MAGAZİN

Vatanım Sensin 2. Yeni bölüm fragmanı: Cevdet için ya vatan ya da aile!

Vatanım Sensin 2. yeni bölüm fragmanı yayınlandı. Vatanım Sensin için yayınlanan 2. yeni bölüm fragmanında, artık Cevdet için iki farklı seçenek var: Ya ailesi ya da vatanı... Vatanım Sensin 30. Bölüm için yayınlanan 2. Fragmanda ayrıca, duygu dolu bir bölüm bekliyor. Leon, Cevdet ve Azize'nin hayatı tehlikede!

Cevdet hakkındaki hakikati öğrenen Yunan Kumandan Vasili, onu bir seçim yapmaya zorluyor; Cevdet vatanı ile ailesi arasında kalıyor!

VATANIM SENSİN 2. YENİ BÖLÜM FRAGMANI

Cevdet'in, Yunan Ordusu içine sızmış gerçek bir vatansever olduğunu öğrenen Vasili, Azize, çocuklarını ve annesini tutsak eder.

Cevdet'in, yaptıklarının cezasını ailesinin infaz edilmesiyle ödeyeceğini söyleyen Vasili, onun bir karar vermesini ister. Ya vatanını seçecek ya da ailesinin infazını engelleyebilecektir. Cevdet ise vatana olan sevgisinin sonsuz olduğunu ve ihanet edemeyeceğini dile getirir.

VATANIM SENSİN 2. YENİ BÖLÜM FRAGMANINDA CEVDET'İN AİLESİ İNFAZ EDİLİYOR


Cevdet ve ailesi, savaşın soğuk nefesini ilk defa iliklerinde hissetmektedirler. Ali Kemal'in, kaldığı hücreden alınarak infaza götürülmesi karşısında Azize ve kızları çaresizliğini gizleyemez. Cevdet, ailesinin infaz edilmesini engelleyebilecek mi? Vasili'nin aldığı mektup, Ali Kemal hakkındaki fikrini değiştirecek mi?
İngiliz Charles Hamilton ise Tevfik'e yeni bir vazife verir. Yeni vazifesi; Mustafa Kemal Paşa'yı Charles Hamilton'a getirmek olan Tevfik, nasıl bir yol izleyecek?

ALBAY CEVDET KİMDİR? ALBAY CEVDET'İN GERÇEK KİMLİĞİ!

"Osmanlı saray entrikalarından vurdulu kırdılı mafya öykülerine kadar ekranları dolduran diziler arasında geçen ekim ayında başlayan "Vatanım Sensin" dikkatleri üzerine topladı. Diziyle birlikte tartışmalar da başladı. Kurtuluş Savaşı tarihimizde adı sanı hiç duyulmadık Albay Cevdet gerçekte kimdi? İzmir'deki fırtınalı hayatı hakkında ne biliyorduk? Mezarı var mıydı? Yakınları kimlerdi? Hatta gerçek miydi hayal ürünü müydü? Konu, sadece Albay Cevdet de değil, 15 Mayıs 1919'la başlayan Anadolu işgaliydi.
Büyükşehir Belediyesi arşivi APİKAM'dan, İzmir Mezarlıklar Müdürlüğünden başladık araştırmaya. Yazılı kaynakları taradık ve Albay Cevdet'in mezarını bulduk. Albay Cevdet'in o dönemki lakabı Gavur Mü'min, asıl adı Mü'min Aksoy'du. Albaydı. Mezarı, Balçova eski mezarlıktaydı. Ölüm ilanı, tam da Kurtuluş Savaşı'nın belki de bir numaralı milli casusuna yaraşır gizemle "Bir Dost" imzasıyla verilmişti…

GAVUR MÜ'MİN OLMANIN ACISI

Yüzbaşı Gavur Mü'min, tarihimizin derinlerinde namını, şanını, nefsini vatanın kurtuluşu için bir kenara atmış kahramanlarımızdan biri. İzmir'de 1892 yılında dünyaya gelen İbrahim oğlu Mü'min, 1911 yılında Beylerbeyi Yedek Subaya Okulu'ndan Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Balkan savaşları ve Birinci Dünya Savaşında çarpıştı. İzmir'in işgalinden hemen önce Jandarma Genel Komutanlığı'nın talimatıyla İzmir Jandarma Alay Komutanlığı'nda görevlendirildi. İşgal günlerinde İzmir'de bulunan Yüzbaşı Gavur Mü'min, işgal altındaki şehirde güçlü bir yeraltı teşkilatlanmasına sahip olan, asker ve sivillerden oluşan Türk istihbaratının önemli bir üyesi olarak görev aldı. İşgal sırasında Yunan askerlerine esir düştü ancak bir yolunu bulup kaçmayı başardı. İşgal Kuvvetlerinin güvenini kazanan dönemin İzmir Belediye Başkanı dayısı Hacı Hasan Paşa sayesinde İzmir'de kaldı. Fesi çıkardı ve fötr şapka taktı. Çok iyi Rumca konuştuğu için işgalcilerin ve Rumların mekanlarına girip çıkarak güvenlerini kazandı.

Bir süre sonra İşgal Kuvvetleri Komutanı Zafirio'nun da gözüne girmeyi başaran Yüzbaşı Gavur Mü'min, Yunan işgalini kolaylaştırmak için işgal kuvvetlerine sözde yardım etmeye başladı. İşgalcilerle ilişkisi yüzünden İzmirli Türkler Mü'min Bey'e "Gavur Mü'min", "Hain Mü'min" lakabını taktı. Sürekli hakaretlere uğrayan Gavur Mü'min kendisi tarafından kaleme alındığı ileri sürülen bir notta bu durumu şöyle açıkladı:

''… Kurtuluşu için ölesiye, öldüresiye dövüştüğüm İzmir'de yüzüme bile tükürenler oldu. İtiraf edeyim ki o tükürükler, çarpıştığım cephelerde yediğim kurşunlardan daha fazla acı ve ıstırap verdi bana… Ama ne yapayım ki, o sırada içerisinde bulunduğum durum ve şartlar gerçekteki durumu açıklamama engeldi. Ölmekten değil de, bir şeyden çok korkuyorum: Gerçeği anlatamadan ölmek ve tarihe bir vatan haini olarak geçmek. (İşgal İzmir'inin ilk haini_Kurtuluş Savaşının son kahramanı Gavur Mü'min - Yrd. Doç. Ahmet Mehmetefendioğlu)

VATANIM SENSİN'DE BU BİLGİLER DE İŞLENDİ

ANKARA'YA BİLGİ AKIŞI

İşgalcilerin güvenini kazanan Yüzbaşı Gavur Mü'min, Yunan Karargahı'ndan elde ettiği bilgileri, Anadolu'ya iletiyordu. Bu bilgiler Yunan ilerleyişini ciddi ölçüde etkiliyor ve Ankara'ya hazırlık için zaman kazandırıyordu. Ancak Mü'min Bey Türk kuvvetleri arasında düşman için çalışan işbirlikçi bir ajanın ihbarı üzerine Yunan İstihbaratı tarafından açığa çıkarıldı. Müebbet hapis cezasına çarptırılarak Atina'ya gönderildi. Kurtuluştan sonra, Türk-Yunan esir değişimi sırasında bizzat Mustafa Kemal'in emriyle, General Trikopis'e karşılık takas edildi.
Mü'min Bey yurda döndükten sonra da türlü zorluklarla karşılaştı. Çok sevdiği askerlik mesleğine dönmek için yaptığı başvurular uzun süre reddedildikten sonra kabul edildi. Albaylığa kadar yükseldi, Van Mıntıka Komutanlığı yaptı. Albay rütbesiyle görevli olarak Hakkari'ye giderken zatürreye yakalandı, 24 Ocak 1948'de hayatını kaybetti. Kurtuluşu için ölesiye ve öldüresiye dövüştüğü İzmir'de kavga dolu hayatı son bulan Gavur Mü'min'in Balçova'daki mezarında 'Kurtuluş Savaşı'nın Bir Numaralı Casusu' yazısı olduğu kayıtlara geçti ancak mezar taşında böyle bir yazıya rastlamadık.
'SADECE VAZİFEMİ YAPTIM'
Albay Mü'min'in ölüm ilanı 25 Ocak 1948 tarihinde İzmir'de yayınlanan "Demokrat" isimli yerel gazetede yer aldı. İlanı "Eski Bir dost" imzasıyla arkadaşı yazmıştı. İlanı yazan arkadaşı ona ait şu cümlelere yer verir: Tarih büyük ve kalabalık yer, şayet her vazifesini yapan oraya girmeye kalkışırsa, burada olduğu gibi orada da birbirimize gireriz!… Ben sadece vazifemi yaptım"

En Çok Aranan Haberler