Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan, çiftçinin anızı çaresizlikten yaktığını belirterek, ‘’Aksi taktirde üretici ekmek kapısına hançer saplar mı? Anız yakmayı önlemenin tek çıkış yolu çiftçiye daha ucuz mazot vermekten geçer’’ dedi.
Özkan, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, geçtiğimiz günlerde kamuoyunun gündemine getirilen anız yakma olaylarının toplumun tepkisini çektiğini ifade etti.
Ancak, hadisenin gerçek nedeninin hiç birinin kurum ve kişilerce yeterince irdelenip, doğru olarak anlatılmayıp, polisiye tedbirlerle ceza kesme yolunun yeğlendiğini belirten Özkan, şunları kaydetti:
‘’Fatura köylüye çiftçiye çıkartılarak bilinçsizlikle itham edilmiştir. Oysaki çiftçi anız yakarak toprağından nelerin kayıp olduğunu pekala bilir. Anız yakarak toprakta yaşayan organizmaları yok ettiğini ve beraberinde toprağını çoraklaştırdığını, tuzlanmayı ve erozyonu hızlandırdığını, toprağın pH değerinin gittikçe arttığını, ayrı dekarda 6-6,5 kilogram azot, 1,3-1,5 kilogram fosfor, 15-20 kilogram potasyum, 30-50/ gram çinko, 70-75 gram mangan, 8-10 gram bakırın yok olduğunu bir çok üretici bilir.
Tüm bunlara rağmen yine de ne yazık ki anızı yakar. Çünkü yeniden tarla hazırlığını yapmak zorundadır. Anız yakarak tarla hazırlığında 1 dekara 13 litre ile 16 litre arasında mazot sarf etmesi gerekirken anız yakmayarak çok daha fazla mazot harcayacaktır. Anız yakmamak demek daha fazla mazot sarf etmek demektir, üreticinin daha fazla mazot sarf edecek ekonomik gücü kalmamıştır.’’
Çiftçilere, ‘’Mısır veya buğday biçilirken biçerdöverlere takılan sap parçalayıcı çalıştırılsın problem halledilsin’’ dendiğini öne süren Özkan, ‘’İş sadece sapları parçalamakla bitmez, ondan sonraki işlem çok daha fazladır. Çiftçinin en az 4-5 işlem daha yapması gerekmektedir. Bunlar da 3-4 defa kobli ile toprağı sürmek ve yatay rotatiller veya köten ile bitki artıklarını toprak altına alarak çürümesi için toprağa karıştırılması işlemidir. Bu işleri yapmak demek dünyanın en pahalı mazotunu daha da fazla kullanmak demektir’’ dedi.
-‘’ÇİFTÇİ BİNDİĞİ DALI KESER Mİ?’’-
Özkan, üretim girdi maliyetine bakıldığında, bata mazot ve gübre fiyatlarının çiftçinin belini büktüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
Sadece, bu topraklar hepimizin gelecek nesillere sağlıklı, bereketli topraklar bırakmamız gerekir demek, işin realitesini bilmemek demektir. Çiftçi geçimini sürdürdüğü ekmek kapısına hançeri saplar mı? Bindiği dalı keser mi? Sizlere soruyorum;
Tarım 1980’li yıllardan bu yana gelen açığını bir türlü kapatamamış, ekonomik gücü ulaşamamıştır., ulaşamayacaktır da. Karşısındaki büyük tekelci piyasa aktörleri ile başa çıkamamaktadır. Üretici bir yıl içerisinde üretim girdi maliyeti yüzde 30-40 artarken mahsulünü ancak en fazla yüzde 10 artışla satabiliyor. Mısırın ve buğdayın yan ürünü olan kepeğin 500-550 kuruş, samanın 600 kuruş olduğu bir dönemde ne acıdır ki, bunların ana ürünü olan ve maliyeti çok daha yüksek olan mısırın, bugün net olarak ancak 550-560 kuruşa satabiliyorsa b.unun hesabını yapmak o kadar da zor değil. Bu nedenlerle daha çok anız yakılacak demektir.’’
-ÖNLEMİNİN TEK YOLU UCUZ MAZOT-
Anız yakmayı önleminin tek çıkış yolunun çiftçiye daha ucuz mazot vermekten geçtigğini anlatan Özkan, ‘’Mazottaki yüksek vergiler kaldırılmalı, havacılık ve denizcilik sektöründe de olduğu gibi tarımsal üretimde de daha ucuz mazot kullanmalıdır. Bu durumda görnülecektir ki çiftçi anız yakmayarak toprağını ve çevreyi kirletmeyecektir. Gelecek nesillerele daha sağlıklı bir çevre verimli topraklar kalacaktır-. Bu işin realitesi budur’’ diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz