Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Doç. Dr. Havva Öztürk, testosteron hormonu yüksek olan kişilerde saldırma şiddetinin daha çok görüldüğünü söyledi.Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Öztürk, daha çok erkeklerin şiddet uyguladığını belirterek, “Şiddet Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımına göre, kendine ya da başkalarına grup ya da topluluğa yönelik ölüm, yaralama, grupsal zedeleme, fiziksel zorlama, güç kullanımı olarak geçiyor. 'Şiddetin nelerden kaynaklanıyor ?' diye baktığımız zaman bunun biyolojik kökeni olduğunu söylüyorlar. Bunun öğrenilebilen bir davranış olduğu söyleniyor. Yapılan bir çalışmada, testosteron hormonlarıyla şiddetin ilişkili olduğu söyleniyor. Genellikle erkeklerin daha çok şiddet uyguladığı belirtiliyor. Yapılan araştırmalarda testosteron hormonu yüksek olan kişilerle saldırma şiddetinin daha çok olduğu ortaya çıkmış” dedi.Toplumda şiddet olaylarının yüzde 86, sağlık hizmetlerinde şiddet oranlarının yüzde 72 arttığını, işyerlerinde ise şiddete başvurma oranının yüzde 51'e çıktığını dile getiren Öztürk, “Eğer kişi çocukluğunda şiddet görmüşse gelecekte şiddet eğilimi gösteriyor. Anaokulu çocuklarıyla yapılan bir çalışma var. Ailesinde canlı olarak şiddet görüyorsa çocuk bunu ileride uygulama oranı çok yüksek. Son yıllarda dünyanın her yerinde yaş, cinsiyet, ırki dil ayırmaksızın toplumdaki bütün bireyleri etkileyen şiddet günlük yaşantımızın bir parçası haline gelmektedir. Her sektör için önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Temel ihtiyaçların karşılanmaması, aç gözlülük, korku, kaynakların adil dağıtılmaması, çaresizlik, eğitim yetersizliği, medyanın etkisi, toplumdaki şiddet olayları nedeniyle dünyadaki şiddet olaylarında artış görülüyor. Toplumda şiddet olaylarının yüzde 86, sağlık hizmetlerinde şiddet oranlarının yüzde 72 arttığını söylüyor. İşyerlerinde ise şiddete başvurma oranı yüzde 51'e yükseldiği belirtiliyor” ifadelerini kullandı.Şiddetin sağlık kurumlarında diğer kurumlara göre 16 kat daha fazla olduğunu kaydeden Öztürk, şunları söyledi:“Sağlık çalışanlarına karşı şiddet son yıllarda ciddi anlamda bir artış göstermiştir. Sağlık sektörü diğer işyerlerine göre şiddete uğrama yönünde daha riskli alana girmektedir. Sağlık çalışanları gardiyan, polis, şoför ve banka çalışanlarında daha çok saldırıya uğramaktadır. Şiddet sağlık kurumlarından diğer kurumlara göre 16 kat daha fazladır. Buna rağmen şiddet olayları daha az kayıt edilmekte, sağlık kurumlarına şiddet daha az oranda belirtilmektedir. Sadece silahlı şiddet olayları kayıt altına alınmakta, diğer olaylar bildirilmemektedir. Şiddet olayı göre sağlık çalışanı psikolojik olarak, güven kaybı, kendine suçlama, moral bozukluğu gibi, hastadan korkma, hastaya bakamama gibi hale geliyorlar.”Sağlık sektöründe en fazla şiddet olaylarının acil servislerde görüldüğünü vurgulayan Öztürk, “ 'Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar kim?' diye baktığımız zaman, hasta, hasta yakınları, meslektaş olabilir. Yurtdışında hastalar sağlık çalışanlarına şiddet gösterirken, Türkiye’de hasta yakınları sağlık çalışanlarına şiddet gösteriyor. Şiddet olaylarında mağdur olan taraf ise kadınlar. Çünkü kadınlar daha zayıf ve daha güçsüz oluyorlar. Acil servisler şiddet olaylarının en çok olduğu yerlerinin başında geliyor” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz