Hdp Grup Başkanvekilleri: Tarafsızlığını Yitiren İçişleri Bakanı'nın Ve Azmettirici Şırnak Valisi'nin Istifa Etmesini Talep Ediyoruz

- HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken, Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde eylem yapan köylülere destek veren HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü'ye askerlerin silah doğrulttuğu yönündeki iddialar hakkında açıklama yayımladı. Buldan ve Baluken, yazılı olarak yaptıkları açıklamada İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk ve Şırnak Valisi Ali İhsan Su'yu istifaya davet ederek "Son birkaç günde telefonlarımıza bile çıkmayan İçişleri Bakanı, Bakanlık yetkilileri ve Şırnak Valisi başta olmak üzere yereldeki mülki ve idari amirlerin bu saldırıların asıl planlayıcıları olduklarını ifade etmek isteriz. Anayasal tarafsızlık ilkesine bağlı kalmak üzere, atama yöntemi ile geçici süreliğine görev yapan İçişleri Bakanı, partimize ve halkımıza yönelik saldırıların tümünde olduğu gibi Roboski köyündeki saldırılarda da tarafsızlığını yitirmiş, hukuku askıya almış ve halkımıza yapılan saldırılarda başrolü oynamıştır. Geçici İçişleri Bakanının bu tavrına İçişleri Bakanlığı Müsteşarının ve Şırnak Valisinin Roboski köylülerine yapılan saldırıları önlemeyen, çözüm bulma hususunda çaba göstermeyen tavrı eşlik etmiştir. Tarafsızlığını yitiren geçici İçişleri Bakanı'nın ve saldırıların emrini vererek azmettirici olan Şırnak Valisinin derhal istifa etmesini talep ediyor, uzunca bir süredir devreye konulan Roboski halkına yönelik hasmane tutum ve uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini tekrar belirtmek istiyoruz. TBMM'nin iradesine yönelik saldırı olarak değerlendirdiğimiz bu olayla ilgili TBMM Başkanını gerekli tavrı almaya ve Meclis'in iradesine yönelik saldırılara karşı, mülga olmuş AKP hükümetini gerekli şekilde uyarmaya davet ediyoruz" dedi.

HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken'in konu ile ilgili yaptıkları yazılı açıklama, şöyle:
"13 yıldır iktidarda olan AKP hükümetleri döneminde halkımıza, partimize ve parti çalışanlarımıza yönelik yapılan saldırılar her geçen gün artarak devam etmektedir. Seçim süreci boyunca bütün kamuoyunun tanıklık ettiği bu saldırıların geldiği boyut Diyarbakır İstasyon meydanında yüzbinlerce insanın katıldığı miting etkinliğinin bombalanması düzeyine varmış, bu konuda fail olarak yakalanan bombacı ile ilgili ortaya çıkan ihmal, yetersizlik ve kasıtlı tutumlar AKP hükümetinin saldırılarla ilgili sorumluluğunu açık bir şekilde gözler önüne sermiştir. Bu saldırıların en yoğun ve en acımasız şekilde hayata geçtiği yerlerden birisi de Şırnak ilimizin Roboski köyüdür. Bilindiği gibi 2011 yılında F-16 savaş uçaklarıyla 34 köylümüzün katledildiği Roboski köyünde, uzun süreden beri yeni provokasyon ve saldırı dalgası hayata geçirilmiştir. Roboski köylülerini katleden anlayış, halka ve tarihe karşı hesap vermesi ve özür dilemesi gereken yerde, tam tersine keyfi gözaltı ve tutuklama furyasından tutalım da halkımızın üstüne gerçek mermilerle ateş açılmasına kadar her türlü acımasız saldırı konseptini yürütmeye devam etmektedir. Roboski halkına duyulan kin ve öfkenin geldiği boyut, Roboski'deki doğanın tahrip edilmesinden hayvanlara yönelik yapılan toplu katliamlara kadar, insani boyutun çok ötesine taşınmıştır. Son bir ay içerisinde artarak devam eden bu saldırıları yerinden takip eden milletvekillerimize yönelik de AKP hükümetinin talimatları doğrultusunda her türlü baskı ve şiddet konsepti hayata geçirilmiştir. Sistematik ve planlı olarak yapıldığı bilinen Roboski katliamı gibi hayata geçirilen bu saldırı ve şiddet konseptinin de sistematik ve planlı olduğu açıktır. AKP hükümetinin talimatıyla geliştirilen bu konseptin son halkası dün Şırnak halkının yüzde 85 oyuyla seçilen ve Roboski katliamında onlarca yakınını kaybeden milletvekilimiz Sayın Ferhat ENCÜ'ye yapılan fiziki ve silahlı saldırı uygulamasıyla somutlaşmıştır. Milletvekilimize yönelik yapılan saldırı AKP devletinin halkımıza bakış açısını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu saldırıda bir can kaybının yaşanmaması milletvekilimizin ve halkımızın göstermiş olduğu duyarlılığın sonucudur. Her şeyden önce Roboski katliamından sonra yeni bir katliam arayışı olarak değerlendirdiğimiz son aylardaki bütün bu saldırıları şiddetle kınadığımızı ve kabul edilemez bulduğumuzu kamuoyuna ifade etmek isteriz. Bu saldırılar boyunca Roboski'de yaşanan tehlikelerin bertaraf edilmesi için İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere devlet yetkilileri nezdinde yapmaya çalıştığımız girişimlerin sonuçsuz bırakılması anlayışının da manidar olduğunu belirtmek isteriz. Son birkaç günde telefonlarımıza bile çıkmayan İçişleri Bakanı, Bakanlık yetkilileri ve Şırnak Valisi başta olmak üzere yereldeki mülki ve idari amirlerin bu saldırıların asıl planlayıcıları olduklarını ifade etmek isteriz. Anayasal tarafsızlık ilkesine bağlı kalmak üzere, atama yöntemi ile geçici süreliğine görev yapan İçişleri Bakanı, partimize ve halkımıza yönelik saldırıların tümünde olduğu gibi Roboski köyündeki saldırılarda da tarafsızlığını yitirmiş, hukuku askıya almış ve halkımıza yapılan saldırılarda başrolü oynamıştır. Geçici İçişleri Bakanının bu tavrına İçişleri Bakanlığı Müsteşarının ve Şırnak Valisinin Roboski köylülerine yapılan saldırıları önlemeyen, çözüm bulma hususunda çaba göstermeyen tavrı eşlik etmiştir. Tarafsızlığını yitiren geçici İçişleri Bakanı'nın ve saldırıların emrini vererek azmettirici olan Şırnak Valisinin derhal istifa etmesini talep ediyor, uzunca bir süredir devreye konulan Roboski halkına yönelik hasmane tutum ve uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini tekrar belirtmek istiyoruz. TBMM'nin iradesine yönelik saldırı olarak değerlendirdiğimiz bu olayla ilgili TBMM Başkanını gerekli tavrı almaya ve Meclis'in iradesine yönelik saldırılara karşı, mülga olmuş AKP hükümetini gerekli şekilde uyarmaya davet ediyoruz. Bu tarz saldırıların barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemizde kararlılığımızı arttırma dışında hiçbir işe yaramayacağını bir kez daha tüm duyarlı kamuoyu ile paylaşırız"