Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, AB ve ABD Serbest Ticaret Anlaşması'na taraf olmayan bir Türkiye'nin büyük bedeller ödemek durumunda kalabileceğini söyledi.Ekonomik büyümesini iç ve dış talep birlikteliği ile gerçekleştirmek zorunda olan Türkiye’nin, AB ile 1996 yılında başlayan Gümrük Birliği sonrasında ciddi niteliksel kazanımları olmasına rağmen niceliksel olarak önemli ölçüde kayba uğradığını hatırlatan Yorgancılar, "Bu kaybın gerisindeki başlıca faktör ise AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin ithalatçı olarak zorunlu taraf, ihracatçı olarak ise üçüncü ülkenin insafına kalması olmuştur. Dünyanın hem en büyük ithalatçıları hem de ihracatçılarının başında gelen ABD ve AB'nin yapacağı serbest ticaret anlaşmasında taraf olmayan bir Türkiye; fakir pazarlarla baş başa kalacak, ihracatını 2023 hedeflerine ulaştırmada zorlanacaktır" diye konuştu.Küreselleşme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte Çin’in dünya ekonomisinin en büyük sponsoru rolünü üstlendiğini ifade eden Yorgancılar, bu sponsorluğun ucuz işgücü, ucuz girdi ve ucuz nihai mal tedariki yanında yüksek rezerv biriktirmek yoluyla da olduğunu hatırlattı. "Ancak, Çin'in bu sponsorluk ve tamamlayıcı partner konumundan gerçek bir rakibe dönüşmesi başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere dünyanın gelişmiş ve dış pazarla büyüyen ekonomilerini zorlayacaktır" diyen Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bunu gören ABD ve AB aralarında serbest ticaret anlaşması yapmak üzere yola çıkmıştır. Bu sürecin tamamlanmasından önce bile küresel ölçekli yatırımların bundan etkilenmesi söz konusu olacaktır. AB ile ABD arasındaki olası bir serbest ticaret anlaşmasının gerek dünya, gerekse Türkiye ekonomisi açısından anlamı ve önemi daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Zira bu anlaşmanın imzalanması halinde dünya ticaretindeki dengelerde büyük değişiklik olabilecektir. Mevcut koşullarda doğuya kayan üretim ve ticaretin rotasını veya yoğunluğunu değiştirme potansiyeli taşıyan bu anlaşma, ABD ve AB için istenilen bir şey olmaktan öte bir zorunluluk haline geldiği için, artçı sarsıntıları devam eden ve daha uzun bir süre devam edecek olduğu netleşen küresel finansal krizinin de etkisiyle, zorlu pazarlıkların sonunda imzalanması sürpriz olmayacaktır."AB ile ekonomik ilişkilerini yanlış bir zemine oturtan, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı ikili serbest ticaret anlaşmalarında doğrudan taraf olmaması nedeniyle ve bundan ciddi zarar gören Türkiye'nin bu sürecin dışında kalması durumunda görebileceği zararın boyutlarının oldukça büyük olacağını söyleyen Yorgancılar, "Gerek devletin gerekse firmaların bu gelişmeye yönelik olarak önlem almaları; devletin Gümrük Birliği sürecini doğasına uygun hale getirmeye çalışması, firmaların ise üretim ve ortaklık boyutunda doğru adımları atmaları uygun olacaktır. Bu süreçte ülkemizde faaliyette bulunan ABD ve AB menşeli firmaların katalizörlüğüne olan ihtiyaç da oldukça fazladır ve bunun için de ayrıca hem iş dünyası olarak bizlerin hem de devletin oldukça yoğun lobi çalışması yapması gerekmektedir" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz