Kılıçdaroğlu: Türkiye Cumhuriyeti'ni Seçimle Gelmeyenlerin Temsil Ettiği Dönemler Darbe Dönemidir (4)

YALNIZLAŞAN BİR TÜRKİYE TABLOSU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gebze Organize Sanayi Bölgesi ziyaret ederek, 'Avrupa Birliği Sürecinin Ekonomiye Etkileri' başlıklı konferans verdi. Atatürkçülüğün özünün üretim olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Niçin üretimdir? Savaş meydanlarında zafer kazandıktan sonra çıkıp şunu söylemiştir. Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa bu özgürlük ve bağımsızlığı koruyamayız. Biz çocuklarımıza bunu öğretmedik, öğretmiyoruz başka şeyler öretiyoruz. Savaşı kazanamayanlar bir dönüp baktılar ki toplu iğne üretemeyen bir Türkiye. Her şey dışarıdan, açlık diz boyu, sıtma travma felaket bir taraftan. Hiçbiri iktisatçı değildi. 1923 İzmir iktisat kongresini topladılar. Nasıl büyüyeceğiz, nasıl kalkınacağız, neler yapacağız? bunları öğrenmek istiyorlardı. Hiçbiri büyüme, kur enflasyonu, ne de büyüme hızını bilmiyorlardı. Onların hayatlarında bunlar yoktu. Aldılar parlamenter yapı içerisinde Türkiye'yi bu güne taşıdılar. Şimdi bakıyoruz üretime, fabrikalar yapılıyor çevreyi görüyoruz, çevre duyarlığını görüyoruz ve hepimiz gurur duyuyoruz. Dünyadan kopmamayı da bize öğrettiler. Ne yaptılar? 1963 yılında Ankara anlaşmasını imzaladılar. Günümüzün konusu bu. Yani AB'ye üyelik anlaşmasını imzaladılar. Biz batının uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. Büyüyüp gelişmek istiyoruz. Hatta bütün İslam dünyasına örnek olmak istiyoruz. Örneği önce siyasal anlamda yaptılar. Ne yaptılar? Cumhuriyeti kurdular. Cezayir, Fas, Tunus, Irak, İran, Suriye bunların hepsi bir şekliyle cumhuriyeti kabul ettiler. Ekonomide büyürsek yine örnek olacaktık. Bilimde gelişirsek yine örnek olacaktık. Bütün bunları hayata geçirmeye çalıştılar. Avrupa Birliği'ne üye olduk. Önce Avrupa ekonomik topluluğuna tam üyelik için başvuru yaptık. Ama bugün yalnızlaşan bir Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız. Sorumuz şu? Büyük mücadeleler veren bağımsızlığını sağlayan bir dönem 1940'lı yıllarda uçak ihraç eden bir Türkiye bugün niye yalnızlaşan bir Türkiye konumuna geliyor. Bizim bunu sorgulamamız lazım" diye konuştu.
DİLİNE HAKİM OLAMAYAN ÜLKEYİ YÖNETEMEZ
Siyasetin diline önem vermesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ankara'da yaratılan gerilim artarak bütün yurda yayılıyor. Sanayici yatırım yapmaktan vazgeçiyor çünkü geleceğe yönelik endişeleri var. Esnafın endişeleri, çiftçinin endişeleri, işsizin endişeleri, çalışan işçinin endişeleri dalga dalga yayılıyor ve bunun önüne geçmemiz lazım. Hep şunu söyledim, ısrarla söylüyorum diline hakim olamayan ülkeyi iyi yönetemez. Devlet adamı diline hakim olacak ki ülkeyi yönetebilsin. Eksiğimiz yanlışımız ve hatalarımız olabilir. Ama bütün bunları hoşgörü içerisinde bir şekilde tolore edebiliriz. Çok mu zor bunları yapmak. Hayır çok zor değil batılı bunları yapıyor. Biz de yapabiliriz. Bunları yapmak kazanmak bir arada yaşamak bu iradeyi güçlü bir şekilde ortaya koymak mümkündür" dedi.
"ENGELLESEYDİK, BİN MADDELİK KANUNU 10 YILDA KİMSE ÇIKARAMAZDI"
Kılıçdaroğlu, son 15 yılda güzel şeyler de yapıldığını ve yapılan bu güzel işlere destek olduklarını söyledi. Avrupa Birliği ile uyum yasaları içersinde parlamentoya gelen tüm yasaların oy birliğiyle çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, "Ne kadar güzel demek ki iyi işler yapıyoruz. Bin küsur maddelik Türk Ticaret Kanunu, Borçlar ve Ceza Kanunu emin olun bunların tamamı birer hafta içinde yasallaştı. Eğer engellemek isteseydik ana muhalefet olarak bin maddelik kanunu 10 yılda kimse çıkaramazlardı. Neyi düşünüyoruz? Ülkemizi düşünüyoruz. Bu yasaya ihtiyaç var mı? var. Avrupa Birliği ile bütünleşmeye ihtiyaç var mı? var. O zaman eksiği gediği olsa bile önce bunu yasallaştıralım. Türkiye bir adım atmış olsun. Bir uzlaşma kültürüyle en azından bir alanda hayata geçirelim" ifadelerine yer verdi.