Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye’nin içinde ve etrafında gelişen olaylar nedeniyle ülkeye bir umutsuzluğun hakim olduğunu belirterek, “Millet olarak, iş dünyası olarak bu karamsar ruh halinden sıyrılmamız gerekiyor. Zenginliği ve yatırımları Anadolu’ya yayabilirsek bugün canımızı acıtan terör zemin bulamaz, dağa götürecek insan bulamaz” dedi.MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan şikayet etmek yerine, bireylerin, firmaların, kurumların kendilerini yenileyerek daha iyisi için çabalamaları ve sorunlara çözüm üretmeleri gerektiğini vurguladı. Son dönemde yaşananlar nedeniyle Türkiye’ye karamsar bir ruh halinin hakim olduğunu belirten Aşut, “Son aylarda ülkemizde meydana gelen ve artış gösteren terör eylemleri, çevre ülkelerde uzun süredir devam eden siyasi istikrarsızlıklar, toplumsal sıkıntılar ve iç savaş durumuna gelen gelişmeler, küresel anlamda tekrar başlayan ekonomik daralma ve sıkıntılar gündelik hayatımızın içine o kadar derinlemesine girdi ki, artık umutsuz bir ruh hali ile geleceğe dair umutlarımızı kaybettiğimizi ve var olan olumlu şeyleri göremez hale geldiğimizi düşünüyorum. Millet olarak, iş dünyası olarak bu karamsar ruh halinden sıyrılmamız gerekiyor” dedi.“İŞİMİZ AĞLAMAK DEĞİL ÇÖZÜM BULMAK”Umudunu yitiren bir milletin her şeyini yitireceğinin altını çizen Aşut, herkesin kendi içine dönerek eksiklerini gidermeye çalışması gerektiğini kaydetti. Her açıdan reforma ve yenilenmeye gidilmesi çağrısında bulunan Aşut, şunları kaydetti: “Bizlerin işi ağlamak değil, gayret göstermek ve çözüm bulmaktır. Var olanı kabullenerek bir yere varamayız. Sürekli olumsuz haberlerin bizi sürüklemesine ve yönlendirmesine izin vermek yerine, kendi içimize dönerek eksiklerimizi gidermeye çalışmalıyız. Gerek bireysel gerek firmalarımız ve kurumlarımız temelinde her açıdan bir reforma, yenilenmeye gitmeliyiz. Dışımızda gelişen olaylar buna engel olmamalı ve ötelememeli. Mikro anlamda, firmalar olarak kurumsallaşma anlamında eksiklerimizi gidermeliyiz, çalışanlarımızın eğitimlerine önem vermeliyiz, üretim anlamında yenilikçi ve Ar-Ge temelli bir yaklaşımı merkeze almalıyız, sürekli yeni pazarlara açılmalı ve sürekli 7 kıtada pazar aramalıyız. Öte yandan, makro temelde baktığımızda, ekonomik reformları, yapısal reformları acilen gerçekleştirmeliyiz. Makro ve mikro reform ve gelişmeler birbirine paralel olduğunda ancak bu reformlar etkili olur. Aksi takdirde iki atın çektiği bir arabada bir at zayıf kalırsa o araba ya devrilir ya da arzu edilen yere gitmez.”“GİRİŞİMCİ SAYIMIZ ARTIYOR BU HAYATİ BİR KONUDUR”Hiçbir krizin sonsuza kadar sürmeyeceğini anlatan Aşut, karamsar tablodan sıyrılmanın, kendi içine dönerek geleceğe hazırlanmak ve olumlu gelişmeleri daha çok gündeme getirmekle mümkün olacağını vurguladı. Bu kadar büyük sıkıntı içinde yine insanların ekonomiye güvenerek girişimci olmayı tercih ettiklerine ve firmalar kurduklarına dikkat çeken Aşut, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye genelinde Ağustos ayında kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 6 artmış. Yine aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 15 azalmış. Dönemsel baktığımızda 2015 yılının ilk 8 ayında ülke genelinde açılan şirket sayısı 2014 yılının ilk 8 ayına göre yüzde 18 artmış görünüyor. Ekonomisi üretime ve ihracata dayanan bir ülke için girişimci sayımızın artması hayati bir konudur. Mersin özelinde 2015 yılının ilk 8 aylık verilerine baktığımızda, Mersin, bin 539 şirket kuruluşu ile İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa’nın ardından Türkiye’de en çok şirket açan 6. il oldu.”“YATIRIMLARI ANADOLU’YA YAYABİLİRSEK TERÖR ZEMİN BULAMAZ”Cumhuriyet tarihi boyunca 1 milyon 500 bin girişimci olduğunu, bunun Türkiye ekonomisi adına yeterli olmadığını belirten Aşut, şunları söyledi: “Ekonomisi KOBİ’lere dayanan bir ülke olarak bu rakam iki katı olduğunda refahtan, zenginlikten, adil paylaşım ve sosyal adaletten bahsedebiliriz. Hele hele bu zenginliği ülkenin 7 bölgesine, yeni ekonomi bölgeleri ile yayabilir ve tüm zenginliği ve yatırımları Marmara Bölgesinden Anadolu’ya yayabilirsek işte o zaman eşitlik ve gerçek sosyal adaletten bahsedebiliriz. İnanın, işte o zaman bugün canımızı acıtan terör zemin bulamaz, dağa götürecek insan bulamaz. İşte o zaman insanlar bu ülkenin daha çok parçası olur. Tüm bunları doğru ve çağa yakışan, bilimsel bir eğitimle, gençlerine değerler sistemi veren bir eğitimle, insanına güven veren bir adalet sistemi ile bütünleştirdiğiniz de büyük devlet ve küresel bir güç oluruz. Aksi halde zayıf ve kırılgan bir ekonomiyle, istikrarı yakalamayı ve koalisyon gibi birkaç ortak hedef altında birleşmeyi beceremeyen, komşularındaki en basit bir sıkıntıdan etkilenen, gerçek gücünü kendini geliştirmek için değil de kendini yok etmek için kullanan, tek zenginliği olan insan kaynağını heba eden, muasır ülkeler ve medeniyetler hedefinden ayrılan bir Orta Doğu ülkesi oluruz.”Türkiye’nin bunu yapacak potansiyel gücü olduğunu ama bunu kullanmak gerektiğini dile getiren Aşut, sözlerini şöyle tamamladı: “Başkalarına kızmadan önce kendimizin eksiklerini gidereceğiz. Gerek bireysel gerek firmalarımız, kurumlarımız gerek makro düzeyde, gerçekler ışığında ve bilimsel temelli bir reform dalgası oluşturacağız. Eğitimde, adalette, demokraside, evrensel değerlerde, mikro ve makro ölçekli ekonomimizde, ticaret kanunlarımızda ve uygulamalarımızda sıradanlıktan kurtulmak zorundayız. Bize ne PKK zarar verebilir ne Suriye’deki olumsuz gelişmeler. Bizi ne küresel güçler engelleyebilir ne de ekonomisi güçlü rakiplerimiz. Bizim bizden başka rakibimizin olmadığını anlamalı ve kendimizi düzeltirsek aslında her şeyin düzeleceğini bilmeliyiz. Ekonomimizin ilacı dışarıdan alacağımız krediler veya borçlar değildir, girişimcilerimizin çabası ve girişimci ruhudur, devletin özel sektöre daha çok kulak vermesidir. Bölünmez bütünlüğümüzün ilacı başkalarının reform beklentisi veya dayatması değildir, kendimizden, özümüzden kaynaklanan adaletin, şefkatin, anlayışın ve evrensel değerlere saygının tesisidir. Güvenli bir ortamda, eğitimi ülkenin her bir köşesine götürmektir. Demokrasimizin ve Cumhuriyetimizin ilacı adaletin ismi gibi adil olması, kişiden kişiye, hükümetlerden hükümete değişmemesidir. Biz bunu bir kez başardık. Hadi bir kez daha iş başına. Unutmayın, siz değişmeden şikayet ettiğiniz hiçbir şey değişmeyecektir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz