Oğlunun başını kılıçla kesmeye çalışan mahalle kabadayısını tek kurşunla öldüren babaya ceza vermeyen mahkeme kararında “Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi kabadayılıktan uzak yaşayanların sinmesine neden olur” denildi.
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkeme-si, Mamak’ta meydana gelen bir olayda, bacaklarından iki kılıç darbesi alarak yere düşen oğlunun başını kesmeye hazırlanırken gördüğü Yusuf E. (25) adlı kişiyi pompalı tüfekle tek el ateş ederek öldüren babaya, “heyecan, korku ve telaşa kapılarak meşru savunmada sınırı aştığı” gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Gerekçeli kararda, “Ellerinde kılıç, mahallede ‘belalı’ olarak tanınan insanların saldırısında oğlu gözlerinin önünde yaralanmış, yere düşmüştür. Bu durumda bir babanın başka bir refleks göstermesini beklemek hayal alemindekilerin tarzı olabilir” denildi. Kararda, maktul yakınlarının kararın ardından heyete, “Artık bu iş kan davasına dönmüştür. Ben de aynı şekilde adam öldürüp karşınıza geleceğim. O zaman bana da aynı kararı vermek zorundasınız” dediği belirtildi.
Taraflar barıştı derken...
Olay, 26 Haziran 2012’de Mamak’ta, evli ve 3 çocuklu esnaf H.T.’nin oğlu Furkan ile Yusuf E.’nin çevresinden Halil isimli küçük bir çocuğun kavga etmesiyle başladı. Çocuk kavgasında taraflar barıştı derken, Yusuf E.’ye haber verilmesiyle olay daha da büyüdü.
Çocukların kavga ettiği yere gelen Yusuf E., kılıcını H.T.nin büyük oğlu F.T.’nin suratına doğru salladı. Donakalan baba H.T., oğluna “kaç oğlum kaç” diye bağırdı. Baba ve oğlunun tüm yalvarmalarına karşın Yusuf E., yakaladığı F.T.’nin önce bir bacağını sonra da diğer bacağını kılıç darbesiyle kesti. Yerde acıyla beraber diğer kılıç darbelerinden korunmak isteyen çocuğunu hareketsiz halde yatarken gören baba H.T., can havliyle evinden aldığı pompalı tüfeğine bir adet fişek taktı ve nişan almaksızın ateş etti. 1.90 metre boyunda, 95 kilo ağırlığında 25 yaşında olan Yusuf E., kalbine isabet eden saçma tanelerine bağlı iç organ harabiyetinden hayatını kaybederken, baba H.T. ise tutuklandı.
Ketamini fark etti
Baba H.T. hakkında, “kasten öldürmek” suçundan dava açıldı. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın tüm duruşmalarında olağanüstü güvenlik önlemi alındı. Baba H.T.’nin avukatı Şenol Özel, Adli Tıp Kurumu raporunda, maktulün vücudunda olay sırasında hayvan ameliyatlarında kullanılan, alan kişiyi kalkıp dans etmeye kadar cesaretlendirebilecek Ketamin etken maddesinin bulunduğunu ortaya çıkardı.
‘Amacım kurtarmaktı’
Sanık baba, savunmasında, oğlunun maktul ve arkadaşlarınca kılıç ve palalar ile iki bacağından da yaralanıp yere düşürüldüğünü, maktulü elinde pala ile oğluna son hamleyi yapacağı esnada av tüfeği ile tek el ateş etmek suretiyle öldürdüğünü, amacının maktulü öldürmek değil sadece oğlunun canını kurtarmak olduğunu söyledi.
Korku ve telaş
Mahkeme, sanığa, maktul Yusuf E’yi, “Heyecan, korku ve telaştan ileri gelen meşru savunmada sınırı aşmak suretiyle öldürdüğü anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nın 27/2 maddesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına” karar verdi.
Mahkeme Başkanı Bahattin Özbaş, üyeler Ayşe Serpil Aykut ve Nihat Varol, sokak kabadayılarına ders olacak nitelikte bir karar yazdı. Gerekçeli kararda, şöyle denildi:
‘Silahşör değil’
“Sanık bir silahşör değildir. Ellerinde kılıç, mahallede ‘belalı’ olarak tanınan insanların saldırısında oğlu gözlerinin önünde yaralanmış, yere düşmüştür. Bu durumda bir babanın başka bir refleks göstermesini beklemek hayal aleminde yaşayan, gerçeklerden uzak insanların düşünce tarzı olabilir.
Yani sıradan her babanın, hatta aynı duruma maruz kalması halinde maktulün babasının, kardeşinin, bir yargı mensubunun, bir polisin, büfecinin, tamircinin, simitçinin, doktorun, her insanın, hatta yavrusuna vaki zararı hisseden her canlının göstereceği refleksi göstermiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi, toplumda kabadayılıktan uzak yaşayan çoğunluğun sinmesine, bunun tersi yaşantısı olan ve hayattan beklentisi farklı olanların ise güçlenmesine, güç birliği yapan ve kamu otoritesi yerine kendini yasama, yürütme, yargı yerine koyanların, topluma hiç değer vermeyenlerin otoritesine sebep olacaktır.”
Mahkemedeki sözler teyit
Mahkeme gerekçeli kararında maktul yakınlarının sözlerine de atıfta bulunarak şunları kaydetti: “Nitekim, hüküm açıklandıktan sonra katılan, ‘Artık bu iş kan davasına dönmüştür. Ben de aynı şekilde adam öldürüp karşınıza geleceğim. O zaman bana da aynı kararı vermek zorundasınız’ demiştir. Bu sözler gerekçemizi teyit etmektedir. Katılan bunu yaptığı takdirde meşru savunma yapmış olmaz, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm olur. Maktulün yakınlarının karardan sonra kan davası güderek asayişi bozacakları düşüncesi ile sanığa ceza verilmesi gerektiğini düşünmek de aklın icabına terstir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz