Şengün: Sanıklar Değil, Arkadaşlarım Ayrılmamı Telkin Etti

Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni Nihan Atasagun’un da aralarında bulunduğu 11 sanığın yargılandığı ‘Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ davasında tanık olarak talimatla ifadesi alınan Ergenekon davasına bakan mahkemenin eski başkanı Köksal Şengün, kimsenin kendisini etkileme teşebbüsünde bulunmadığını söyledi. Şengün, ailesi, dost ve arkadaşlarının ayrılması konusunda telkinde bulunduklarını ifade etti.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da aralarında bulunduğu 11 tutuksuz sanık katıldı. Mahkeme Başkanı Ali Alçık, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski başkanı Köksal Şengün’ün talimatla tanık olarak alınan ifadesinin mahkemeye ulaştığını söyledi. Başkan Alçık, Şengün’ün 25 Haziran 2012 tarihinde Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği ifadesini okudu.

3 yıl süre ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak Ergenekon davasının yargılamasını sürdürdüğünü ifade eden Şengün, “Bu süre içerisinde iddianamede adı geçen sanıklar tarafından tarafıma yargılamayı etkilemeye yönelik her hangi bir girişimde bulunulmadığı gibi Ergenekon davasında bazı sanıkların tahliyelerine yönelik her hangi bir baskı, telkin veya yönlendirmede de bulunulmamıştır. Zaten öyle bir davranışa kesinlikle müsaade etmem.” dedi.

Ergenekon davasının kendi mahkemesine düşmesinden sonra kamuoyunun ortaya koyduğu tutum, davanın bütün bilgi ve belgelerinin medyada detaylı bir şekilde yayınlanması karşısında ailesinin, dost ve arkadaşlarının mahkemeden ayrılması konusunda devamlı telkinde bulunduklarını anlatan Şengün, “Haklıydılar. Ancak ben o şartlarda bile davadan ayrılmayı düşünmedim ve 3 yıl oradan ayrılana kadar davayı sürdürdüm. Tülay Bekar da aynı nedenlerle benim iyiliğime yönelik oradan ayrılmamı ve emekli olmamı istedi. Zaten tersi olsaydı o tarihlerde davanın birçok sanığı hakkında tahliye edilmeleri yönünde oy kullanmaktaydım. Ergenekon örgütü üyeliği ile ilgili suçlanan birisinin birçok sanıkla ilgili tahliye edilmeleri yönünde oy kullanan bir mahkeme başkanının o mahkemeden ayrılması için telkinde bulunması düşünülemez.” ifadelerini kullandı.

Bir iftar yemeğindeki fotoğraflarının basına yansıyacağı yönündeki bilgiyi Tülay Bekar’dan aldığını anlatan Şengün, “Yapılan konuşma bu fotoğrafların yayınlanması ile ilgilidir. Bu olayda sanık Tülay Bekar’ın bu hareketi tamamen benim zarar görmememe yöneliktir ve bu davranışı ile kesinlikle bana dosyadaki sanıkların tahliyelerine yönelik herhangi bir baskı ve telkinde bulunmadığı gibi yargılamayı etkilemeye yönelik bir davranışına da muhatap olmadım.” dedi.

Mehmet Seyfi Oktay’ı Tülay Bekar aracılığıyla tanıdığını kaydeden Şengün, “Seyfi Oktay ve Tülay Bekar ile birkaç kez yemek yedim. Bu yemekler sırasında o dönemde bakmakta olduğum Ergenekon davası olarak bilinen dava ile ilgili herhangi bir baskı ve telkinde bulunulmadığı gibi bir kısım sanıkların tahliyeleri yönünde bana karşı herhangi bir talepte bulunulmamıştır.” diye konuştu.

Oktay’la yaptığı görüşmelerin Oktay’a duyduğu saygıdan dolayı yapıldığını belirten Şengün, “Bu görüşmelerde bana karşı Ergenekon terör örgütü davası ile ilgili olarak herhangi bir yönlendirmesi, baskı yapma çabası, emekli olmam yönündeki telkini olmadığı gibi bu yönde bir izlenimi oluşturacak bir çabasına da şahit olmadım. Yine Ergenekon davası sanıklarından özellikle Mehmet Haberal ve Gürbüz Çapan’ın tahliyeleri konusunda da yönlendirmesi söz konusu değildir.” şeklinde ifade verdi.

Köksal Şengün’ün ifadesinin okunmasının ardından sanıklar savunma yaptı. Mehmet Haberal’ın 20 yıllık aile dostu olduğunu, kendisinin tahliye olmasını istediğini belirten sanık Sefa Altıoğlu, “Ama tahliyesi konusunda kesinlikle hukuk dışı, mafyavari konularda girişimim olmadı. Kendimde avukatım ancak ceza davalarından pek anlamam. Bundan dolayı İstanbul’da olan avukat Ali Hadi Emre’den davayı takip etmesi konusunda yardım istedim. Eğer Haberal cinayetten yargılansaydı ben de cinayete mi yardım etmiş olacaktım? Ben Haberal’ın suçsuz olduğuna inanıyorum.” diye konuştu.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni Nihan Atasagun, iddianamedeki suçlamaları reddetti. Atasagun, “Haberal’ın ailesine, Haberal’ı savunabilecek avukatların listesini verdim. Geniş bir hukukçu listesi vermeyi amaçladım. Tahliye edilmesi için yürütüldüğü iddia edilen çalışmalara katılmadım.” dedi.

'HABERAL’IN AVUKATLARI ŞEVKET DEMİREL’İN OFİSİNDE TOPLANTI YAPTI'

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal’ın kardeşi Ali Haberal, suçlamaları kabul etmedi. İddianamede aleyhine olan iddiaların soyut olduğunu savunan Ali Haberal, “Ne iddia edilen terör örgütünü bilirim ne de bu örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüt adına suç işledim. Ben ağabeyimin sağlık durumuyla hukuki yollarla ilgilendim.” şeklinde konuştu. Mehmet Haberal’ın Ankara ve İstanbul’daki avukatlarının Şevket Demirel’in Maçka’daki ofisinde toplantı yaptığını söyleyen Ali Haberal, “Ağabeyimin tahliyesi için yürütüldüğü iddia edilen faaliyetlere katılmadım. Bu suçlamanın muhatabı ben değilim. Beraatimi istiyorum.” diye konuştu.

Mehmet Haberal’ın oğlu Erkan Bülent Haberal da hakkındaki iddiaları reddetti. İddia edilen terör örgütünü bilmediğini ileri süren Haberal, “Ben çocuğu olarak babamın sağlık ve hukuki durumuyla meşru yollarla ilgilendim ve buna da devam etmekteyim. Babamın tahliyesinin hukuk dışı yollarla sağlanması iddiası soyut bir iddiadır. Bunu kanıtlayacak somut bir olgu bulunmamaktadır.” dedi.

Mahkeme, sanıklar Mehmet Seyfi Oktay, Canfer Balçık, Sefa Altıoğlu, Şehriban Nihan Atasagun, Ali Haberal, Erkan Bülent Haberal, Mehmet Cengiz ve Tülay Bekar’ın savunmalarını yapmış olmaları nedeniyle duruşmalara katılma zorunluluğunu kaldırdı. Duruşma 21 Şubat 2012 tarihine ertelendi.