Arapça dilinden gelen adab kelimesi aynı toplum içinde yaşayan insanların birbirlerine olan davranışlarını, birbirleri ile olan ilişkilerini uyumlu bir biçimde sürdürmesini sağlayan hem ahlaki hem de etik kuralları kapsayan bir ifadedir. Bir kişi yalnızca dışarıda gösterdiği hal ve hareketleri ile değil, iç dünyasında kimsenin onu görmediği zamanlarda da doğru ve güzel olun yapmakla yükümlü hissetmelidir. Ahlak bireysel etik ise toplumsal olarak değerlendirilir.
Kökeni Arapça olan dilimizde adap olarak da yer edinen adab kelimesi en genel anlamı ile insanlar arası ilişkileri ifade eden bir kelimedir. Toplumda kişilerin sosyal ilişkilerini, birbirleri ile olan iletişimlerini olabilecek en uyumlu ve huzurlu biçimde sürdürebilmesini sağlamayı hedefleyen bir ifade olarak kullanılır.
Adab, kişilerin hem ahlaki hem de etik kurallar doğrultusunda bir yaşam sürdürmesini sağlar. Bir kişi aynı toplum içinde yaşamak durumunda olduğu diğer insanlara karşı hoşgörülü ve aynı fikirde olmasa bile saygılı davranmak zorundadır. Herhangi bir cezai yaptırıma gerek olmadan kişiler başka insanların hal ve hareketlerine karşı hoşgörülü ve anlayışlı davranmalıdır.
Kişilerin birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyebilmek için edep ve adap kuralları oluşturulmuştur. Bu kurallar adab-ı muaşeret kuralları olarak adlandırılmıştır. Adab-ı muaşeret kelime olarak insan ilişkilerindeki ahlaki ve etik kuralları başkalarına hoşgörü ve saygı göstererek yaklaşma biçimlerini ifade eder.
Topluluklar halinde yaşayan insanların sağlıklı ilişkiler kurabilmesi, huzur içinde yaşayabilmesi için kurallar önemli rol oynar. Bu kurallara uyulması da toplumun hem huzuru hem de güvenliği için çok önemlidir.
Bir dizi sosyal kural içeren adab-ı muaşeret toplum içinde saygı, sevgi ve hoşgörü içinde, huzurlu olarak yaşamayı sağlar. Kurallar selamlaşmadan tanışmaya, bireysel temizlikten iletişime birçok farklı alanda geçerlidir ve kabul görür.
Adab-ı muaşeret kuralları şu şekildedir: