaylardan esinlenerek kaleme aldığı ’Kovan’ isimli romanı yayınlandı.Ülke çapında çeşitli yazı yarışmalarında derece kazanan evli ve 1 çocuk babası olan 30 yaşındaki Metin Bilgesoy, 5 yıl boyunca görev yaptığı Güneydoğu’da yaşadıklarını yazdığı politik kurgu kitabının baskısını yaptırarak piyasaya sürdü. Şırnak’ın Cizre ilçesinde göreve başlayan Metin Bilgesoy, burada 1,5 yıl zorunlu görevini yaptıktan sonra bölgedeki olayları merak ettiği için tayin istemeden bölgede kaldığını dile getirdi. Emniyetin farklı birimlerinde görev yaptığı için birçok yer gören ve olay yaşayan Bilgesoy, “Kovan” adını verdiği kitabı, bölgenin ileri gelenleriyle konuşarak, acı çekmiş annelerle görüşerek ve yetkililerle tartışarak bu kitabı yazdığını ifade etti.“KİTABIMIZ BELLİ BİR İDEOLOJİ ÇERÇEVESİNDE YAZILMADI”Yazdığı kitabın herhangi bir görüş için de yazılmadığını anlatan Bilgesoy, vatanını, milletini ve bayrağını gerçek anlamda seven herkesin okuyabileceği politik kurgu bir roman olduğunu söyledi. Bilgesoy, “Bu anlamda Hakkari’deki vatandaşımız da okuyup kendinden bir şeyler bulur, İstanbul’daki, Antalya’daki vatandaşımız da kendinden bir şeyler bulur. Herhangi bir ideolojik düşünceyle yazılmış bir kitap değil. Amacı da zaten bir birliktelik sağlamak. Mutlu ve güzel yarınlar için katkı sağlamak” olduğunu söyledi.“GENÇLİĞİMDEN BU YANA BU SORUN BENİ HEP HEYECANLANDIRMIŞTIR”Kitabında ülkenin en büyük ve başta gelen konularından olan Güneydoğu sorununu işlediğini aktaran Metin Bilgesoy, bu konu üzerine düşünerek yorumlar yaptığını belirtti. Mesleğinin de yardımıyla bölgede 5 yıl boyunca görev yapan Bilgesoy, buradan edindiği bilgileri hayal gücünden geçirerek yazıya geçirdiğini ve politik kurgu olan kitabı yazdığını söyledi. Bilgesoy, “Ülkenin en büyük sorunlarına karşı duyarlı olarak bu yönde bir çalışma yapmak istedim. Gençliğimden bu yana bu sorun beni hep heyecanlandırmıştır. Bu sorunun çözümü nasıl olacaktır diye düşünmüşümdür hep. Bu tür konular hep ilgimi çekmiştir. Daha sonra Şırnak’ta 5 yıl boyunca görev yaparak yerinde gördüğüm bu olayları derleyip toparlayıp bu eseri oluşturdum. Ülkemizin en büyük sorunu bu. İçimizi en çok acıtan yanı da burası. Ölen de biziz öldüren de biziz. Vuran da biziz vurduran da biziz. Tüm acıyı yaşayan biziz. Bu işten hiçbir şekilde karlı çıkmayacağız. Bu ülke içerisinde yaşayan 77 milyon insandan hiç kimse bu işten, bu şekliyle karlı çıkmayacak. Bu anlamda belki bir katkımız olur düşüncesiyle bu romanımızı oluşturduk” diye konuştu.“MESLEĞİMİN KİTABI YAZMAMDA ÇOK BÜYÜK ETKİSİ OLDU”Kitabın konusunu oluşturan olaylarla yakından ilgili birisi olduğunu söyleyen Metin Bilgesoy, bölgede çalışmasının da kendisine çok şey kattığını vurguladı. Şırnak’ın bütün ilçelerini ve yaklaşık 300 kadar da köyünü gezdiğini aktaran Bilgesoy, “Aynı şekilde Hakkari’nin bütün ilçeleri ve Irak’ta bazı kentleri birebir olarak giderek yerinde gördüm. İnsanlarla sürekli sohbet ettim. Kendim de zaten mesleğim gereği birçok olaya karıştım. Birçok olayı gördüm, operasyonlara katıldım. 2011 yılında şehit olan Ahmet Toprakoğlu arkadaşımız ellerimde şehit oldu. O acıyı da hissettik. Evladı dağda olan bir anneyle de görüştük, 30 yıl orada savaşmış korucularla da görüştük. Bölgenin ileri gelenleriyle görüştük, küçük çocuklarla da görüştük. Onların ne hissettiklerini, neler düşündüklerini anlamaya çalıştık. İstihbari anlamda kendi yetkililerimizle görüştük. Bu şekilde yaklaşık 3 yılda oluşturulan bir kitap. 43 bin kelimeden oluşuyor. 43 bin kelimeli romanı normal bir yazar 2 - 3 ayda bitirebilir. Ama biz olayları birebir yaşayarak, yerinde görerek ve uzun bir sürece yayarak oluşturduk. İnce eleyip sık dokuyarak, gerçek olaylarda ne gibi sıkıntılar varsa yaşayarak kitabımızı yazdık” ifadelerini kullandı.“KİTAPLA İLGİLİ ŞİMDİYE KADAR OLUMSUZ BİR ELEŞTİRİ GELMEDİ”Kitabı okuyanların gayet mutlu olduklarını ve kötü bir şey söylemediklerini anlatan Metin Bilgesoy Şöyle devam etti:“Kitapla alakalı şimdiye kadar olumsuz yönde bir eleştiri gelmedi. Zaten akıcı bir roman. Sizi kendisine bağlıyor. Bir şekilde karakterlerin içerisine giriyorsunuz. Bir şekilde operasyonlara katılıyorsunuz. Yaşadığınız şeyleri okuyucu tamamen kendisinde görüyor. Satışlar da şuan için istenilen seviyenin üzerinde. İnşallah en kısa sürede ikinci baskımıza geçeceğiz.”KİTABIN KONUSUKitap, Güneydoğu Bölgesi’nde görev yapan bir KGT ajanının yaşadıkları, irdelediği olaylar ve akabinde gelişen olayları anlatıyor. KGT ajanının evine saldırı düzenlenmesinden sonra 8 aylık hamile olan kahramanın eşinin el bombası suretiyle öldürülür. Bunun üzerine eşinin katillerini bulmak için yola çıkan kahramanın bir KGT ajanı olduğunu kimse bilmiyor. Daha sonra Resul Şef isimli roman kahramanından şüphe duyar ve onu takip ederek bir KGT ajanı olduğunu fark eder. Birlikte operasyonlar düzenleyerek kahramanın eşini öldüren kişileri bularak cezalandırmasıyla kitap sona eriyor.