Ttb Merkez Konseyi Başkanı Bilaloğlu Uludere'de

Şırnak'ın Uludere ilçesine gelen Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, "Uludure olayı unutulacak bir acı olay değildir. Bu failleri bulunmadığı sürece utanılacak bir olaydır. Bu olayın aslında sorumluları burada aranmayacak, aranacak yer Ankara'dır, aranacak yer belki Amerika'dır. Bizler bu olayın takipçisi olacağız" dedi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, Merkez Konseyi Üyesi Zülfikar Cebe ve Halis Yerlikaya, Bölge Tabip Odası Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Uludere'deki olayda hayatını kaybeden 34 kişinin ailelerini ziyaret etmek ve başsağlığı dilemek üzere Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı köyüne geldi. Mezarlık girişinde Uludere'deki olayda hayatını kaybeden 34 kişinin fotoğraflarını taşıyan anneleri dinleyen Bilaloğlu, sözün bittiği yerde olduğunu ve bu acıyı hafifletebilmek için yapabilecek şeyin en kısa sürede buna yol açanların ortaya çıkartılması gerektiği olduğunu söyledi. Bilaloğlu, "Olayın üzerinden 150 gün geçmiş. Geçen her bir günün çok ağır, her bir anının her bir saniyesi acının daha da dağlandığı bir gün olarak yaşanmış. Hiçbir insanın acısı kolay geçmez. Çocuk acısı, genç acısı daha da ağır basar. Bu acıyı hafifletebilmek için yapabileceğimiz şey en kısa sürede buna yol açanların ortaya çıkartılmasıdır, niye öç almak için mi, değil. Niye, bir daha olmasın diye bir daha hiçbir çocuğun başına böyle bir iş gelmesin diye, bu olay tekrarlanmasın diye. Niye istenir? İkincisi de şu, bu topraklarda bir savaş yaşanıyor, biz doktoruz çaresiz dertler vardır biliriz. Öyle dertler vardır ki bir çaresi yoktur. Otururuz elimizden geldiği kadar o yaşanan acıyı hafifletmeye çalışıyoruz. Ama bazı dertler vardır ki çaresi vardır" diye konuştu. Türkiye'deki savaşın da bir çaresinin var olduğunu bildiğini ifade eden Bilaloğlu, "Barışın insanca, dostça, kardeşçe birlikte yaşamanın bir çaresi vardır bu çaresiz bir iş değildir. Bunun çaresi burada yaşayan insanların hep birlikte demokratik barışçıl bir ortamda bunları konuşmasıdır, muhataplarının bir araya gelip değerlendirmesidir. Biz hekim olarak da, insan olarak da çaresi olan bu derdin bir an önce çözülmesinin yolunun bu yaşananın unutturulmamasından geçer. Bunun üstü örtülmeye çalışıyor, ona buna karıştırılıyor. Kürtaj deniyor, başka bir şey deniyor. Bu lafların hepsinden anlayacağım budur, bu meseleyi karıştırmak, başka yöne çekmek unutturma çabalarıdır. Bu unutulacak bir acı değildir. Bu failleri bulunmadığı sürece utanılacak bir olaydır. Bu utanılacak şeyin faillerinin bulunur ortaya çıkartılır bir daha yaşanmaması için. Bir arada olmamız için, barış için, dostluk için çabalar atılırsa, adımlar atılırsa birazcıkta olsa bu utançtan kurtuluruz. Sizlere başsağlığı dilemek için 5 gün, 10 gün, 150 gün hiçbiri bu acıyı hafifletmeyecek bunu bir baba olarak da bir hekim olarak da biliyorum" şeklinde konuştu.

ULUDERE HALKINDAN 'KÜRTAJ' TEPKİSİ

Başbakan'ın Uludere olayını kürtaja benzetip bu yöndeki söylemlerine hayatını kaybeden 34 kişinin aileleri ve Uludere halkı tepkiyle karşıladı. Olayda bir çocuğunu kaybeden köylülerden Zeki Tosun, "Başbakan iki günden bu yana kürtaj ile ilgili açıklamalar yapıyor. Cinsi bile belli olmayan bir doğumla ilgili yani annesinin rahminde olan bir bebeğin doğumu ile ilgili olan bir kürtaj meselesi ile gencecik yaşlarında hayatını kaybeden çocuklarımızla kıyaslamasından dolayı rahatsız olduk" dedi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, Merkez Konseyi Yöneticileri ve Tabip Odası Başkanlarının yapmış oldukları ziyaretin çok anlamlı olduğunu ifade eden Zeki Tosun, "Uludere'deki olayı herkes gördü, bütün halkımız görüyor bütün milletimiz görüyor. Bu olay olalı beş ay oldu, ancak hala olayın failleri ortaya çıkarılmadı. Bu bir kürtaj meselesi değildir. Burada hayatını kaybeden 34 kişi Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıdır. Bunlarla ilgili son günlerde televizyonlarda konuşulan söyleriz hak etmiyoruz, hem aileleri olarak hem de yöre halkı olarak bunu kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Bilaloğlu ve beraberindekiler 34 kişinin mezarını ziyaret edip, acılı ailelerin sorun ve isteklerini dinledikten sonra köyden ayrıldı.