SPOR

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Spor yazarlarından Galatasaray-Gençlerbirliği yorumu!

Spor yazarları, Galatasaray'ın Gençlerbirliği'ni 3-2 mağlup ettiği mücadeleyi değerlendirdi.

MALZEME KISITLI(OSMAN ŞENHER)

Galatasaray Tudor’la değişim sinyalleri veriyor. Eren, Semih, Bruma ve henüz tam hazır olmayan Sneijder oynamamasına rağmen ilk yarı mükemmel bir takım vardı sahada. Sahanın tamamında Gençlerbirliği’ne pres yaptılar. Rodrigues ile Podolski’yle, Josue’yle rakibi baskı altına aldılar. Alman futbolcu son vuruşlarda biraz daha isabet kaydetmiş olsaydı, ilk yarı sarı-kırmızılılar lehine maç kopabilirdi. Hırvat çalıştırıcı bu takımı koşturuyor, pres yaptırıyor, mücadele ettiriyor. Ama elindeki malzeme kısıtlı. Ancak bu kadarını yaptırabiliyor.

İKİNCİ YARI RIEKERINK TAKIMI

Maçı özetlersek ilk yarı Tudor’un takımı, ikinci yarı Riekerink’in takımı... Sezonun başından beri doğru dürüst çalışmayan bir takımı Tudor ancak 60 dakika koşturup, mücadele ettirebiliyor. Daha fazlasını yaptırması mümkün değil. Artık bu sezon böyle bitecek. İkinci yarıları fizik olarak oyundan düşüyorlar. Rize maçında da aynısı oldu, dün gece de...

BÜYÜK TAKIM OYUNCULARI DEĞİL

Muslera arkadaşları oyundan düştüğü zaman kalesinde devleşmese, yüzde yüz en az üç gol topunu kurtarmasa Gençlerbirliği karşısında da galip gelmek mümkün olmayacaktı. Tolga Ciğerci Hertha Berlin’de 350 bin euro yıllık maaş alıyordu. Cim Bom’da 2 milyon euro alıyor. Almanya’da yılda 10-12 maç oynuyordu, şimdi burada üst üste maçlara çıkınca bunu kaldıramıyor. Maalesef diyorum büyük takım çizgisinde bir futbolcu değil. İlerde ne olur onu bilmiyorum ama şu an arkadaşlarıyla top alışverişi yapamıyor. Takım biraz hızlı futbol oynadığı zaman oyundan düşüyor, pas hataları yapıyor. Aynı sözüm Carole için de geçerli. Fransız oyuncu da arkasına öyle adamlar kaçırıyor ki kesinlikle büyük takımda oynayacak kalitesi, kapasitesi yok.

BAYGINLIK GEÇİRİRDİ(TAYFUN BAYINDIR)

Igor Tudor’un ciddi biçimde tartışılması gereken fizik geliştirici yüklemeleri Galatasaray’a nefes getirmiş... Daha fazla koşan bir takım olmuşlar... Ama sezon başında yeterli derecede çalışmayan hatta önceki yıllardan yata yata gelenler tek tek lastik patlatmaya başladılar... Sneijder’ın iki haftalık dinlenmesi ve dün oynadığı kısa süredeki bitkin görüntüsü, de Jong’un hiç olmaması, Hakan Balta’nın erken sakatlığı, Carole’ün maçın sonlarına doğru da olsa sakatlanarak çıkması, kalanların da karşılaşmayı dilleri dışarıda tamamlamış olmaları bunun en güzel örneği... Aydınus maçı üç dakika değil de 7-8 dakika uzatsaydı Rodrigues ve Muslera dışındakiler büyük ihtimalle saha ortasında baygınlık geçirirlerdi...

SİSTEME ALIŞTI

Igor Tudor, bu riskli yüklemelere devam eder mi, yoksa yeterli mi bulur bilemeyiz... Ama görünen net bir durum var, o da Galatasaray takımının üçlü savunmalı sisteme çok çabuk adapte olduğudur... Daha birinci dakikada gelen gol sistemin arızası değil, tamamıyla konsantrasyon eksikliğidir... Ayrıca Gençlerbirliği’nin kullandığı iki penaltının da duran top sonucu olması da yine sistemden daha çok yerleşme hatasından kaynaklanıyor... Özeti şudur; bir kaç hafta sonra Igor Tudor’un sistemi sürekli oynayan Rodrigues’le Galatasaray’ı farklı bir noktaya taşıyacaktır. Ancak dün maçı çeviren isim olmasına karşın ne kaptan Selçuk İnan, ne tel tel dökülen Josue, ne taraftarın sıklıkla ıslıkladığı Tolga Ciğerci, ne de yorgun savaşçı Sneijder orta alanda Rodrigues’i ya da kaçak döğüşen Podolski’yi besleyecek güce sahip değil...

SONUCUN ÖTESİNDE(HAKAN ÜNSAL)

G.SARAY için geçen hafta son dakikadaki golle gelen galibiyet çok önemliydi. Her maçı uçurumun kenarında gibi korku ve stresle geçen Galatasaray için sorun artık takımın aldığı sonuçların ötesinde. Taraftarın gözünde yönetimin itibarını kaybetmesi, yarıştan kopmuş olma yada o umudun verilmemesi daha büyük sorun.Sezonun en erken golünü atarak başlayan Gençlerbirliği’ne, sarsılmasına rağmen cevabı çabuk veren Galatasaray maçın hızı ve temposu adına sinyali vermişti. Erken uyarı sonrası özellikle orta sahada ağırlığını koyan Galatasaray, ilk yarının sonuna doğru hak ettiği golü buldu. Ligin en iyi ve isabetli şut atan adamı Podolski fırsatı bulunca cezayı kesti.

EMEKLİLER KIMILDIYOR(ERMAN TOROĞLU)

Galatasaray takımında defansta oynayan adamlara birileri şunu söylemeli: Ceza alanı içinde bir tek Muslera elle oynayabilir.
Sizin oynamanız yasaktır. Kusura bakmayın ama Galatasaray'da oyuncular böyle penaltılar yapıyorlarsa demek ki bu forma çok ucuzlamış. Bu adamları Galatasaray'ın voleybol veya basketbol takımlarına göndermek lazım. Ve de hiç alakası olmayan pozisyonlar bunlar. Yalnız şu var; Tudor'un gelmesiyle Galatasaray'da hareketlilik başlamış. İyi futbol mu? Hayır. Zaten bu hemen olmaz. Ama sosyal sigortalardan emekli olanlar gibi yürüyenler ve mücadele edenler kımıldamaya başlamışlar.

DEĞİŞİKLİK GÖZÜKÜYOR

Daha 4-5 hafta önce Galatasaray aleyhine atılan kornerlerde defanstaki 6-7 futbolcu tek başına duruyordu, rakipler ayrı duruyordu. Kafayı vuran gol yapıyordu. Dün akşam bütün Galatasaraylı futbolcular rakip futbolcuların yanında, vücut vücuda kafaya çıktılar ve kovaladılar Gençlerbirliği oyuncularını. En basit değişiklik olarak zaten bu gözüküyor.

SAKATLIK NORMAL

Neymiş efendim bilmem kaç kişi sakatlanmış. Normal sakatlanmaları... Galatasaray'ın geçmiş dönemde antrenman yapmadığı belliydi. Sahada yürüyorlardı. Hatta yürüyecek halleri yoktu, şimdi Tudor'la koşmaya başladılar. Neden? Çünkü sezon sonunda bazıları gidebilir de ondan. Çünkü Galatasaray takımındaki çok oyuncuya bu paraları yurt içinde ve yurt dışında kimse vermez. Galatasaray takımı çok yana ve geriye pas yapıyordu. Şimdi bu alışkanlıklarından yavaş yavaş vazgeçmeye başlamışlar.

KOMİK GOLLER(AHMET ÇAKAR)
Gerçekten ilk yarıdaki Galatasaray'ın coşkusunu, presini, rakibin kafasını kaldırmasına izin vermeyişini kutlamak lazım. Özellikle Rodrigues, sol tarafı çok iyi kullandı. Rakip Gençlerbirliği, topu ve oyunu kontrol edemedi. İlk saniyede attıkları gol dışında hücuma çıkamadılar. Ama ikinci yarıda anlamsız bir Galatasaray izledik. Adeta durdular. Rakibin gelmesine izin verdiler. Ve bu arada da amatör futbol sahalarında ender rastlanan olaylara şahit olduk. Hem de bir dakika arayla...
Galatasaray, bugüne kadar yan ve duran toplardan komik goller yiyen bir takımdı, dün gece ise daha da komiği yaşandı.

CEHALET, AMATÖRLÜK

Yan toplarda Galatasaray defans oyuncuları, bir dakika arayla iki kez elle oynayıp penaltıya sebebiyet verdiler. İlkinde Chedjou, yüksek topta elini sokuverdi. Tabii ki penaltı. Serdar Gürler, penaltıyı kaçırdı. Ya da diğer bir deyişle Muslera, köşeden çıkardı. Top döndü, korner oldu. Bu sefer bu duran topta da çok gariptir, Tolga Ciğerci elini kaldırdı. O da penaltı yaptı. Cehalet desen değil, amatörlük desen hiç değil, dangalaklık desem o da değil...

FRİKİK ONUN İŞİ

Maç artık bitti bitecek derken bu sefer sahneye Selçuk çıktı. Frikik zaten Selçuk'un işi... Çok maç kurtardı. Tıpkı dün geceki gibi. Çok iyi vurdu ve Galatasaray'a 3 puanı getirdi. Hakem Fırat Aydınus, Galatasaray aleyhine iki penaltıyı mükemmel gördü. Maç genelinde de mükemmele yakındı. Ama Galatasaray lehine verdiği penaltıda kararın doğru olduğunu düşünmüyorum.

DOMİNE ETTİ(ÖMER ÜRÜNDÜL)

Galatasaray daha 1'inci dakika dolmadan skor dezavantajına düştü. Bu gol, gerçekten çok güzeldi. G.Birliği'nin koşan, dirençli bir takım olduğu ve alan daraltan savunma kurgusunu iyi uyguladığını göz önüne aldığımızda G.Saray'ın işi zor gözüküyordu. Ancak golden hemen sonra penaltıyla skora denge gelince hırslanan Galatasaraylı futbolcular, devre sonuna kadar yüksek tempoyla oyunu domine etti.

GÖRÜLMEYE DEĞER

Hakan Balta sakatlandıktan sonra Carole, Ahmet, Chedjou üçlü defansı ciddi riskti. Üçü de hem birbirlerini iyi tanımıyorlardı hem de üçlü defans uygulamasına alışık değillerdi. Devre sonunda Rodrigues'in birkaç rakip futbolcuyu eksilterek attığı müthiş sprint görülmeye değerdi. Sonra topu da kesti ama Josue pozisyonu değerlendiremedi. Dönen topta Gençlerbirliği defansı yerleşme düzenini kaybetmişti. Podolski de klasik bir sol ayak vuruşuyla takımını öne geçirdi. Bu sezon alışılmış dışı bir ilk yarı yüksek temposu sergileyen takım, ikinci yarıda mutlaka fiziki düşüş yaşayacaktı.

LAUBALİ, DİSİPLİNSİZ(LEVENT TÜZEMEN)

İki takımın taşıdığı pankartta şöyle yazıyordu: "Öfkeyle değil, saygıyla güzeldir futbol.." Bu anlamlı pankarta ben de, "Futbolu akıllı oyuncularla oynamak güzeldir. Şımarık, laubali, disiplinsiz ve oyun zekası kısıtlı oyunculara yer olmamalıdır" ilavesini yapıyorum. Hakemlerin eleştirildiği ortamda, Fırat Aydınus, müthiş güzel maçlar yönetiyor. Hakem Aydınus, verdiği üç penaltıda haklıydı. İgor Tudor'un yerinde olsam Florya'da Chedjou-Tolga ikilisini çağırır ve "Neden elle oynayıp iki penaltı yaptırdınız. Bir bildiğiniz varsa ben de öğreneyim" diye sorarım.

