Prandelli ile transfer konusunda sürekli görüştüklerini belirten Aysal hedeflerini de net bir biçimde ortaya koydu: “Hocanın genel felsefesi takım oyununu oturtmak. Yani 11 çiçekli bir bahçe istiyor. Bunu şu anda yapıyor mu? Gördüğüm kadarı ile büyük gayret içinde. Ama eksiklerimiz olduğu da çok açık. Bir iki bölgede eksiğimiz herkes tarafından biliniyor. Bir de mevsimin başındayız, takıma yeni geldi ve çok kısa bir süredir beraberler. Süper Kupa finali, bana göre lig için bir örnek teşkil etmez. Ya da ölçü olmaz. Geçen sene biz Süper Kupa’yı aldık ama ligde 8-9 puanla geride kaldık.”
“TRANSFER KONUSUNDA HOCAYLA HEMFİKİRİZ”
CAMPBELL, Balanta ve Podolski isimleri çok konuşuluyor. Bu isimler çok önemli oyuncular. Özellikle Dünya Kupası’nda kendilerini çok iyi gösteren futbolcular. Doğal olarak fiyatları da arttı. Ama şu kadarını söyleyeyim; benim hedefimde marka isimler yok. Benim hedefimde genç, kendisini Galatasaray’da gösterme niyetinde olan iyi oyuncular var. İstikbal vaat eden futbolcular var. Prandelli ile de bu konuda tamamen hemfikiriz. Kendisinin de görüşü bu. Göreceksiniz biz mevsim bitmeden, yani transfer sezonu sona ermeden her halükarda eksiklerimizi gidereceğiz. Şu anda eksiklerimiz var. Ben bugün sahada dahi görüyorum. Benim gibi sizler de bunları görüyorsunuz.”
Kırmadan gönderecek bir formül gerekiyor
Yabancı kontenjanındaki fazlalıklar ile ilgili de konuşan Ünal Aysal; Dany, Eboue ve Ontivero ile ilgili ise şunları söyledi: “Bu futbolcuları göndermek istiyoruz. Bunu düşünüyoruz ama bu oyuncuları mutlu edecek formülleri bulmak zorundayız. Bu çocukların hepsi Galatasaray’a hizmet etmiş isimler. Yani bugünkü ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorlar diye onlara üvey evlat muamelesi yapamayız. Onları mutlu edecek çözümleri arıyoruz. Bizim görevimiz de bu zaten. Her iki taraf da, hem Galatasaray’ın istikbalini doğru dürüst hazırlayabilmek, hem de bize hizmet etmiş oyuncularımıza saygıda kusur etmeden onlara başka yerlerde iş imkanı yaratma felsefesindeyiz. Galatasaray duruşu bunu gerektirir. Aykırı bir durum bana ve kulübüme yakışmaz.”
MANiSA’DA BUZLAR ERiYEBiLiR
“Süper Kupa maçı bir fırsat. Oturup bir bardak çay içmek de bir fırsat. Kişisel hırs, kin ve düşmanlıkla ilerleyen bir insan değilim.Tarafsız sahalarda oynanan maçlar böyle bir imkan yaratıyor.”
BELÇİKA’NIN başkenti Brüksel’de tam 40 senesini geçiren Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Fenerbahçe camiasına oldukça net mesajlar gönderdi ve aradaki sürtüşmenin sona ermesini diledi:
“Süper Kupa maçı Fenerbahçe ile buzları eritmek için bir fırsat. Şu an Türk sporunda dostluk rüzgarları esiyor. Oturup bir bardak çay içmek de bir fırsat. Genellikle, tarafsız sahada oynanan maçların böyle bir imkan yaratacağına inanıyorum. Manisa da aslında manidar bir yer. Aslında biz bambaşka bir şey için oraya gidiyoruz. Belki de iki kulüp arasında buzların eriyeceği yer Manisa olabilir. Ama kişilerin artık ben dahil, kendim için de söylüyorum. Ben kişisel hırs, kin ve düşmanlıkla ilerleyen bir insan değilim. Kimse için şahsi olarak da böyle bir düşüncem yok. Kimse için düşmanlığım katiyetle yok.”
Kazanmak da önemli ama...
“TABİİ ki sporda kazanmak önemli ve bunun için hizmet ediyoruz ancak bu gerçekleri de ön planda tutmalıyız. Ben bu görüşteyim. Bunun bir günde gerçekleşeceğine inanıyorum. Ben hep bunu dile getiriyorum. Galatasaray’ın istikbali her zaman için yurt dışında. Avrupa’da kalıcı başarılar için göreve geldik.”
WHITE Star ile oynanan hazırlık karşılaşması öncesinde sahaya giren Aysal durumu şöyle açıkladı: “Burası benim 40 senemi geçirdiğim bir ülke. Dışarıdaki Türklerin mantalitesini, ihtiyaçlarını ve neleri düşündüklerini çok iyi biliyorum. Bu yönden de bu ortam, imkanı onlar için yarattık.”
‘YOLLARINI AÇALIM’
“Umarım bu sezon gerek federasyon gerek ise rakip kulüpler bütün yönetimleri ile beraber sporu sadece kazanmak için yapmayacak. Sporcu gençlerin yolunu da açacak, eğitecek.”
‘TARAFTAR AYIRMAM’
“Benim, sporsever olsun hangi takımı tutarsa tutsun onlara bir sevgim var. Bunu bizim artık kulüpler arasında bu dengeleri yaratarak gözden geçirmemiz ve gerçekleştirmemiz gerekli.”