Polonyalı fotoğraf sanatçısı Arkadiusz Podniesinski (nüfus memuru klavyeye oturmuş) Felaketi'nin etkilerini yakından görmek için, Çernobil Faciası'ndan sonra dünya tarihindeki en büyük 2. felaket olan Fukuşima'ya gitti.
Yasaklı Bölgenin içine girebilmek için özel izin alan fotoğrafçı, sınırdan 20 kilometre içeriye girip kıyamet sonrasını andıran yerde olanları fotoğrafladı. Ayrıca Podniesinski bundan önce 1986 yılında yaşanan Çernobil Faciası'nı da fotoğraflamıştı.
11 Mart 2011'de 9.0 şiddetinde olan deprem ve depremi hemen akabinde oluşan tsunami dolayısıyla zarar gören santralin 3 etkin reaktörü kapatılmak zorunda kalmıştı. Radyolojik durum ölçeğine göre 7.0'a yani Çernobil ile aynı seviyeye çıkan radyasyon miktarı bütün işçilerin yüksek radyasyona maruz kalmasına neden olmuştu.
Fotoğrafçının kendi sitesine buradan göz atabilirsiniz.
Santrale çok yakın mesafede terk edilen araçları doğa yavaş yavaş yutmaya başlamış...
Fotoğrafçı şu anki radyasyonu da ölçmüş. Hala inanılmaz yüksek; 6.794 uSv\h.
Direğe zincirlenmiş, hikayesi ve sahibinin akıbeti bilinmeyen bir motor...
Santral ve çevresindeki yerleşim birimlerinden temizlik aşamasında toplanıp bir yere konan televizyonlar. Ne kadar çok insanın bu olaydan etkilendiği hakkında fikir veriyorlar.
Örümceklerin resmen kendi krallıklarını kurduğu terk edilmiş bir süper market...
Aynı süper marketten bir başka kare. Size de post apokaliptik bir film sahnesini andırmıyor mu?
Hayvan pisliği ile kaplanmış bu bilgisayar laboratuvarı tesisin hemen yanındaki köyden...
Aceleyle terk edilmiş olduğu her halinden belli olan, yerel düzene göre kurulmuş yemek masası. Terk edilme anı nasıldı acaba?
Tesisin içinde go-kart yarışlarının yapıldığı bir pist bile varmış...
Müzik eğitimi verilen bir sınıf...
Bu spor salonunda da hem depremin hem de tsunaminin etkilerini görmek mümkün.
Olay sonrası kaderlerine terk edilen yüzlerce bisiklet...
Sınıflara bakacak olursak ders esnasında terk edilmiş olduklarını görebiliyoruz...
Bir oyun salonu. Kim bilir kimler, neler kazanmıştı burada...
Fotoğrafçı, bir drone kullanarak tesisi yukarıdan da görüntülemiş. Gördüğünüz binlerce torbanın içinde ''radyasyon'' bulaşmış toprak var.
Torbalar alandan tasarruf olsun diye üst üste istiflenmiş.
Toprak sahipleri çantalarca radyoaktif toprağın yok edileceğini söylüyor.
Santralin yakınında bulunan köydeki ineklerin vücutlarında, kazadan hemen sonra beyaz lekeler çıkmaya başlamış. Yedikleri otun radyoaktif etkisi olduğu sanılıyor.
Ve girişte yazan yazı oldukça manidar; ''Parlak bir gelecek için nükleer enerji''.
