ERMAN TOROĞLU - FOTOMAÇ
Sneijder dünya yıldızı tamam ama oynamadığı maçta bu kadar fark edilmesine bence Galatasaraylı diğer futbolcuların tahrik olmaları lazım. Ve isyan edip "Ne var kardeşim, biz futbolcu değil miyiz? Biz de bu işi yaparız" demeleri lazım. Tamam bu maç Sneijder'siz kazandılar. Antalya'yı da yendiler. Ama Sneijder olduğu zaman daha farklı oluyor. Hoş Sneijder de aylardır gol atamıyor.
ERCAN GÜVEN - MİLLİYET
Sakat Sneijder yarım Podolski ile Gençlerbirliği gibi deplasmanın en zorlarından birini -yarım maçlık performansla da olsa- mağlup ederek ligde sağlam yürüyen Galatasaray’ı öyle kutlamak gerekir ki, namı İstanbul sınırlarını aşan Riekerink”e “bey” de yetmez; “beylerbeyi” yakışır artık! “Ya ikinci yarı” diyebilirsiniz tabi. “Muslera olmasaydı” diye sorabilirsiniz. Daha iyi ya! Futbol bilgeleri hep tekrarlamaz mı “şampiyon olmak için kötü oynarken de maç kazanabilmek lazım” cümlesini? Şampiyonluk için gereken her şeyi yapıyor işte Galatasaray!
SERHAT ULUEREN - VATAN
Galatasaray kazandı ama şansa. Gol erken gelince Gençler savunması açılır ve G.Saray rahat kazanır derken tam aksi oldu. Hele 2. yarı G.Saray’ı tanıyamadım. Şampiyonluk adayı takım bu kadar kötü oynayamaz, oynamamalı. Dün Muslera kurtardı ama bir gün gelir o kurtarmazsa G.Saray fark yiyebilir. Birileri, “G.Saray kötü oynarken kazanıyorsa, bir de iyi oynasa sonuç ne olurdu?” diye sorabilir. Ama bir takım her zaman bu kadar ballı olamaz.
"Sabri hala kilolu. Hem de en az 5-6 kilo fazlalığı var. O, dar ve beyaz forma bütün defosunu ortaya koyuyor. Milli maç arası Sabri'ye, Selçuk'a hiç yaramamış."
HAKAN ÜNSAL - HÜRRİYET
Galatasaray hücumcuları, nehire düşenleri bir anda yok eden pirana gibi. Avına hemen saldırmayıp bekleyen ve ilk ısırıktan sonrası tufan olan piranalar gibi davranıyor Galatasaray. Rakibi geniş alanda ve eksik yakalayınca paramparça ediyor. Yasin ve Bruma’nın hızı, topu rakip alana taşıma kapasitesi, rakip daha ne olduğunu anlamadan topun kale ağlarıyla buluşmasını sağlıyor.
LEVENT TÜZEMEN - TAKVİM
Muslera ikinci yarıya damgasını vurdu, inanılmaz 4 tane yüzde yüz golü kurtardı. Selçuk Şahin ile İrfan'ın vuruşlarında Muslera maça tam konsantre olduğu için gollere izin vermedi. Uruguaylı kaleci ayrıca bir libero gibi oynadı, topla çıkamayan Balta-Chedjou ikilisine sık sık nefes aldırdı. Selçuk-Tolga, Carole, Sabri ve Josue baskı yediklerinde topu kaleye oynayıp resmen Muslera'ya sığındılar. Ortada alınan bir üç puan varsa başta Riekerink olmak üzere tüm takım Muslera'nın boynuna sarılıp ellerini öpmeli.
OSMAN ŞENHER - MİLLİYET
Bu galibiyet Galatasaray’a özgüven, şampiyonluk hırsı, motivasyon, kısacası çok şey kazandırdı. Çok önemli sakatlar var... Sneijder olsun, Serdar Aziz olsun, Sigthorsson olsun... Bunlar çok önemli futbolcular... Bir iki hafta sonra sakatlıkları geçip takıma katıldıkları anda Galatasaray daha dirençli, daha iyi bir futbol oynayan bir takım olacak. Ama şu sıkıntılı günlerde böyle alınan zor galibiyetler Galatasaray’ı hedefe götürür...
HAKAN CAN - FANATİK
Bruma çalımlarıyla maça renk katma fırsatı bulsa da, Eren’in auta giden kafa şutunda Carole’ü kaçıran, sonra golü yapan, Eren’in pasında da maçı kopartacak fırsatı yakalayan adamdı. Üstüne koya koya gidiyor. Selçuk eski günlerine dönmüş gibi gözüyor. Kötü oynarken kazanmak çok önemli, tarih kötü oyunları hatırlamaz tamam ama günü yaşayanlara da kurdeşen döktürmemek lazım. Bunu yapabilecek kadro kalitesi var artık. Ayrıca, takım 1-0 öndeyken 0-0 gibi oynayamayan takım şampiyon olamaz.
MUSTAFA SAPMAZ - AKŞAM
Galatasaray atanı tutanı iyi takım. Geçen seneye oranla düzelttikleri pek çok şey olsa da oyunları kusursuz değil, ama bu özellikleri ile ligde ilerliyorlar. Dün de Bruma tipik bir deplasman gol attılar. Kazandıkları topla hızlı çıktılar. Bruma ile bitirdiler. İkinci devre Gençlerbirliği savunmaktan vazgeçip oynamaya karar verince, bu kez tutanı Muslera çıktı. En az iki net gollük topu engelleyerek ligin neden en çok kurtarış yapan kalecisi olduğunu gösterdi.
MEHMET AYAN - VATAN
2. yarı bambaşka bir G.Saray vardı! Yani yoktu! Yani yok oldu, yani yok edildi! G.Birliği, ilk yarı rakip takım kalesine gidemezken, 2. yarı hocanın de doğru dokunuşlarıyla oyuna ortak oldu. İşler tersine dönerken, 2. yarı rakip kaleye gidemeyen takım bu kez sarı-kırmızılılar oldu. 50’den sonra 7-8 pozisyon bulan, 54, 72, 77, 80.dakikalarda Muslera’yı aşamayan G.Birliği puanı kaçırdı.
SERKAN KORKMAZ - FOTOMAÇ
Lukas Podolski'nin ilk 11'de oynamamasını hayli garipsiyorum. İlk yarıdaki güzel ve şuurlu oyunun, ikinci yarıda Muslera'nın kurtarışlarına evrilmesinin mantıklı bir açıklaması olmalı. Hollandalı teknik adamı külliyen yermek vicdanıma sığmıyor. Keza; ortada, derli toplu, taktiği ve ideal 11'i belli bir şekilde maçlara başlayan bir takım var. Ama bu takımın hikayesi, heyecan verici şekilde başlayıp, tempoyu kaybeden ve klişe-kötü bir finalle biten film senaryolarını andırıyor.
KANAT ATKAYA - HÜRRİYET
Riekerink ile birlikte genlerinde bulunan hücum zenginliğini hatırlayan bir takıma dönüşen Galatasaray’ın hücum neferleri Bruma aracılığıyla golle noktaladıkları pozisyonda Jamaika’nın 4x100 bayrak yarışı takımı gibi çıktı. Öne geçtikten sonra da baskınları sürdüren G.Saray skoru geliştirebilecek fırsatlar yakaladı ancak ya G.Birliği kalecisini aşamadı ya da son vuruşlarda doğru, etkili seçimi yapamadı. Gençlerbirliği maçı öncesinde Galatasaray’ın orta sahasının zorlanabileceği konusunda yorumcular neredeyse hemfikirdi. Ancak özellikle Selçuk-Tolga ikilisinin üstün eforu, çalışkanlığı bu konuda oluşabilecek sıkıntıları büyük ölçüde engelledi, sistemin çalışmasını sağladı ve rakibin hücumda etkin olmasına fırsat tanımadı.
RIDVAN DİLMEN - SABAH
Antrenörler maçların analizini yaparlar, Riekerink de eleştirilerini yapacaktır takımına. 30 dakikalık iyi oyun sonunda G.Saray golü de buldu ama kalan bölüm çok farklıydı. İlk devre bitimine dek G.Birliği toparlandı ama pozisyon bulamadı.
Gençlerbirliği'nin ikinci yarıda ise en az 4-5 tane pozisyonu var. Muslera deplasmanda 1-0 yeniyor ve dönüyor diye düşünelim bu maçı. G.Saray takımı ligin en çok gol kurtaran kalecisi konumundaymış. Bu oyunla normalde şampiyonluk yarışında olmak zor ama Galatasaray'ın kültüründe havasında bir şey var. Hiçbir şey anlamazsın ama bir bakarsın, 25-26. haftada zirvede olurlar. Kötü oynarken de kazanabilen yegane takımdır Galatasaray.