Babası Edward Mortensen, annesini Norma doğmadan önce bırakıp gitmişti. Açlık ve sefalet içinde geçen çocukluk yılları, annesi Gladys Baker'ın ağır bir sinir nöbeti geçirip hastaneye kaldırılması ile daha da karardı. Norma'nın yetimhanedeki yaşamı işte bu talihsiz olayla başladı. 8 yaşında cinsel tacize uğrayan Norma Jean, bir tanıdıklarının yanında kalırken zaman içinde istenmeyen misafir durumuna düştü ve 16 yaşında hayatının en zor kararını verdi. Yetimhaneye dönmeyecek ve fabrikada işçi olarak çalışan Jim Dougherty ile evlenecekti. 1942 Haziran'ında Jim ile evlenen Norma'nın evliliği uzun sürmedi ve 1946 Eylül'ünde bitti.
Burbank'ta bir fabrikada çalışırken şans eseri fotoğrafları çekildi ve modelliğe başladı. Ünlü film yapımcısı Howard Hughes tarafından keşfedildi ve adı Marilyn Monroe olarak değiştirildi. İlk başlarda küçük rollerde, sessiz sakin sarışın bir kız olarak kendini gösteren Marilyn,"Love Happy" (1949) ve "All About Eve" (1950) filmlerinden sonra başarıyı yakaladı. Doğallığına, cazibesini ve dişiliğini de ekleyerek, sessiz sakin sarışın kız "Sarışın Bomba" olarak anılan bir idole dönüştü. 1950 yılında tanıştığı profesyonel beyzbol oyuncusu Joe Di Maggio ile 1954 Haziran'ında dünyaevine girdi.
"Niagara", "Gentlemen Prefer Blondes", "How to Marry A Millionaire" adlı filmlerle ününe ün katan Marilyn, herşeyin doğal ve içten olması gerektiğini savunurdu. Belkide bu düşüncesi sayesinde film yapımcılarının ve fotoğrafçıların rüyası haline geldi. 1954 yılının Ekim ayında ikinci eşinden de ayrılan Marilyn'in evliliğini bitiren en büyük etkenin, şöhreti ve sarışın seksi bomba imajı olduğu söylendi.
