İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Reza Bikdeli, Cenevre 2 Konferansı ile ilgili olarak, “2. Cenevre Konferansı kesinlikle siyasi bir çözüm yolu bulmak için hem bölgemizde hem de Suriye’de büyük bir fırsat olacaktır” dedi.İran Büyükelçisi Ali Reza Bikdeli, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyelerini elçilikte kabul etti. Bikdeli, gazetecilere yaptığı açıklamada, Cenevre’de P5+1 ülkeleri ile İran’ın anlaşmasına değindi. Bikdeli, dünyada önemli gelişmeler yaşadığına dikkat çekerek, tüm dünya ülkelerinin geçiş süreci içerisinde kendilerinin en az 50 ya da 100 yıllık faydalanabilecekleri bir konum peşinde olduklarını söyledi. Bikdeli, “İran İslam Cumhuriyeti olarak biz şuna inanmaktayız ki, işbirliklerinin devamını sağlamak adına ve karşılıklı menfaatlere saygı göstererek biz bu geçiş sürecini daha karlı ve güvenli şekilde geçirebiliriz. Bizim bölgemiz açısından bakarsak, bu bölge en önemli gelişmelere şahittir ve uluslararası gelişmeler açısından da en önemli gelişmeleri bizim bölgemiz geçirmektedir” ifadelerini kullandı.İslam ve ekonomi başlıklarının bölgenin önemini arttırdığını söyleyen Bikdeli, “İran ve Türkiye’nin bölgede İslam konusunda ve ekonomi alanında gerçekten çok büyük ve göz ardı edilemeyecek bir rolü vardır. İran ve Türkiye arasındaki ilişkiler gerçekten geçmişe dayalı ilişkilerdir ve etkin ilişkilerdir. Diğer taraftan da gerçekten etki yaratabilecek kapasiteye sahiptir. Ne mutlu ki son 11 sene içerisinde biz ilişkilerimizi uygun bir şekilde devam ettirmiş ve yönlendirmişiz” şeklinde konuştu.Bikdeli, P5+1 ile İran müzakerelerinin sonuca ulaşmasından ve İran’ın Lübnan Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıdan sonra Türk hükümeti ve siyasetçilerinin kendilerini aradığını kaydederek, Türkiye ile İran’ın iyi ve kötü gün dostu olduklarını ifade etti. Cenevre 2 Konferansı’nda İran’ın tutumunun ne olacağına yönelik soru üzerine Bikdeli, Davutoğlu’nun İran ziyaretinde konuya değinildiğini belirtti. Bikdeli, “Bütün bu görüşmeler çerçevesinde iki taraf Suriye sorununun çözümü konusundaki ortak görüşleri üzerinde vurgu yapmışlardır ve varsa da fikir ayrılıklarını en aza indirmek için de çaba göstermişlerdir. Bu görüşmeler çerçevesinde özellikle de ortak hedef olarak üzerinde konuşulan hedefler 3 başlıkta belirlenmiştir. Bunlardan ilki Suriye’de ve bölgemizde güvenlik ve istikrarın sağlanması, Suriye’nin bütünlüğü ve toprak bütünlüğü üzerinde vurgu yapılmıştır ve terörizmle mücadele hususunda konuşulmuştur” ifadelerini kullandı.Tahran görüşmeleri konusunda üzerinde vurgulanmış çözüm yollarını da açıklayan Bikdeli, “Suriye’de iç savaşın durdurulması ve ateşkes sağlanması. Suriye mültecilerinin tekrar ülkelerine geri dönmelerini sağlamak ve Suriye halkına insani yardımda bulunmak. Suriye sorunu için barışçıl bir çözüm yolu bulunmasını desteklemişlerdir ve Suriye’nin asla bir askeri çözüm yolu olmadığını vurgulamışlardır” dedi.Bikdeli, Cenevre 2 Konferansı ile Suriye’nin 2014 yılı başında barışçıl bir çözüme ulaşabileceğinin sinyallerini vererek, “Tabii ki bu şekilde diplomasinin savaşa karşı başarı kazanması kesinlikle bölgemiz ve bölge ülkeleri için kesinlikle büyük bir kazanım olabilir. Bu başarıyı elde etmek için İran ve Türkiye’nin büyük rolleri olabilir ve büyük roller üslenebilirler. 