28 Şubat soruşturması -Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Bayer: -"Üniversite kapısından içeri alınmadığım zaman, kızçocuklarının hala diri diri gömüldüğü kanısına vardım"

Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Seher Akçınar Bayer, "28 Şubat sürecinde üniversite kapısından içeri alınmadığım zaman, kız çocuklarının hala diri diri gömüldüğü kanısına vardım" dedi.

Bayer, AA muhabirine, Malatya'da bulunduğu 28 Şubat sürecinde Diyarbakır Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü kazandığını ve ilk 2 ay süresince bir sıkıntı yaşamadığını söyledi. Ancak bu sürenin ardından bir sabah fakülteye gelişinde kampüs girişinde güvenlik görevlilerinin uyarısı üzerine içeri alınmadığını ve böylece başörtüsü yasağının başladığını ifade eden Bayer, bu süreçte kampüse gelen araçlardaki başörtülülerin araçlardan indirildiğini dile getirdi.

Bayer, şöyle konuştu:

"Bir süre sonra yumuşama oldu ancak zor şartlar altında birinci yılımı tamamladım. İkinci yıl ders kaydı için Malatya'dan babamla birlikte geldim. Babam okumamı çok istiyordu ve başımı açıp, okulu tamamlamamı istiyordu. Bunun için benimle gelmişti. Ancak bizi okuldan dahi içeri almadılar. 'İkna odaları' adı altında hocalar benimle konuşup, dini tercihime yönelik engelleme yaptılar. Kayıt yapamayınca babamla birlikte Malatya'ya döndük. Davalar açtım, ama hepsi sonuçsuz kaldı. Sonrasında da okulu bıraktım. Okumayı babama karşı vefa borcu olarak görüyordum. Babam memurdu, bütün imkanlarını seferber ederek, bizi okutuyordu. Ardından 2004 yılında evlendim ancak üniversite sürekli hayalimdeydi. 2009 yılında çıkan öğrenci affından faydalanıp, okula yeniden kaydımı yaptım. Şimdi son sınıf öğrencisiyim ve başörtülü olarak derslere giriyorum. Bu yıl mezun olacağım ama kamusal alanda başörtü yasağıyla yine karşılaşacağım. Geleceğe bu nedenle umutlu bakamıyorum."

Bayer, 28 Şubat süreciyle başlayan gelişmelerin yaşamını derinden etkilediğini vurgulayarak, bu sürecin post modern bir darbe olduğunu söyledi.

"Topyekün bir halkın yaşam tarzına müdahale edildi" diyen Bayer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kur'an kursları kapatıldı, YAŞ kararıyla insanların görevleri sonlandırıldı. Başörtüsü yasağı nedeniyle kadınlar büyük sıkıntı yaşadı. Bu alanda en büyük mağduriyeti kadınlar yaşadı. Kadınların eğitim hayatından geri bırakılmasını, erkeklerin kadınlar üzerinde iktidar kurmasını sağladı. İslam tarihi okurken içimi acıtan en acı şey, kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesidir. Ben üniversitede kapıdan içeri alınmadığım zaman kız çocuklarının hala diri diri toprağa gömüldüğü kanısına vardım. Bir kızın eğitim hayatını elinden aldığınız zaman önüne çok büyük engeller çıkıyor. Aile, eş, erkek egemen zihniyet, toplumsal ve gelenek baskısı çıkıyor.

O dönemde çok büyük maddi ve manevi zararlar yaşandı. Bunların hiçbiri tanzim edilmeyecek. 28 Şubat soruşturması, geç kalınmış ancak önemli bir aşamadır. Darbe girişimlerinin yargıya taşınması, insanların zihninde bir daha darbe olmayacağı yönünde ümit veriyor. O dönemde karargahlarda yargı mensuplarına, rektörlere, bürokratlara irtica brifingleri veriliyordu. Bu brifinglere emir veren insanların yargılanıyor olması geç kalınmış ancak önemli bir aşamadır. Kayıplar hiç bir şekilde telafi edilemez."

Çaldığı motosikletle kaçan şüpheli kovalamacayla yakalandı

Cinayet şüphelisi polise sahte kimlik verdi, çıkan arbedede kendi silahından çıkan kurşunla öldü

Kocaeli'de sahte içki operasyonunda 1 şüpheli yakalandı