Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun hukuki varlığının hem legal olarak ve hem fiilen sona erdiğini söyledi.Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, yaptığı yazılı açıklama ile komisyon çalışmalarının son durumunu değerlendirdi. Türkiye’nin temel ihtiyacının demokrasi ve hak standardı yüksek sivil ve yeni bir anayasa olduğunu vurgulayan İyimaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Partilerin gücüne bakılmaksızın eşit temsil temelinde kurulu Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun kuruluş gerekçesi de budur. Bu süreç sayesindedir ki, her bir partinin anayasa tasavvuru, uzlaşma alanları ve şerhli de olsa, anayasa taslağı, daha önemlisi, toplumun anayasa talep türleri ortaya çıkmıştır. Bunlar, önemli kazanımlardır. Komisyon, çalışma usullerinde benimsediği hedef sürede mutabakata dayalı bir taslak oluşturamamıştır. Bir yıla yakın ek süre de dahi, bu hedefe yaklaşamamıştır. Hele son dört aylık süre içinde bir elin beş parmağı kadar madde taslağı ortaya koyamamıştır. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun hukuki varlığı, hem legal olarak ve hem fiilen sona ermiştir. Uzun süredir bir madde dahi üretilememesi, amacın gerçekleşmesinin imkânsızlığı anlamını taşır. Amaç imkânsızlığı, yegâne misyonu o amaç olan yapının kendiliğinden sona ermesi sonucunu doğurur. Komisyonun kurucu unsurları, başkan ve üyeler ikilisinden teşekkül eder. Bunlardan birinin yokluğu, hukuki organizmayı sona erdirir. Meclis Başkanı’nın komisyon başkanlığı görevinden çekilmesi, komisyonu başkansız bırakmıştır. Kuşkusuz parti iradelerinin de rollerine atıfla birlikte, Meclis Başkanı, komisyonumuzun kurucu başkanıdır. Çekilme, başkansızlık sebebiyle komisyonu defacto sona erdirir. Bu sona eriş, bir yorum değil, hukukun gereğidir. Komisyonun sona erişinde kusurlu arayışı, şu günlerin sıcak gündemidir. Objektiflikten yoksun konjonktürel yaklaşımlar, her partiyi, her üyeyi ve diğer siyasal dinamikleri sorumlu sandalyesine oturtabilir. Komisyon üyesi arkadaşlarımızın bu tür bir yaklaşım sergilemelerini, sona ermiş olsa dahi Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun ruhu ile bağdaşır bulmuyorum. Soruna analitik bakışla yaklaşılmalıdır. Buna göre, uzlaşma kültürü ve pratikleri konusundaki zaaflarımız, her bir siyasal partinin felsefe ve programlarının farklılığı, yeni anayasa konusunda ortaya konan siyasal iradelerdeki yoğunluk farkı, gelinen sonucu açıklayan ana sebeplerdir. Komisyon, bu zorluklara rağmen görevi üstlenmiştir. Başarısızlık, suçlamayı değil, özeleştiriyi zorunlu kılar. Her parti ve üyeler karşılıklı suçlama yarışına girebilirler. O tür bir tartışmada AK Parti’nin kurucu misyonu bir daha ortaya çıkar. Şahsen ben, en azından bu aşamada ve bu noktada sükutu tercih etmeyi, komisyon ve uzlaşma misyonunun gereği sayıyorum. Başbakanımıza, partimize ve Meclis başkanımıza bu konuda yöneltilen yapay itirazları, Adalet ve Kalkınma hareketine ve liderine karşı tahammülsüzlüğün, giderek özel alerjinin dışa vurumu olarak görüyorum. Aslolan, aziz milletimizin değerlendirmesidir. Yeni Anayasa yapım süreci, farklı hükümet sistemlerinin bütün türleriyle önerilebileceği ve tartışılması gereken süreçlerdir. Başkanlık sistemini öneremeyeceğimiz, bunun müzakere edilemeyeceği yönündeki muhalefet iddiası, hurafe sınırlarını aşamayacak bir garabettir. Önerilen her sistem müzakere edilebilir, kabul veya reddedilir. Anayasanın diğer bölümlerinde mutabakata varılması halinde, başkanlık sisteminde ısrarcı olmayacağımızı açıkça ve defaatle ifade ettik. Onsuz anayasa olamayacağı temel sorunlarda sanki mutabakat sağlanmışçasına, başkanlık sistemi simidine tutunulması etik değildir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz