Kılıçdaroğlu, Almanya Sdp Genel Başkanı Gabriel İle Biraraya Geldi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadroğlu, Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SDP) Genel Başkanı Sigmar Gabriel ile çalışma yemeğinde biraraya geldi. Çalışma yemeğinde, başta patriotlar, Suriye ve Ortadoğu olmak üzere, uluslararası sorunlar, Türkiye-AB ilişkileri, terörle mücadele ve Türkiye’de demokratikleşme, bağımsız yargı, uzun tutukluluk süreleri ile iletişim ve ifade özgürlüğü görüşüldü.

Kılıçdaroğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştiren Almanya SDP Genel Başkanı Sigmar Gabriel ve beraberindeki heyet ile birlikte yemekte bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen yemek sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Almanya SHP Genel Başkanı Gabriel’i öğle yemeğinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Almanya Sosyal Demokrat Partisi ile ilişkilerinin yeni olmadığını, geçmişe dayalı köklü bir çalışmalarının olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Gabriel ile birlikte Türkiye’yi konuştuk, dünyayı konuştuk, sosyal demokrasiyi konuştuk, sosyal demokrasinin geleceğini konuştuk. Türkiye’de yaşanan olaylar, Kürt sorunu ve yeni Anayasa çalışmalarını konuştuk” dedi.

Türkiye’de yaşanılan sorunların da yemekte dile getirildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, konuların Gabriel’in soruları üzerine açıldığını ve heyeti Türkiye’de ağırlamaktan mutlu olduğunu ifade etti.

“CHP’NİN REFORMLARINI DESTEKLİYORUZ”

Almanya SDP Genel Başkanı Gabriel ise konuşmasına, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve heyetiyle daha öncede bir araya geldiklerini belirterek, “Kılıçdaroğlu ile Almanya’da ve Türkiye’de son yıllarda birkaç kez bir araya geldik. Biz her zaman CHP’nin çalışmalarını, CHP içindeki reformları destekliyoruz. Bu desteğimiz konusunu ele alıyoruz. Seyahatimiz sırasında yaptığımız görüşmelerde hem Avrupa politikaları hem de Türkiye’nin iç politikasına ilişkin konuları ele aldık” dedi.

Türkiye temasları çerçevesinde Suriye sınırındaki bir kampı ziyaret ettiklerini söyleyen Gabriel, Alman askerlerinin bulunduğu birlikleri ziyaret ettiklerini hatırlattı. Ziyaretleri sırasında Türkiye’de siyasi görüşmelerinin de olacağını vurgulayan Gabriel, konuşmasına şöyle devam etti:

“Buraya gelmeden önce Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte uzun bir görüşmemiz oldu ve bu yemekten sonra TBMM’de farklı parti gruplarıyla da bir araya geleceğiz. Yarın da Başbakan Erdoğan ile bir görüşmemiz olacak. Bu seyahat sırasında hem Türkiye-Almanya arasındaki hem de Türkiye-Avrupa arasındaki ilişkilerin tüm konuları ele alma fırsatına kavuşacağız.”

“AB KENDİ KENDİNE ZARAR VERİYOR”

Açıklamaların ardından iki lider gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Almanya SDP Genel Başkanı Gabriel, bir gazetecinin “Türkiye’deki demokratikleşme süreci, Anayasa reformu, Ergenekon olarak adlandırılan dava ile ilgili CHP’nin yaklaşımı belli. Bir Sosyal Demokrat parti lideri olarak kardeş partinin bu yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna, “Elbette Türkiye’de nasıl bir Anayasa olacağı Türk insanın, Türk siyasetçilerin kararı. Bu konuda benim bir yorum yapmam mümkün değil. Fakat demokratikleşme konusu kapsamında şunu söylemek istiyorum. Şuanda üyelik müzakerelerine bir nevi hareketlenme gelmiş gibi görünüyor. Çünkü yerel politikalar başlıklı faslın müzakere faslının açılması söz konusu. Fakat ben bir hususu anlamakta güçlük çekiyorum. Avrupa Birliği kanaatimce daha önemli olan yargı veya insan hakları gibi fasılların açılmasına daha fazla önem vermeli. Zira bu şekilde Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin destekleye bilir ve hızlandıra bilir. Çünkü bu fasılların müzakere edilmesi sırasında basın özgürlüğü gibi konular açık bir şekilde ele alınabilir ve konuşulabilir. Avrupa’da medyada sürekli okuyoruz Türkiye’de gazetecilerin, avukatların, milletvekillerinin çalışma koşullarının kısıtlandığı yönünde endişe verici haberler duyuyoruz. Terör suçlamasıyla tutuklanmaların olduğunu duyuyoruz. Avrupa Birliği bence bu konuları müzakere ederek fasılları açarak Türkiye’de örneğin hukuk koşullarının bulunup bulunmadığını, ne şekilde gerçekleştiğini, yargının bağımsızlığını ve din özgürlüğünü de nasıl teminat altına aldığını bu fasılları açarak çok daha iyi görebilir. Böylece hem adil bir müzakere süreci başlamış olur ama aynı zamanda hem Almanya hem de Avrupa Birliği’nin yaranına olur. Bence şu anki Almanya ve Avrupa Birliği’nin takip ettiği politikalar akıllıca değil. Çünkü hem Türkiye için hem Avrupa Birliği’nin vatandaşları için de Türkiye’deki bu sürecin desteklenmesi çok büyük önem taşıyor. Bence AB kendi kendine zarar veriyor bu süreci desteklemeyerek” diye konuştu.

“TÜRKİYE KÖKENLİ İNSANLARIN KÜLTÜREL KÖKLERİNİ KOPARMALARINI İSTEMİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile gerçekleştirdikleri görüşmede Almanya’da Türkiye kökenli insanlar için çifte vatandaşlık konusunun gündeme geldiğini sözlerine ekleyen Gabriel, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu sabah Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede kendisinin bana yönelttiği ilk soru, ‘Almanya’da Türkiye kökenli insanlar için çifte vatandaşlığın neden mümkün olmadığını’ bana sordu. Bende şu şekilde cevap verdim. Biz sosyal demokratlar olarak bu seneki seçimlerde iktidara geldiğimiz de ilk yapacağımız şey çifte vatandaşlık uygulamasını yürürlüğü koymak olacak. Biz uzun süredir Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli insanların kültürel köklerini koparmalarını istemiyoruz. Buna zorlanmalarını istemiyoruz. Ben sosyal demokratlar olarak bunu çok önemsediğimi vurgulamak istiyorum. Umuyorum Almanya’daki muhafazakar partilerde şuan ki tutumların yanlış olduğunu anlayacaklar günün birinde.”