Terim'in planı tuttu!

Fatih Terim hazırlıkların ilk ayağında taktik ve teknik bilgilerden çok, performans ve güç artırıcı çalışmalara ağırlık verdi. Oyuncuların fizik ve kondisyon açığı tamamen giderildi
Göze batan en olumlu olay, farklı takımlardan ve ülkelerden gelerek ay-yıldızlı forma altında ter dökmeye hazırlanan futbolcuların kendi aralarında kusursuz bir iletişim kurmalarıydı

2008 Avrupa Şampiyonası finalleri için 15 gün boyunca Almanya’nın Marienfeld kasabasında kamp yapan A Milli Takımımız, İsviçre’ye fizik ve mental açıdan hazır bir şekilde gitme şansını yakaladı.
Takımın istenilen seviyeye gelmesinde, Antalya kampından beri uygulanan sistemli ve disiplinli çalışmanın etkisi gözle görülürken, özellikle Amerikalı uzman bir ekip tarafından uygulanan çalışma programının ve beslenme sisteminin, hazırlık evresindeki futbolculara fizik ve kondisyon açısından katkısı en büyük kazanç oldu.
Oyuncularıyla ilk kez 20 gün boyunca beraber olma şansını yakalayan Teknik Direktör Fatih Terim, adeta bir kulüp takımının sezon başı hazırlık dönemini anımsatan kamp süresi boyunca, tüm futbolcularıyla tek tek ilgilenme fırsatını da elde etti. Hazırlık kampının Almanya ayağında, rakiplere yönelik taktik ve teknik bilgilerden daha çok, performans ve güç artırıcı çalışmalara ağırlık veren Terim ve ekibi, futbolcuların psikolojik olarak da bu zorlu sınavdan başarılı bir şekilde çıkabilmeleri için, yine uzmanları devreye soktu.

Oyuncuların uyumu Almanya kampının göze batan en belirgin unsuru ise farklı takımlardan ve ülkelerden gelerek ay - yıldızlı forma altında ter dökmeye hazırlanan futbolcuların, kendi aralarında kurdukları iletişimdi. Uzun bir kamp dönemi olmasına karşın birbirleriyle saha dışında da vakit geçirmeye özen gösteren oyuncuların, teknik heyet ve ekiple kurdukları, sevgi ve saygıya bağlı ilişki, dikkat çekiciydi. Ciddi olunması gereken yerde ciddi, neşeli olunması gereken yerde ise neşeli olmayı başarabilen futbolcular, hocalarından aldığı elektriği, en güzel şekilde yansıtmayı başardılar. ‘Her grup iyi bir takım değildir, ama iyi bir takım aynı zamanda iyi bir gruptur’ felsefesiyle yola çıkan ve bu yolda da başarıyla ilerleyen Millilerimiz, oynadıkları üç hazırlık maçında ise futbol açısından zaman zaman hem umut verdiler, hem de karamsarlık duygusunu yaşattılar.
Slovakya ile oynanan ilk maçta, daha istekli ve aç bir görüntü sergileyen ay - yıldızlı takımımız, Hakan Balta’nın attığı şık golle sahadan galibiyetle ayrılırken, takım olarak yapılan değişikliklerin de etkisiyle, iki ayrı devrede iki ayrı takım kimliğini sahaya yansıttı. Bu maçta Milli Takıma sonradan çağrılan savunma oyuncusu Emre Güngör, ne kadar doğru bir tercih olduğunu ispatlarken, ilk maçına çıkan 21 yaşındaki genç oyuncu Mevlüt ise kalitesini belli etti ancak heyecanına yenildi.

Sistemi denedi Uruguay maçında sahaya sürdüğü 11’le, yapacağı kadro seçimi konusunda kafasındaki son soru işaretlerini de kaldırmayı amaçlayan Teknik Direktör Fatih Terim, iki kez öne geçilen maçta takımını geri çekmeyerek, yenilgiye engel olmadı. Sorumluluğu tamamen oyuncularına bırakan ve ne yapacaklarını görmek isteyen teknik adam, yapılan bireysel hatalar sonucunda gelen yenilgi sonrasında ise takım halinde yapılan savunmanın eksikliği konusundaki arızayı bir kez daha tesbit etti. Servet’in de iyileşerek geri dönmesiyle oynanan son Finlandiya maçında ise Millilerimiz rakibine neredeyse pozisyon bile vermeden doksan dakikayı bitirdi.
Bu maç öncesinde 20+3 kişilik kadronun belinlenmesi ve üç oyuncunun gönderilmesi, hem takımın üzerindeki baskıyı attı hem de ‘Acaba ben mi gideceğim?’ diyerek endişeli bir şekilde bekleyen futbolculara büyük güven verdi. Finlandiya karşısında gol atamasa da tüm meziyetlerini sergileme fırsatını bulan Mevlüt, herkesin beğenisini kazanırken, Uruguay maçında saç baş yoldurtan savunma, bu karşılaşmayı büyük bir başarıyla tamamladı.
Gerek sahaya çıkan kadrosu gerekse oyun düzeni olarak 7 Haziran’daki Portekiz maçının provasını yapan Milli Takım saha içinde uyguladığı birkaç sistemle birden dikkat çekmeyi de başardı. Doksan dakikaya 4 - 1 - 4 - 1 sistemiyle başlayıp, Mehmet Aurelio’yu tek ön libero olarak sahaya süren Fatih Terim, ilk kez sağ kanatta oynayan Mevlüt, Hamit, Emre ve Tuncay ile orta dörtlüsünü oluştururken, ileride tek forvet olarak Nihat’ı kullanmayı tercih etti. Kanatlardan Mevlüt ve Tuncay’ın bindirmeleriyle zaman zaman oyun içinde 4 - 3 - 3 sisteminden örnekler veren Milli Takımımız, atağa geçtiği ve rakibini bunalttığı dakikalarda ise geride çift stoperini bırakarak 2 - 5 - 3 dizilişiyle alışılageldik 3 - 5 - 2 sistemini terse çevirmeyi başardı.
Oynayacakları futbol ve uygulayacakları sistemle daha şimdiden Avrupa Şampiyonası finallerinin en çok ilgi çekecek takımlarından biri olmayı garantileyen millilerimiz, genel olarak Almanya kampını, istediğini almış bir şekilde noktaladı.

KAMPIN SÜRPRİZİ
Yıldıray Baştürk Fatih Terim’ in 20+3 kişilik kadronun dışında bıraktığı gurbetçi oyuncumuz Yıldıray Baştürk’ün durumu, hiç şüphesiz kampın en büyük sürprizi oldu. Slovakya maçında oynadığı futbolla kötü bir grafik sergilemeyen ancak sisteme uymadığı gerekçesiyle hocası tarafından kadro dışında bırakılan Yıldıray, alınan bu karar sonrasında büyük bir şok yaşadı.

KAMPIN İNİŞ YAPANI
Uğur Boral Bu sezon Fenerbahçe forması altında özellikle Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı maçlarda sergilediği performansla dikkatleri çeken Uğur Boral, Milli Takım’da henüz kendini bulamadı. Oynadığı maçların yorgunluğunu henüz üstünden atamadığı gözlenen yıldız oyuncu, Almanya kampında da durgun bir görüntüdeydi. Bu haliyle finallerde ilk 11’de kendine yer bulması oldukça zor olan Uğur, kampın iniş yapan futbolcusuydu.

KAMPIN ÇIKIŞ YAPANI
Mevlüt Erdinç Fransa Ligi’nde attığı gollerin duyulması dışında aslında kendi takım arkadaşları bile Almanya kampına gelene kadar onu hiç tanımıyordu. Henüz 21 yaşında olmasına rağmen, güçlü fiziği, oyun zekası ve teknik kapasitesiyle daha ilk antrenmandan itibaren kendini göstermeye başlayan Mevlüt, Finlandiya maçında alışkın olmadığı bir bölgede görev almasına rağmen iyi de oynayarak hocasının gözüne girmeyi başardı. Sergilediği olumlu performansla Almanya kampının çıkış yapan oyuncusu olan genç oyuncu, daha şimdiden şampiyonada, Türk Milli Takımı’nın patlamaya hazır oyuncusu olarak anılmaya başlandı.

KAMPIN İYİSİ
Hakan Balta Soğukkanlı yapısı, güçlü fiziği ve riske girmeyerek ayağa oynamayı seven futbol anlayışı ile tam bir savunma oyuncusu olan Hakan Balta, Slovakya maçında attığı enfes golle aslında iyi bir forvet oyuncusunda bulunması gereken özelliklere de sahip olduğunu gösterdi. Üç maçta da forma giyen ve Teknik Direktör Fatih Terim’in daha şimdiden banko oynatacağı isimlerden biri olmayı başaran Hakan, kampın da en iyi ve çalışkan ismi olarak göze battı.

KAMPIN YILDIZI
Emre Belözoğlu İngiltere Premier Ligi’nde uzun süre sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen Emre Belözoğlu, Almanya kampında sergilediği performansla, futboldan uzak kaldığı günlerin adeta acısını çıkardı. Ay - yıldızlı ekibimizin genç kaptanı, saha içinde aldığı sorumluluğun yanısıra, oynadığı futbolla takım sistemindeki yeri açısından, alternatifsiz bir durumda olduğunu herkese gösterdi. Fatih Terim’in milli takımın beyin fonksiyonlarını yönetmesini istediği Emre, her geçen gün artırdığı temposuyla ve çalışkanlığıyla, Almanya kampının yıldızı olmayı fazlasıyla haketti.

KAMPIN HAYAL KIRIKLIĞI
Tümer Metin Fatih Terim’in, kendisine yöneltilen tüm eleştirilere rağmen önce milli takıma çağırdığı, ardından da 20+3 kişilik kadronun dışında bırakmadığı Tümer Metin, Almanya kampında sergilediği performansla maalesef hocasının bu güvenine layık olamadı. Uruguay maçındaki kötü oyunu ile dikkat çeken milli oyuncu, Terim’in söylemiyle bundan önceki 12 maçlık periyottaki mücadelesinin ve sol ayağının hatırına kadroda kalmayı başardı.

Milliler Cenevre’de
A Milli Futbol Takımı, hazırlıklarının Almanya etabını tamamlayarak dün İsviçre’ye geçti. TSİ saat 13.10’da Cenevre Havalimanı’na inen ay-yıldızlı kafile, daha sonra La Reserve Otel’e geldi. A Milli Takım akşam saatlerinde otelde hazırlanan özel bir çadırın içinde basına kapalı kondisyon ağırlıklı bir antrenman gerçekleştirdi.