2. Cenevre Konferansı’ndan önce de bu konuyla ilgili birkaç kez müzakereler gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.Cenevre 2 Konferansı öncesinde İran ve Türk Dışişleri bakanları ve bakan yardımcıları seviyesinde görüşmeler yapılacağını kaydeden Bikdeli, “2. Cenevre Konferansı kesinlikle siyasi bir çözüm yolu bulmak için büyük bir fırsat olacaktır hem bölgemizde hem Suriye’de. Diğer taraftan da terörizm ve aşırıcılıkla mücadele için de büyük bir adım sayılacaktır” dedi.Suriye ile ilgili konularda Suriye halkının karar vermesi gerektiğinin altını çizen Bikdeli, “Suriye’nin geleceği ve gelecekteki hükümetini belirleme hakkı kesinlikle Suriye halkının elinde olmalıdır. Dolayısıyla bütün dünya ülkeleri ve uluslararası kurumların Suriye halkına güvenli bir ortamda kendi geleceğini belirlemeleri için güvenmeleri gerekiyor. Tüm ülkelerde olduğu gibi Suriye’de de seçim sandığının belirleyici olması gerekiyor” diye konuştu.Nükleer müzakere ile ilgili olarak Bikdeli, İran’ın barışçıl nükleer enerjiye sahip olmasının doğal olduğunu ifade etti. Bikdeli, “Cenevre’de sağlanan bu anlaşmanın siyasi açıdan önemi bundan ibarettir ki, bizim karşımızdaki taraf siyasi olarak önemli bir değişikliğe gitmiştir. Bu da tabii ki nükleer görüşmeler için çok yeni bir atmosfer yarattı. Biz şuna inanıyoruz ki İran halkı için önemli olan ilke ve temeller kesinlikle bu anlaşmada önemsenmiş ve anlaşma ona göre hazırlanmıştır. Diğer taraftan da görüşmelerin devamını sağlayabilecek güvenin de sağlandığını düşünüyoruz. Dolayısıyla elde edilen anlaşma İran'ın nükleer sorununun barışçıl bir şekilde çözülmesi için önemli bir yol haritası niteliğini taşıyor” dedi.Bikdeli, nükleer anlaşmanın bazı başlıklarına da değinerek, İran’ın barışçıl nükleer enerjiye sahip olmasının ve onu kullanma hakkına vurgu yapılması olduğunu söyledi. Bikdeli, “Bu anlaşma sağlandıktan sonra bütün dünyanın bizi tebrik etmesini sağlayan şey odur ki, İran halkı ve İran’la anlaşma sadece ve sadece saygı yoluyla olabilir. Asla yaptırım ve dayatma ile buna ulaşmak mümkün değildir. Tabii bu sadece İran halkı için değil, bütün dünya halkları ki kendi hukuklarını elde etme peşindeler, onlar için de bir kazanım sayılıyor” ifadelerini kullandı.Bikdeli, İran’da uranyum zenginleştirme merkezlerinin hiçbirinin kapatılmayacağını belirterek, İran’ın milletinin nükleer enerjide barışçıl niyetini göstermek için bazı istekleri olduğunu ve İran halkının isteklerini kabul edeceklerini söyledi. Bikdeli, şunları kaydetti:“Yaptırımlar her ne kadar Türkiye ve İran arasındaki ilişkiler hususunda fırsatlar yarattıysa da engeller de yaratmıştır. Bu doğrultuda son 3 sene içerisinde İranlı şirketlerin Türkiye’ye olan ilgileri artmıştır. Daha önce Türkiye ile hiç çalışmamış olan şirketlerimiz Türkiye’de büro açtılar. Son 3 sene içerisinde Türkiye’nin yeni kapasiteleri İran’da en iyi şekilde tanıtıldı. Bu şekilde de iki ülke arasında çok önemli bağlar sağlandı. Ama bunun yanı sıra bazı yaptırımlar iki ülkeyi çeşitli alanlarda etkiledi. Özellikle para transferi, değerli metaller ve gemicilik hususunda ki, bu bizim işadamlarımızı sıkıntıya soktu. Önümüzdeki aylarda bizim beklentimiz İran’ın dış ticaretinin artmasını ve Türkiye ile olan ilişkilerinin de aynı şekilde artmasını öngörüyoruz.”İran’ın Türkiye’de yaptığı casusluk faaliyetleri ile ilgili olarak ise Bikdeli, “Bana göre İran ve Türkiye’nin etkileşim atmosferleri içerisinde asla ve asla bu gibi iddialara yer yoktur. Biz Türkiye’yi güçlü bir devlet ve halkı arasında da dayanışma olan bir ülke olarak görüyoruz. Türkiye ile çok ortak noktamız var diyorsak, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki halkla çeşitli ilgi ve alakamız vardır” ifadelerini kullandı.Bikdeli, İran ile Türkiye’nin arasındaki ticareti canlandırmanın önemine dikkat çekerek, Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın 15-16 Ocak tarihlerinde Sanat, Maden ve Ticaret Bakanı’nın daveti üzerine İran’a gideceğini belirtti. Türkiye’deki çözüm sürecini desteklediklerini de belirten Bikdeli, çözüm sürecinin Türkiye’nin istikrarına olumlu yansımasından dolayı İran için önem arz ettiğini ifade etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz