Galatasaray'ın unutulmaz futbolcusu Cevad Prekazi, eski Yugoslavyalı futbolcu ve antrenörlerin, Türk futboluna neler verdiğinin unutulmaması gerektiğini söyledi.
Galatasaray'ın 1988-1989 sezonunda, Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı finale kadar çıkmasında önemli bir paya sahip olan, Monako ile Galatasaray arasında oynanan çeyrek final maçında, yaklaşık 40 metreden attığı serbest vuruş golüyle bugün hala birçok futbolseverin hafızasında yer eden Prekazi, Galatasaray'dan Milli Takıma, Türk futbolundan kendi özel yaşantısına, birçok konuda AA muhabirine açıklamada bulundu.
Bugün Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da hayatını devam ettiren ve 1. Futbol Ligi ekiplerinden OFK Belgrad takımının futbol okulunda antrenörlük yapan eski Yugoslav futbolcu Prekazi, Türkiye'deki "Yugoslav futbolcu sevdası"nın yeniden yükselmeye başladığını ve bundan memnun olduğunu söyledi.
Eski Yugoslavya ülkelerinden, bugün 20'nin üzerinde futbolcunun Spor Toto Süper Lig'de forma giydiğini hatırlatan Prekazi, şöyle konuştu:
"Eski Yugoslavyalı futbolcu ve antrenörlerin, Türk futboluna neler verdiğini unutmamak gerek. Türk futbolu, onların büyük katkılarıyla bugünlere ulaştı. Birgün Şansal Büyüka ile sohbet ederken, o da benzer bir soru sordu. Ancak o dönemde, Süper Lig'de bu kadar fazla futbolcu bulunmuyordu. Ben de ona, 'Siz galiba, Yugoslavlar'ın Tük futboluna neler verdiğini unuttunuz' demiştim. Şimdiler de farklı farklı ülkelerden futbolcular geliyor, ancak Türk futbolu, Yugoslavsız olmaz. Çünkü mentalite olarak eski Yugoslavya ve Türkiye aynı."
Profesyonel futbol kariyerine son verdikten sonra ilk zamanlarda profesyonel bir takımda antrenörlük yapmayı düşündüğü belirten Prekazi, "Daha sonra bu düşüncemden vazgeçtim. Benim için en iyisinin futbol okulunda çalışmak olduğu anladım. Çocuklarla çalışmak, onlara tecrübelerimi aktarmak bana zevk veriyor" dedi.
Türk futbolunu yakından takip ediyor
Prekazi, maçları izleme imkanı bulamasa da Türk futbolunu ve yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeye devam ettiğini söyledi.
Sırbistan'daki televizyon kanallarının sadece Şampiyonlar Ligi maçlarını yayınladığını belirten Prekazi, Türkiye'yi Şampiyonlar Ligi'nde temsil eden tek takım olan Galatasaray hakkında ise şunları söyledi:
"Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı maçları yakından takip ediyorum. Bana göre, geçen sezon daha akıllı bir futbol oynasaydılar, daha da başarılı olabilirlerdi. Real Madrid gibi bir takıma elenmesi çok doğal. Ancak, Madrid'de, Real Madrid gibi bir takıma karşı açık bir futbol oynamak bence büyük bir hataydı. Çok fazla silahınız yokken, böyle bir futbol oynayamazsınız. Bu sezon da Real Madrid'le oynanan maçın ilk 25 dakikasında Galatasaray rakibinden çok çok iyiydi. Ancak hiçkimse 90 dakika böyle oynayamaz. Bu imkansız."
Galatasaray'da futbol oynadığı dönemde, "8" numaralı formayı taşıyan Prekazi, "8" numaranın bugünkü emanetçisi Selçuk İnan'dan da övgüyle bahsetti.
Selçuk İnan'ı Trabzonspor'da forma giydiği dönemde ilk kez canlı izlediğini ve çok beğendiğini belirten Prekazi, "Bugün Galatasaray gibi kocaman bir camianda forma giyiyor. Bu kadar ünlü futbolcu arasında kaptanlık yapmak ve aynı zamanda milli takımda oynamak büyük başarı" dedi.
Galatasaray'ın dünyaca ünlü yıldız futbolcuların ardından dünyaca ünlü yıldız bir teknik direktör olan Roberto Mancini'nin göreve getirilmesi konusunu da değerlendiren Prekazi, kulüplerin transfer politikalarında dönem dönem değişkenlikler gözlediğini söyledi.
Prekazi, Galatasaray'ın transfer politikası hakkında görüşlerine şöyle devam etti:
"Fatih Terim, hangi oyuncuları istemişti? Sezon arasında Mancini de kendi oyuncularını isteyecektir. Yeni transferler tabiki gerekli. Bana göre, son iki yıldır, Fatih Terim döneminde Galatasaray'da başta stoper ve sol bek mevkilerinde bayağı sorun vardı. Avrupa'da başarı için, defans çok önemli. Bu konuyla ilgili, daha önce Galatasaraylı idarecilere tavsiyelerde bulunmuştum. Biri sol bek biri de orta saha, iki oyuncu önermiştim. İkisi de Sırbistan A Milli Futbol Takımı'nın futbolcusu. Benim Galatasaray'a önerdiğim orta saha oyuncusu, bana göre, Felipe Melo'dan üç gömlek üstün. Zaten Melo, o kadar iyi bir oyuncu olsaydı, Juventus'ta kalırdı."
Türkiye, Brezilya'ya gidemezse, bu çok kötü bir durum"
Eski Yugoslavya A Milli Futbol Takımı'nın formasını da giyen Prekazi, Türkiye A Milli Futbol Takımı ve Fatih Terim'in A Milli Takımı'nın başına getirilmesi hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
"Eğer Türkiye, Brezilya'daki 2014 Dünya Kupası'na katılamazsa, bu bana göre çok kötü bir durum" diyen Prekazi, Fatih Terim'in A Milli Futbol Takımı'nın başına getirilmesinin bir şeyleri değiştirdiğini söyledi.
Fatih Terim'in, hem saha içinde hem de saha dışında, pozitif atmosferin yakalanmasında önemli bir role sahip olduğunu belirten Prekazi, "Unutmamak gerekir ki Türk futbolcular, böyle bir atmosferle, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda nereye kadar geldiler. Demek ki Türk futbolculara böyle bir antrenör gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Prekazi, Trabzonspor'un uzun yıllardır devam eden şampiyonluk hasretine de vurgu yaparak, "Trabzonspor, sadece başına Yugoslav bir antrenör getirilirse şampiyon olacaktır. Çünkü mentalite çok önemli" dedi.
Özil, Almanya'nın assolistidir"
Türkiye'nin yanı sıra, yurtdışında da çok sayıda Türkiye kökenli futbolcuların bulunduğuna vurgu yapan Prekazi, Mesut Özil ve İlkay Gündoğan'ın Almanya Milli Takımı'nı seçmesinden, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yetkililerini sorumlu tuttu.
Prekazi, Arsenal forması giyen Özil'in Almanya A Milli Futbol Takımı'nın assolisti olduğunu belirterek, "Mesut Özil oynamadığı zaman, Almanya'nın nasıl futbol oynadığına bir bakın" dedi.
Borussia Dortmund forması giyen Gündoğan'ın da Almanya'yı tercih ettiğini hatırlatan Prekazi, "TFF yetkilileri, bu iki ismi nasıl kaçırdı anlayamıyorum. Bu iki isim Türkiye forması giyse, Türkiye Dünya Kupası'nda final oynar" diye konuştu.
Cevad Prekazi
Profesyonel futbol kariyerinin başlarında Yugoslavya 1. Lig ekiplerinden Partizan ve Hajduk Split takımlarında forma giyen Prekazi, 1985-1986 sezonunda Galatasaray'a transfer oldu. Galatasaray'da 1991 yılına kadar forma giyen Prekazi, 1988-1989 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı finale kadar çıkan Galatasaray'ın en önemli oyuncularından biri oldu. Prekazi'nin, 15 Mart 1989 tarihinde Almanya'nın Köln şehrinde Monako'ya karşı oynanan maçta 37 metreden attığı serbet vuruş golü, hala birçok futbolseverin hatırasındadır.
Galatasaray formasıyla iki kez lig şampiyonluğu yaşayan Prekazi, kısa süren Altay ve Bakırköyspor maceralarının ardından ülkesine dönerek futbolu bıraktı.