Hanak’ın Kurtuluşunun 96. Yıl Dönümü

Hanak İlçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıldönümü çeşitli etkinliklerle coşkulu bir şekilde kutlandı.Hanak İlçe merkezi Hükümet Konağı önünde Atatürk anıtına çelenk sunumu, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan törene, Hanak Kaymakamı Adem Uslan, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy, Hanak Belediye Başkanı Ayhan Büyükkaya, Garnizon Komutanı, daire amirleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Kutlamalarda Hanak’ın düşman işgalinden kurtuluşu temsili olarak canlandırıldı.Törende konuşan Başkan Ayhan Büyükkaya, "93 harbi diye adlandırılan 1877-78 Osmanlı –Rus harbiyle işgal edilen bölgemiz 40 yıl gibi uzun bir zaman esaret altında kalmış, sıkıntı çekmiştir. Ne yana baksanız acı, neyi düşünseniz üzücü yurt bir uçtan bir uca yaslı, halk perişan. 30 Ekim 1918 de Mondros Mütarekesinden sonra ordumuzun geri çekilmesi üzerine Mart 1919 da Şirin İlçemiz Hanak Gürcü istilasına uğramıştır.Ocaklar tütmez olmuş, bıçak kemiğe dayanmış ve nihayet 96 yıl evvel bugün kahraman ordumuz ve milis kuvvetlerimizin üstün gayretleri sonucunda savaşma gücünü kaybeden düşman kuvvetleri bölgemizi terk edip, vatan topraklarımızı bize teslim etmeye mecbur kalmıştır. 30 Ekim 1920 de Kazım Karabekir Paşa kumandasında ki 15. Kolordunun Kars’ı kurtararak yeni Türkiye’mizin ilk askeri zaferini kazanmasından sonra 22 Şubat 1921 de Gürcistan Cumhuriyetine tarihi haklarımızı içeren ültimatom verilmesi, hatta gerekirse Ardahan, Artvin ve Posof un savaşla kurtulacağının bildirilmesi üzerine,Bolşevik tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Gürcistan Cumhuriyetinin bir gün içinde olumlu cevap vererek çekilmeyi kabul etmesi üzerine,8.ci alaya bağlı müfrezeler daha fazla kan dökülmeden 23 Şubat ta Ardahan’a 1 Mart da Hanak’a girrerek; ’Verilmeyecek şeyler vardır; Şeref gibi şan gibi, Kars gibi Ardahan gibi, Boğazlar Boğazımız, Kars Ardahan Bel Kemiğimizdir’ Diyen Kazım Karabekir Paşa halkla kucaklaşmıştır. Ancak;sevinirken,coşarken bir zamanlar bu topraklarda yaşayan hüzünleri, ağlayan gözleri, yitirilen canları, yarım kalmış sevdaları unutmamak, tarihi bu tür ağır tecrübelere şahit tutmak bizim en temel hedeflerimizden olmalı, gayemiz bu amaçla şekillenmelidir. Bu şuurda olduğumuza bütün kalbimle inanıyorum. Milletimize bu mücadele ruhunu veren en önemli unsur İstiklal ve Bağımsızlığa duyduğu özlem ve vatan için şehit olma arzusudur. Esaret altında yaşamaktansa ölümü tercih eden,şehitlik mertebesini kendisine şeref madalyası gören ruh,bugün bağımsız hür ve istiklalini kazanmış bir ülkede yaşama imkanını kazandırmıştır. Huzurunuzda Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir Paşa ve silah arkadaşlarına sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hepsine şükran borçluyuz. Uygarlığın en temel ölçütlerinden biri ulusların kültürel değerlerini önemsemesi ve bu değerlere sahip çıkmasıdır. Milletimizin emperyalist güçlere karşı gösterdiği inanç ve kahramanlık neticesinde temeli oluşturulan Cumhuriyetin fertleri olarak bize düşen görev aynı ruh ve inançla toplumsal barışımızı güçlendirerek ülkemizi içten ve dıştan gelecek bölücü yıkıcı güçler karşısında birlik beraberlik ve dayanışma içinde atalarımızdan bize emanet edilen Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamaktır. Mustafa Kemal Atatürk ün öncülüğünde böyle bir yönetim şekline kavuştuğumuz için çok mutluyuz. Başta Mustafa Kemal Atatürk e şehitlerimize ve gazilerimize çok şey borçluyuz. Halen diktatörlük, krallık ve iç çatışmaların kol gezdiği günümüz dünyasında bunları daha iyi anlamaktayız. Şimdi hepimizin görevi dünyanın en faziletli ve en güzel sistemi olan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimize sahip çıkmak, çok çalışmak, üreterek dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmektir" diye konuştu.Program, şiirlerin okunması ve halk oyunları ekibinin hazırladığı gösterinin sunulmasının ardından son buldu.