ARKADAŞLARINI KURTARDI

Böyle aptalca ve kör gözüne parmak sokar gibi penaltı yapılır mı? Yönetim ya da teknik heyet Chedjou-Tolga gibi oyuncuları disipline etmek istiyorsa bir ceza modeli geliştirmeli. Özellikle Tolga, yaptığı penaltıya kadar koşu kalitesiyle ön plana çıkıp basit oynayarak göz doldurdu. Kaptan Selçuk İnan, attığı muhteşem frikik golüyle sadece Galatasaray'ı zafere taşımadı, akılsızca iki penaltı yapan arkadaşlarını da kurtardı.

BRUMA'DAN DAHA AKILLI(EVREN TURHAN)

Maçın henüz başında Ahmet Çalık'ın hamle hatasından gelen rakibin golü moralleri bozsa da hemen ardından gelen Selçuk'un penaltısı maçı tekrar başlattı. Bruma'nın kart cezalısı olması nedeniyle Gary Rodrigues'le onun kanadını çok etkili kullanan Galatasaray'da özellikle Carole de ona yardımcı olunca sol tarafta başarılı oldular. Çünkü Rodrigues son paslarda Bruma'ya oranla çok daha akıllı davranıyor. Podolski sık sık şut denemeleriyle kendini gösterdi ve nihayetinde de takımının ikinci golünü atarken devre bu skorla bitti.

11 OYUNCUSU OLAMAZ

Ahmet Çalık bu oyunuyla takımın banko 11 oyuncusu olamaz. Josue ikinci yarı etkisizdi. Sneijder daha erken oyuna girmeliydi. Tolga ve Selçuk koştular belki ama ön tarafa destek olamadılar. Yasin sahada yoktu zaten. Podolski'nin kaçırdığı iki pozisyon maçın kırılma anlarıydı. Beraberlik takım için hiç iyi olmayacaktı. Tam maç biterken Selçuk'un müthiş golü belki de Galatasaray'ı tekrar lige döndürmüş oldu.

SERBEST VURUŞ DOĞRU(DENİZ ÇOBAN)

66. dakikada Chedjou’nun kafa topu mücadelesinde eline gelen top bir penaltıyı gerektiriyordu. Aydınus yanılmadı. Bu penaltının hemen 1.5 dakika sonrasında bu kez Tolga bir kaleci edasıyla topu eliyle oynadı. Aydınus yine doğru bir düdükle penaltı kararı verdi ancak Tolga’ya bir de sarı kart gerekirdi. Maçın 87. dakikasında Rodrigues tam ceza sahasına girecekken Uğur Çiftçi tarafından çekilerek düşürüldü. Aydınus ‘içeride mi, dışarıda mı?’ diye uzunca süre tartışılabilecek bu pozisyonda çok doğru bir karara imza atarak serbest vuruş kararını verdi.

PENALTI DEĞİL AMA...

Aydınus’un Galatasaray lehine çaldığı penaltıyı ise sona bıraktım. Başarılı maç yönetmiş bir hakemi bu penaltı kararından dolayı ağır eleştirmem haksızlık olur ancak bu pozisyonun bana göre penaltı olmadığını da belirtmem gerekir. Top yakın mesafeden ve yerden sekerek geliyor. Top önce Ahmet’in karnının sol tarafına temas ediyor ve Ahmet elini kaçırmaya çalışmasına rağmen, eline temas ediyor. Benim fikrime göre devam daha doğru bir karar olurdu. Tabii sene başından itibaren verilen diğer penaltılarla karşılaştırdığımızda, ‘bu pozisyon penaltı’ diyenlere de itiraz etmem. Dolayısıyla Fırat Aydınus çok iyi bir maç yönetti.

Canlı Skor


Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler