MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümet ile Merkez Bankası arasında yaşanan faiz tartışmalarıyla ilgili olarak, “Altındaki Hükümet Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yaparak faizle istediği gibi oynayabilecektir. Bu konuda önlerinde bir mani hal yoktur. Güçleri varsa, gözleri kesiyorsa, yürekleri yetiyorsa bir kanun değişikliği yaparak faize son darbeyi indirebileceklerdir. Açıktır ki, piyasada geçerli olan faiz oranı Merkez Bankası’nın belirlediği politika faiz oranından çok fazladır. Faiz inerse, bizim de ilke olarak benimsediğimiz budur, yatırım ve üretimin önü daha da açılacak, ucuz krediye ulaşım imkanı kolaylaşacaktır” dedi.MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşmasına “demokrasi ile ekonomi birleşik kaplar gibidir” diyerek başladı.Bunlardan birinin diğerinden aşağıda veya yukarıda olamayacağının altını çizen Bahçeli, “Demokrasinin yara aldığı, demokratik kültürün yozlaştığı bir ülkede ekonominin güvencede kalması ve istikrara kavuşması akla ve bilime aykırıdır. Toplumsal güven sarsılıyor, gelecekle ilgili beklentiler bozuluyorsa elbette ekonomi bundan olumsuz şekilde etkilenecektir. Hukukun gölgelendiği, adaletin askıya alındığı, sosyal ve siyasal gerilimlerin tırmandığı bir ülkede ekonomik denge ve düzenden bahsetmek de saflıkla eşanlamlıdır. Türkiye’miz maalesef böylesi bir girdabın, böylesi fasit bir dairenin içinde bocalamaktadır. Uzunca süredir ekonomi bıçak sırtındadır. Makro ekonomik parametreler tehlike sinyalleri vermektedir. Yaşanan ekonomik temelli sıkıntı ve açmazlar Hükümet’in iddialarını tümden yalanlamakta, tümden rafa kaldırmaktadır. Örtülemez, kapatılamaz, saklanamaz devasa sorunlar Başbakan ve Hükümeti’nin siyasi aldatma ve kandırma mekanizmasını çürütmektedir” dedi.“ÇETELER ALIN TERİ DÖKEN VATANDAŞLARIN HAKKINI GASP ETTİ”Bahçeli, sınav yolsuzluğu yapan çetelerin alın teri döken vatandaşların hakkını gasp ettiğini ve haklarını yediğini sözlerine ekledi.Bazı gençlerin KPSS sınavlarına hazırlanıp ümitle çalışıp didindiğini, diğer yanda da hırsızların soru çalarak erkenden köşeyi döndüğünü vurgulayan Bahçeli, “Öte yandan atanamadığından zorlu hayat şartlarına ve çileye katlanan öğretmenlerimizin çığlığını işiten de olmamıştır. Başbakan’ın vicdanlara sığmayan bu hazin gerçekleri bilmemesi, duymaması, öğrenmemesi mümkün değildir. Aksi takdirde ülke gerçeklerinden tamamen kopmuş olacaktır ki, bunun da vebali taşınamayacak kadar fazladır” diye konuştu.“TÜRKİYE HANGİ ARADA 19 BİN DOLARLIK KİŞİ BAŞI GELİRE ULAŞMIŞTIR?”Başbakan Davutoğlu’nun kiyi başına düşen milli gelirin 19 bin doları aştığı yönündeki açıklamalarına atıfta bulunan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:“Yine de sormadan geçemeyeceğim, Davutoğlu kişi başına düşen gelir rakamını söylerken ciddi midir?Türkiye hangi arada 19 bin dolarlık kişi başı gelire ulaşmıştır? Sayın Davutoğlu, senin aklın başında mıdır? 4 Şubat 2015 tarihinde TESK heyetine kaçak ve karanlık sarayda hitap eden Cumhurbaşkanı, kişi başına gelirde ‘şu anda 10 bin doların üstüne çıktık’ demiştir. Hatırlarsanız, aynı Erdoğan 3 Nisan 2012 tarihinde TBMM Grup toplantısında bu rakamın 10 bin 444 dolar olduğunu ifade etmişti. 2014 yılında 10 bin 537 dolar olan kişi başına düşen gelirin, 2015’in ilk aylarında volkan gibi patlayarak 19 bin dolara çıkması, patenti Davutoğlu’na ait ve sırrını hiç kimsenin bilmediği hesap ve matematik yöntemlerinin bir sonucu olsa gerektir. Çamur Ahmet, bu kez de Cebir Ahmet olmuş çıkmıştır. IMF’nin 2015’te ülkemizin kişi başına düşen milli gelirinin 11 bin 18 dolara çıkacağını tahmin etmesi henüz çok yenidir. Ekonominin belirli bir kişi başına gelir düzeyine ulaştıktan sonra oraya sıkışıp kalması şeklinde tanımlanan orta gelir tuzağı Türkiye’yi çoktandır tesiri altında tutmaktadır. Bu açıktır.”“SEN GİT DE SARAYDAKİ ABİN GELSİN”“Davutoğlu, şahsımın aritmetikle, geometriyle uğraştığını, piramitler, elipsler çizdiğini geçtiğimiz hafta değişik zeminlerde söylemiş, biraz da paralelle ilgilenmemi tavsiye etmiştir” diyen Bahçeli, “Bize tavsiye vermeye, akıl öğretmeye kalkan ve cüret eden Davutoğlu’na diyorum ki; aritmetikle uğraşan ve geometriye kafa yoran asıl sen ve çevrendir. Allah’a şükür biz küp yapıp içini haram lokma ile doldurmadık. Allah’a şükür etrafımızda ne yamuk, ne de ahlaksızlıkla yamulan namert gördük. Yanımızda ne ihanetten dört köşeye dönmüş millet hasımları, ne de kalbi silindire çevrilmiş şeref fukaraları bulduk. Siz kendinize bakın, kendi derdinize yanın, kendi çukurunuzda birbirinizle uğraşın. Sayın Davutoğlu 12 yıl boyunca paraleli çizen siz, doğrudan sapan siz, 17-25 Aralık çemberine sığan siz, PKK’nın simetrisi olan siz, Oslo’da ihanet karesine giren siz, Türkiye’ye BOP prizmasından bakan yine sizsiniz. Onun için Sayın Davutoğlu, sen git de saraydaki abin gelsin; karşımıza 17-25 Erdoğan çıksın” ifadelerini kullandı.“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN KONUŞMASI DÖVİZİ ATEŞLİYOR”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’na dönük eleştirilerinin Türkiye ekonomisini salladığını, dövizin tansiyonunu yükselttiğini öne süren Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının dövizi tırmandırdığını ve dövizin ateşi arttırdığını söyledi.Enflasyona göre faizin ayarlanamayacağını ve yüksek faizin yüksek enflasyona neden olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiyi zora soktuğunu dile getiren Bahçeli, “Merkez Bankası’nı hedef alan Erdoğan; ‘kendine çeki düzen ver, dalga mı geçiyorsun, neyi bekliyorsun, mesajdan nasibini almamış’ sözleriyle güvensizlik ve tedirginliği tetiklemiştir. Bir ay bile dolmadan Türk lirasındaki değer kaybı yüzde 10’nu bulmuştur. Yıllık enflasyonun yüzde 7,24 olduğu bir ülkede bunun anlamı bellidir ve bütün oklar tek kelimeyle gizli devalüasyonu göstermektedir. Geçtiğimiz Ocak ayında fiyatlar yüzde 1,10 oranında artmış, mutfak enflasyonu ise yıllık yüzde 12,61’e ulaşmıştır. Erdoğan sözde faiz lobisine karşı mücadele verirken, döviz lobisine hizmet etmiş; döviz borçlusu özel sektör şirketlerini ve vatandaşlarımızı zarara-ziyana sokmuştur. Bu kapsamda özel sektör firmalarının borcu özkaynaklarının yüzde 175’ine ulaşmıştır. Erdoğan huzursuzluk çıkarmakta, belirsizliği teşvik ve tahrik etmektedir. Kerameti kendinden menkul bir şekilde, faiz-enflasyon oranı arasında kurduğu sakat mantık ilişkisi insanımıza anında fatura edilmektedir” dedi.“PİYASADA GEÇERLİ OLAN FAİZ ORANI MERKEZ BANKASI’NIN BELİRLEDİĞİ POLİTİKA FAİZ ORANINDAN ÇOK FAZLADIR”“Öyle bir hava estirilmektedir ki, Hükümet faiz insin derken, Merkez Bankası buna yanaşmamakta, faiz lobisine hizmetkarlık yapmaktadır” diye konuşan Bahçeli, “Madem ekonominin temel kaideleri görmezden gelinmektedir; o halde Erdoğan ve vesayet altındaki Hükümet Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yaparak faizle istediği gibi oynayabilecektir. Bu konuda önlerinde bir mani hal yoktur. Güçleri varsa, gözleri kesiyorsa, yürekleri yetiyorsa bir kanun değişikliği yaparak faize son darbeyi indirebileceklerdir. Açıktır ki, piyasada geçerli olan faiz oranı Merkez Bankası’nın belirlediği politika faiz oranından çok fazladır. Faiz inerse, bizim de ilke olarak benimsediğimiz budur, yatırım ve üretimin önü daha da açılacak, ucuz krediye ulaşım imkanı kolaylaşacaktır. Fakat bu oluyorken, vatandaşlarımızın aşırı borçlanmasını ve talepteki yoğunlaşmayı hesaba katmak; düşen faizden dolayı artacak olan döviz fiyatının nerede duracağını iyi kestirmek lazımdır. Siyasi baskılarla inen veya inecek faizin yan tesiri olarak; cari açık büyüyebilecek, buna bağlı olarak enflasyon yukarı tırmanacaktır. Çoktandır kredibilitesi zedelenen Merkez Bankası, tüm ihtimalleri dikkate almak, en iyi seçeneği belirlemek durumundadır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz