İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türk dış politikasının Atatürk’ün attığı temeller üzerinde yükseldiğini belirtti.Cumhuriyetin 92. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyet öncesi ve sonrasında izlediği dış politikalar hakkında konuşan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Atatürk’ün her şeyden önce dış politikada olup bitenleri çok iyi okuyan, değerlendiren ve diğer devletler arasındaki çekişmelerden istifade eden bir lider olduğunu söyledi. Erhan, "Mustafa Kemal’in dış politikası herkese eşit yakınlıkta olan ve Türkiye’nin önceliklerinin gerçekleşmesi için adımlar atılan bir politikaydı’’ dedi. O günden bugüne devam eden dış politikada Türkiye’nin kendi çıkarları dışında herhangi bir siyasete dahil olmadığını dile getiren Erhan, "Dengeli bir şekilde devam eden Türk dış politikası Atatürk’ün attığı temeller üzerinde yükseliyor’’ ifadelerini kullandı.Atatürk’ün izlediği dış politikayı Kurtuluş Savaşı sırasındaki ve cumhuriyetin ilanından sonraki olmak üzere iki dönemde incelemek gerektiğini belirten Erhan, "Kurtuluş Savaşı sırasında en önemli hedef ülkenin işgalden kurtulması ve işgalci güçlerin ülkeden çekilmesinden sonra Türkiye’de yeni bir düzenin kurulmasıydı. Böyle olduğu için de Mustafa Kemal büyük güçlerin birbirleriyle olan mücadelesinden istifade etti ve karşısındaki cepheyi güçsüzleştirmek için çabaladı. Örneğin 1921’de İtilaf Devletleri’nin bir müttefiki olan Fransa ile ayrı bir anlaşma yaparak onları devre dışı bıraktı’’ diye konuştu.CUMHURİYETİN İLANINDAN SONRA UYGULANA POLİTİKACumhuriyetin ilanından sonra bambaşka bir dış politika uygulandığına dikkat çeken Prof. Dr. Çağrı Erhan, "Öncelik, dış politikanın, içeride kurulan yeni düzenin sağlamlaşabilmesi için kullanılmasıydı. Bu sebeple dış politika bir araca dönüştürüldü. Atatürk’ün bu çerçevede dış politika ilkeleri vardı’’ dedi.Atatürk’ün Lozan statükosunu muhafaza etmeye çalıştığını ve fırsat buldukça Lozan’da elde edilemeyen kazanımları sağlamak için çaba gösterdiğini belirten Erhan, "Mesela Lozan’da boğazların düzenine ilişkin bir sözleşme yapılmıştı. Bu sözleşme Türkiye’nin çok da arzulamadığı bir şekilde olmuştu. Fakat Mustafa Kemal fırsatını bulduğunda yine büyük güçler arasındaki mücadeleden istifade ederek 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanmasını sağlayarak boğazlardaki Türk denetimini genişletti. 1932’de Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne, yani bugünkü Birleşmiş Milletlerin temeli olan örgüte girmesi yine bu adımlardan bir tanesidir’’ dedi."DENGE SİYASETİ 2. DÜNYA SAVAŞI DIŞINDA KALMAMIZI SAĞLADI’’1923-1938 arasındaki yılların Lozan’da ortaya çıkan statükonun muhafazası ve ortaya çıkan fırsatları Türkiye lehine çevirebilecek bir takım sınır düzenlemelerinin yapıldığı (Hatay ve Boğazlar gibi) bir dönem olduğunu anlatan Erhan, "Bu dönemdeki en önemli dış politika ilkeleri de akılcılık, maceradan uzak durma ve denge siyaseti takip etmekti. Zaten Atatürk döneminde bu denge siyasetinin temelleri atılmamış olsaydı Türkiye 1939’da başlayan 2. Dünya Savaşı’nın dışında kalamayabilirdi’’ diye konuştu.Atatürk’ün izlediği akılcı ve dengeli dış politikalar sayesinde yıllarca büyük savaşlar yaşamış, bir imparatorluk kaybetmiş ve imparatorluğun küllerinden doğmuş cumhuriyetin kısa sürede dünyada itibar ve saygınlık kazandığını dile getiren Erhan, "Bu da büyük ölçüde Atatürk’ün takip ettiği dış politika sayesinde oldu’’ diyerek konuşmasını noktaladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz