Afad Başkanı Oktay: "suriyeliler İçin Ekonomik Baskıyı Hafifletmek Adına Bir Sistem Geliştiriyoruz"

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Dr. Fuat Oktay, Türkiye’de yaşayan Suriyeliler için ekonomik baskıyı hafifletmek adına farklı bir sistem geliştirdiklerini belirterek, “Gerek BM ile gerek AB ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile uluslararası boyutta bu sistemi geliştirmeye çalışıyoruz. Bunun maliyeti yaklaşık 600 milyon dolar civarında bir maliyet” dedi.

Başbakanlık AFAD Başkanlığı tarafından Uluslararası Afet Ekonomisi Sempozyumu düzenlendi. Afet ekonomisi konusunda katılımcılara genel bilgi verilmesi amaçlanan sempozyumda, 20’ye yakın ülkenin temsilcileri yer aldı. Sempozyuma konuşmacı olarak Başbakanlık AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay, Güneydoğu Avrupa Afetlere Hazırlık ve Önleme İnisiyatifi Genel Sekreteri Ivana Ljubojevıc, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilir Kalkınma Direktörü Ainur Dyıkanalıeva da katıldı.

Açılış konuşmasını yapan AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay, afet ve acil durum yönetimi hakkında bilgiler verdi. Oktay, “Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Ekonomik İş Birliği Teşkilatı ve Güneydoğu Avrupa Afetlere Hazırlık ve Önleme İnisiyatifi diye bir kuruluşun ve AFAD’ın ortaklaşa düzenlediği ‘Afet Ekonomisi’ diye bir çalışmamız var. 20’ye yakın ülkenin katıldığı bir sempozyumda biz kriz yönetiminden risk yönetimine geçmeyi istiyoruz. Yani afetler olmadan afetlerin etkisini nasıl azaltabiliriz. Bunun için tüm uluslar arası camianın kuruluşları ile ortaklaşa bir sempozyum düzenledik” dedi.

Türkiye olarak afet riskini en aza indirmeye çalıştıklarını söyleyen Oktay, “Türkiye olarak baktığımızda amaçlarımızdan birisi de şuanda bu sempozyumu İstanbul’da yapıyoruz. Türkiye ekonomisinin yüzde 40’ının İstanbul’da olduğunu düşünürseniz muhtemel İstanbul’daki afetin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisini düşünebilirsiniz veya Van’da yaşadığımız bir deprem olayının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisini düşünebilirsiniz. Sadece biz şuanda da 5 milyar TL’lik bir harcamadan bahsediyoruz. Bu direkt maliyetidir. Bunun bir de alternatif maliyetleri var. İş kaybından dolayı, işsizlikten dolayı yani afet boyutu içerisinde. Bir de ikincil boyutu var. Onlara baktığımız zaman bunun ekonomik boyutu çok daha yüksek. Amaç bunların ne olduğu ile ilgili çalışma, dikkatleri o yöne toplama, sonrasında da afetin ekonomik etkilerini nasıl azaltabiliriz ve yine afet öncesine oranla afetlerden daha güçlü nasıl çıkabiliriz. Bunun için yaptığımız bir çalışma, bundan faydalanabileceğimizi ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.

İstanbul depreminin Türkiye ekonomisi açısından çok büyük olacağını belirten Oktay, “Türkiye ekonomisinin yüzde 40’nın İstanbul’a ait olduğunu düşünürseniz, İstanbul depreminin ekonomiye etkisi tabi ki de çok büyük olacak. Türkiye’nin kentsel dönüşüm çalışması, afetin ekonomiye olan ve can kaybı boyutunda düşündüğümüzde hiçbir dolar ve TL ile ifade edemeyeceğimiz boyuta olan etkisini azaltmaya yönelik yapılan çalışma. 5-10 yılda kentsel dönüşümü doğru uyguladığımız zaman etkinin azalacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan da hazırlık noktasında çok yoğun bir çalışmamız var. Sigorta boyutu da çok önemli bir olay. Sigortanın artmasını ümit ediyoruz” diye konuştu.

AFAD olarak fiilen başlatmış oldukları bir kampanya olduğunu dile getiren Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm bu çalışmaların kamuoyuna yansıması ve halkın bilinçlenmesi konusunda kampanya başlatıyoruz. Bunun gerek ekonomiye, gerekse can ve mal kaybına etkisiyle ilgili aileleri bilinçlendirmeye yönelik 2 yıl sürecek bir kampanyaya başlıyoruz. Afete Hazır Türkiye Kampanyası ile başlayıp, afetle ilgili okul ve iş yeri projelerine de başlamak istiyoruz. İş yerlerinin de sürekliliğini sağlamalıyız. Her geçen gün daha iyi olmalıyız.”

Suriyeli vatandaşların da Türkiye sınırları içerisindeki kamplarda yaşadıklarını hatırlatan Oktay, “Suriye olayı yaklaşık 2 yıldır devam ediyor. 350 bin Suriyeli de ülkemizde barınıyor. Bugün itibarıyla 192 bini kamplarımızda barınanların sayısı. Yoğun olarak kampların dışında da farklı bir sistem geliştiriyoruz. Orada da yine sağlık ve diğer hizmetlerin verilmesi konusunda ekonomik baskıyı hafifletmek adına farklı bir sistem geliştiriyoruz. Gerek BM ile gerek AB ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile uluslararası boyutta bu sistemi geliştirmeye çalışıyoruz. Bunun maliyeti yaklaşık 600 milyon dolar civarında bir maliyet nakit olarak baktığımızda. BM standartları ile bu maliyeti hesapladığımızda bu maliyet 1 buçuk milyar dolara yaklaşan bir maliyet. 600 milyon dolar dediğimizde bunu Türkiye’den dışarı çıkan bir maliyet olarak görmeyin. Türkiye’nin içerisinde ve sınır illerimizde. Bunun sınır illerimize ekonomik katkısı olduğunu unutmamak gerekiyor” dedi.

Uluslararası Afet Ekonomisi Sempozyumu, 3-5 Nisan 2013 tarihleri arasında devam edecek.