Hücre en anlamlı tanımıyla canlı organizmasının temel birimidir. Hücre teorisi de ortaya koyduğu prensipler ile bilimsel araştırmalara ve sağlık alanına büyük katkılar sağlamıştır. Özellikle bazı alanlarda (genetik, tıp ve biyoteknoloji gibi) yapılan çalışmalar bu teorinin temelleri üzerine kurulmuştur. Hücrelerin yapısının anlaşılması, hastalıkların teşhisi ve tedavisinde yeni yöntemlerin bulunup geliştirilmesine yardımcı olmuştur. Teori, canlılar arasındaki biyolojik benzerlikleri ortaya koyarak evrimsel süreçlerin anlaşılmasına da katkıda bulunmuştur.
Hücre teorisi, canlıların tümünün temel hücrelerden oluştuğunu ortaya koyar. Bu teori biyolojinin en temel prensiplerinden biri olarak kabul edilir. Canlıların nasıl yapılandığını, büyüdüğünü ve çoğaldığını ise anlamamızı sağlar. Hücre teorisinin ortaya çıkışı mikroskobun geliştirilmesiyle mümkün olmuştur. Bilim insanlarının hücreleri gözlemlemesi ile de şekillenmiştir.
Hücre teorisi 3 temel ilkeye dayanır:
Hücre teorisi modern biyolojiye önemli derecede katkılar sağlamıştır. Birçok bilimsel keşfin temelini hücre teorisi oluşturmuştur. Bu teori ile hücrelerin nasıl çalıştığı, nasıl çoğaldığı ve nasıl farklılaşarak dokular, organlar oluşturdukları anlaşılmıştır.
Hücre teorisi ayrıca genetik, embriyoloji ve tıp gibi alanlarında önemli derecede ilerlemelere yol açmıştır. Özellikle bazı araştırmalarda ve alanlarda (kanser araştırmaları, kök hücre çalışmaları ve genetik mühendisliği gibi) hücre teorisinin sağladığı bu bilgiler büyük bir rol oynar.
Hücre teorisinin temel özellikleri canlı organizmaların hücresel yapısını ve işleyişini açıklayan bilimsel prensiplerden oluşur. Bu teoriye göre tüm canlılar hücrelerden oluşur. Hücreler yaşamın temel birimidir. Kendi kendine çoğalabilen, genetik materyal içeren ve metabolik aktiviteleri gerçekleştiren yapılar olarak tanımlanırlar.
Hücre teorisinin en önemli özelliklerinden biri ise hücrelerin bütün canlı organizmaların temel yapısal ve işlevsel birimi oluşudur. Tek hücreli organizmalarda tüm yaşamsal faaliyetler tek bir hücre içinde gerçekleşir ama çok hücreli organizmalarda hücreler farklı görevler üstlenerek dokuları, organları oluşturur. Hücreler hayati işlevleri (beslenme, solunum, büyüme, üreme ve enerji üretimi gibi) yerine getirirler.
Hücre teorisinin bir diğer önemli özelliği yeni hücrelerin sadece olan hücrelerin bölünmesi ile oluşmasıdır. Bu özellik genetik bilginin nesilden nesile aktarılmasını sağlar. Ayrıca organizmaların büyümesini mümkün kılar.
Genetik materyali (DNA) taşıyan yapılar olarak bilinen hücrelerin içinde bulunan çekirdek veya çekirdek benzeri yapılar organizmanın kalıtsal bilgisini bulundurur. Bu genetik materyal hücre bölünmesi sırasında kopyalanıp yeni hücrelere aktarılır. Organizmanın gelişimini yönlendirir. Hücreler farklılaşma yeteneğine sahiptir. Belirli görevleri yerine getirecek şekilde özelleşebilirler.
Çok hücreli organizmalarda hücreler birtakım görevler üstlenip farklı yapılara (sinir hücreleri, kas hücreleri, kan hücreleri gibi) dönüşebilir. Bu özellik organizmaların karmaşık yapılar geliştirmesini sağlar. Çeşitli fizyolojik süreçleri yerine getirmesine de imkan sağlar.
Hücre teorisi, biyolojinin temellerini atmıştır. Böylece insanlığa oldukça büyük katkılar sunmuştur. Bu teorinin sunduğu katkılar önemli gelişmelere yol açmıştır. Özellikle temel bilimler ve tıp alanında katkılarının getirdiği gelişimler büyüktür.
Hücre teorisinin en büyük katkılarından biri canlıların yapı ve işleyişinin anlaşılmasıdır. Hücrelerin bütün organizmaların temel birimi olduğu fikri yaşamın karmaşıklığının daha iyi kavranmasına yardımcı olmuştur. Biyolojik süreçlerin de hücresel seviyede nasıl işlediğinin anlaşılmasına imkan sağlamıştır. Bu biyolojinin evrimsel gelişimi ve organizmaların çeşitliliği üzerine yapılan araştırmalar için bir temel oluşturmuştur.
Hücre teorisi tıpta da önemli yeniliklere ve tedavi yöntemlerine ilham olmuştur. Özellikle kanser gibi hastalıkların tespiti ve anlaşılmasında ve de tedavi edilmesinde hücre teorisinin önemi büyüktür.
Kanserin temeli hücrelerin kontrolsüz şekilde bölünüp çoğalmasıdır. Genetik hastalıkların ve hücrelerdeki genetik materyalin bozulması veya mutasyonlar sonucu ortaya çıktığı gerçeği de hücre teorisinin sağladığı bilgilerle anlaşılmıştır. Kök hücre araştırmaları da hücre teorisi ile doğrudan ilişkilidir. Kök hücreler, farklı hücre türlerine dönüşebilme yeteneğine sahip özel hücrelerdir. Onların bu özellikleri sayesinde doku onarımı ve organ nakli gibi alanlarda önemli ilerlemeler yaşanmıştır.
Hücre teorisinin sağladığı temel bilgiler biyoteknoloji ve genetik mühendislik alanlarının gelişmesini sağlamıştır. En önemlilerinden biri de hastalıkların tedavisinde genetik düzeyde müdahalelerin yapılabilmesine olanak tanımış olmasıdır.
Hücre teorisi mikrobiyolojinin gelişmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Mikroorganizmaların hücresel yapılarının anlaşılması, enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde etkili yöntemlerin bulunmasını sağlamıştır. Aşılar ve antibiyotiklerin geliştirilmesinde hücrelerin ve mikroorganizmaların özelliklerinin anlaşılması temel olmuştur.