TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’nin 2023 hedefini tutturacağını belirterek, bu süreçte sanayiden vazgeçmemesi gerektiğini söyledi.
Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlenen ‘İş Liderleri Türkiye 2023 Hedef İlk 10 Ülke’ konulu oturumda konuşan Ümit Boyner, Türkiye’nin 2023 hedefini yakalayacağını ifade etti. Boyner, Eylül ayında ‘Vizyon 2050’ adında bir rapor hazırladıklarını hatırlatarak, “Bu aslında dünyayı ilgilendiren ama Türkiye’ye bakan bir pencere idi. Çeşitli noktalardan Türkiye’yi 2050’ye nasıl taşıyabilir raporu idi. Bunun devamı gelecek, sektörel bazda da bunu yapacağız.” dedi.
Ekonomik büyümenin çok önemli olduğunu, ancak bunun yanında ekonomik kalkınmanın da olması gerektiğini anlatan Boyner şunları söyledi: “Türkiye’nin ekonomik büyümesi bir takım zorluklar getirdi, ama bu büyüme yaşanırken insani gelişmişlik endeksi ve sosyal politikalar gibi önemli ekonomik göstergeler var. 2023’te ilk onu hedefliyorsak, gözümüzü farklı endekslere dikmemiz azım. Bu rekabet endeksinde halen 59’uncuyuz. İnovasyonu katarsak 60’a kadar düşüyoruz. Biz ekonomik ve siyasi istikrarla geldiğimiz yerde bugün gerçekten ileriye bakmak ve ileriyi planlamak için çok önemli bir eşikteyiz. 2010 büyüklüklerine bakıldığında Türkiye 16. sırada. Aslında Türkiye’nin önündeki büyüme potansiyeline bakıldığında bizim biraz daha İtalya ve Meksika'yı bir tarafa koyarsak bir şans görüyoruz. Ama biraz daha dikkatli oluyoruz ve yüzde 6 ila 8’lerde bir büyümeyi öngörüyoruz. Bunu gerçekleştirebilir gibi görünüyor."
Türkiye'nin bulunduğu yerde hızlı tren gibi olmasının gerektiğini anlatan Ümit Boyner, "Şimdi başladığımız yerde hızlı tren olmak durumundayız. Ama rayları doğru döşemeliyiz. Çünkü yüksek hızda risklerde artıyor. İthalatın bize getirdiği bir kaynak modelinden bahsediyoruz. Enerji ithal ediyoruz. Ara malında ithalata bağlıyız. Büyümeyi dış tasarruflarla yapıyoruz bu da cari dengeyi bozuyor." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin 2011’den beri sanayi strateji belgesi olduğunu hatırlatan Boyner, şöyle devam etti: "Bu çok önemli. Bunun uygulanması boyutunda iş dünyası olarak bunun bir parçası olmalıyız. Teşvik sistemi gelecek. Burada bölgesel bazda ve cari açığı giderecek konulara ağırlık verilmeli. Biz TÜSİAD olarak bunu dile getirdik. Bütün kesimlerin teknoloji inovasyon bölgesel kümeleşme ve fiziki altyapıyı geliştiren büyük yatırımların teşviklendirilmesini düşünüyoruz."
Eğitimde ne olacağı, niteliğinin nasıl olacağı, içeriğinin ne olacağı konusunda ilk önce eğitimcinin eğitiminden başlanmak gerektiğini ifade eden Boyner, "Katılaşmış istihdam problemi yaşıyoruz ne kadar büyüyorsak büyüyelim işsizliğin katı kısmı var. İşsizliğin basık, uyumsuzluğun da Türkiye için önemli bir sorun, eğitim sistemini kurgularkan buna eğilmeliyiz. Kadın ve genç istihdamın artırmalıyız." ifadesini kullandı.
Türk Ticaret Kanunu'nun özünde Türkiye'nin iş yapma biçimine reform niteliğinde bir düzenleme olduğunu belirten Boyner, "Farklı tartışmalar yapılıyor. Kanun son haline getiriliyor. Yeni TTK'nın finansal derinliğine erişiminde kurumsallaşma sürecinde firmaların rekabetçi olmasında etkili olacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Yeni teşvik sisteminin geldiğini, burada eski sisteme ek olarak cari açığı artıracak sektörlere desteklerin verileceğini kaydeden Ümit Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgesel bazlı teşvikler gelecek. Bunlar bizim duyduklarımız. Önemli olan rekabet ortamının bozulmamasıdır. Sektör seçiminin subjektif olmamasıdır. TÜSİAD olarak bütün sektörlerin yatay kesitte, teknoloji, inovasyon, bölgesel kümeleşme alanlarına yatırımların teşviklendirilmesi gerekiyor. Teknoloji bölgesel kümeleşme çok önemli. Sürdürebilir kalkınmada en önemli olan enerji kaynağının çeşitlendirilmesidir. Belli ilkelere bağımlılık, siyasi sorunlara oluşturabiliyor. Bu çeşitlendirmenin yanı sıra enerji verimliliği konusunda yapılması gereken çok şey var. Hem bunları yapacağız hem de büyümeye devam edeceğiz."
"SANAYİDEN VAZGEÇMEK OLMAZ "
Türkiye'nin hiçbir zaman sanayi ülkesi olmaktan gözünü ayırmaması gerektiğinin altını çizen TÜSİAD Başkanı, "Enerji, önemli bir girdi. Türkiye hiçbir zaman sanayi ülkesi olmaktan gözünü ayırmamalı. Enerji girdisi piyasaların ve birim fiyat üretecek şekilde serbestleşmesini de önümüzdeki dönemde gündemimizde olacağını düşünüyorum." dedi.
“TÜRK BANKACILIĞI SAĞLAM”
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer de Türkiye'de bankacılık sektörünün aktifinin 1,2 trilyon dolara geldiğini belirterek, "Türkiye buralara kolay gelmedi. Reformlar yapıldı. Şimdi Türkiye önümüzdeki dönemde ilk 10 ekonomi için hamle yapmak istiyor. Bu müteşebbis yapıyla ve dinamik reel sektörle Türkiye'nin kesinlikle bu ikinci hamleyi yapacağına inanıyorum." görüşünü dile getirdi.
Türkiye'nin en büyük 10. ekonomisi olması için önündeki diğer ülkeleri de geçmesi gerektiğini ifade eden Dinçer, finansal istikrar ve sağlam temellere oturan ekonomik sistemin kazançların özkaynaklara eklenmesi ve tasarruflarla sağlanabileceğini kaydetti. Dinçer, "Bankacılık sektörü tasarrufa teşvik edecek çalışmalar olacağını görüyoruz. Uzun vadeli tasarrufa teşvik edecek model oluşturulmalı. Uzun vadeli yatırımları teşvik edeceği yapılanmalar istiyoruz. Bireysel emeklilik konular çok yakında takip ediliyor. Bireysel emeklilik önemli bir fırsat var. Bu bankacılık sektörünün kaynak getireceğini görebiliyoruz. Hem yatırım fonları hem de sigorta sektörü olarak bu düzenlemeleri heyecanla beklemekteyiz." dedi.
KOBİ sektörünün Türkiye için olmazsa olmaz olduğun söyleyen Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de genç bir nüfus var. KOBİ, istihdamın yüzde 85'ini sağlıyor. Bankacılık sektörünün aldığı kredilerde KOBİ'lerin seviyesi yüzde 25'lerde. KOBİ, sadece banka kredileri ile büyüyemez. Halka açılmalı ve şeffaflaşması önemli. Bu olunca KOBİ sektörü arasında birleşmeler olacak. KOBİ'nin halka açılması sermayeye oluşabilmesi bizim için önemli. Türkiye'nin geleceğine ekonomik büyümesi ile ilgili olarak bankacılık sektörünün her alanda kredileri büyüyecektir. Bizim proje finansman uzun vadede getiri ve istihdam sağlayacak konulara ehemmiyet vermeliyiz. Tüketim finansmanı tabi önemli uzun vadeli gelir getiren durumları desteklemeliyiz.”
“YENİ BİR ANAYASA BUNLARIN BAŞ AKTÖRÜ OLUR”
Hedef Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ise Osman Gazi’nin rüyasını bu topraklarda gördüğüne dikkat çekerek başladığı konuşmasında, “Ümit ediyorum ki biz yine bir yolun başlangıcındayız. Bu rüyayı yine Bursa’da göreceğiz. İnşallah bu programda bu gibi hayırlara vesile olur.” dedi.
Bir hayal ortaya koyarken onun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin iyi belirlenmesi gerektiğini anlatan Sancak, “Bence bizim hükümetimizin ortaya koyduğu hedef tek kelime ile mümkündür ve hatta çok ihtiyatlı bir hedeftir. Çünkü 2001 yılında Türkiye’nin fert başı 3 bin dolardan bu gün 10 bin dolara çıkmış ve 2023 hedefini belirliyoruz. Bu açıdan 25 bin dolar fert başı gelire ulaşmak çok zor olmasa gerek.” şeklinde konuştu.
Ethem Sancak, Türkiye’nin bundan sonra gözünü Doğuya çevirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bunun için 73 milletin kendini bulabileceği bir anaysa yapmamız lazım. Tıpkı Osmanlı gibi. Osmanlı’da Kürt sorunu yoktu, Ermeni sorunu yoktu. Osmanlı Kudüs’ü bir çavuş askerle yönetiyordu. Biz bunları ilk önce iyi bir anayasa ve modern bir devlet oluşturmamız lazım.” şeklinde konuştu.
“YENİ LİMANLAR YAPMAMIZ LAZIM”
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de bir işe başlamanın işi başarmanın yarısı olduğunu belirterek başladığı konuşmasında, “Bu işe başladık, yarısı kaldı inşallah yarısını da başarırız. Türkiye 2023’de dünyanın on büyük ekonomi arasında olacak mı? Bunların gerçekleştirmek için yapmamız gerekenler var. Eğer bunları yaparsak gerçekleştiririz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 2023 yılında nüfusunun 100 milyon olmasını istediğini anlatan Nihat Özdemir, Bu nüfusun değerlendirilmesi halinde hedeflere daha rahat ulaşılabileceğini söyledi. Yeni limanlar ve hava limanları yapılması gerektiğini anlatan Özdemir, “Türkiye bir liman fakir ülke. Bunun yanında üretim yerlerine yakın yerlere yeni hava limanları yapmak lazım. Ayrıca bunların organize sanayi bölgeleri ve üretim bölgeleri ile bağlantılarının sağlanması lazım.” şeklinde devam etti.
Hedefe giderken nüfusun ço önemli olduğun anlatan Özdemir, burada enerji sektörünün çok önemli olduğunu söyledi. Bu arada zamanın da çok önemli olduğunu anlatan Özdemir, altyapının önemine dikkat çekerek, “Altyapı 5 yıldızlı olmadan üst yapı 5 yıldızlı olmuyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı ise doğru mesleki eğitime önem verilmesi gerektiğini belirterek, kadınında iş gücünce katılması gerektiğini söyledi. 2023 hedefleri doğrultusunda doğru politikaların da uygulanması gerektiğini dile getirirken, iş dünyası ile politikacıların birbirini iyi anlayarak işbirliği içinde çalışması gerektiğini belitti. İş dünyasını kanunların net olmamasından dolayı zorluk çektiğini anlatan Begüm Han Doğan kanunların da iş dünyasını önünü açacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini anlattı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz