YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ayvalık'ta Öğretmenler Bu Kez Oturma Eylemi Yaptı

Sen'li öğretmenler, önceki gece yol keserek polisle kısa süreli arbede yaşamasının ardından bugün de Cumhuriyet...

Sen'li öğretmenler, önceki gece yol keserek polisle kısa süreli arbede yaşamasının ardından bugün de Cumhuriyet Meydanında oturma eylemi yaptı.

Hükümetin 4+4+4 eğitim modelinin çocuk işçiler ve küçük yaşta evlilikleri beraberinde getireceğini savunan Eğitim-Sen'li öğretmenler, önceki gece polis engellemesi sonucunda Ankara'ya gidememenin acısını ilçe merkezinde bulunan Cumhuriyet Meydanın oturma eylemi ve basın açıklamasıyla çıkarmaya çalıştı. Önceki gün saat 11.00'de Ayvalık Öğretmenevi'nin önünde toplanan KESK'e bağlı Eğitim-Sen İlçe Temsilciliği öncülüğündeki öğretmenlere, Emek Partisi, TKP ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de destek verdiği gözlendi. Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis birimlerinin geniş güvenlik önlemleri altında, akan trafiğin arasında ilçe merkezine hükümet ve 4+4+4 eğitim modeli aleyhinde sloganlar atarak yürüyen yaklaşık 150 kişilik gurup, Cumhuriyet meydanına ulaştıklarında oturma eylemi yaptı.

Oturdukları yerden ellerindeki yasa aleyhinde dövizleri sallayarak sloganlar atan gurubu polisin müdahale etmeden adeta çembere aldığı gözlendi. Cumhuriyet Meydanı'nda yaptıkları oturma eyleminin ardından, bir basın açıklaması yapan Eğitim-Sen'li öğretmenler, bir gece önce Ankara'ya gitmek istedikleri halde kendilerini polis kanalıyla engellediğini öne sürdükleri hükümet aleyhinde sert sözler sarf etti. Ayvalık Eğitim-Sen üyesi öğretmen Güner Kars Türkdoğan tarafından yapılan basın açıklamasında, "4+4+4 olarak bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na ilişkin örgütümüzün itirazlarını kamuoyuna bir kez daha güçlü bir biçimde duyurmak için 28-29 Mart tarihlerinde tüm ülkede grev yaparak başta Ankara meydanları olmak üzere tüm yurtta alanlardayız. Fakat bu demokratik tepki İçişleri Bakanlığı'nın antidemokratik tutumuyla engellenmek istenmektedir" ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, "Dün Ankara Valiliği'nden eylemin yapılmasına izin verilmeyeceğine dair açıklamanın ardından İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 69648 sayısıyla illere gönderdiği genelge ile otobüslerimizin yola çıkışı Balıkesir Adana, İzmir, Batman, Diyarbakır, Mardin, Antakya, Mersin illeri başta olmak üzere tüm illerde engellenmiş, Adana'da gelişen sürece karşı demokratik tepkisini koymaya çalışan 80 kişi gözaltına alınmıştır. Bu tutum, başta seyahat özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklere aykırı bir tutumdur. Sendikamızın ve Konfederasyonumuzun aldığı bu eylem kararı tüm uluslararası evrensel ilkelerden doğan en temel hakkımızdır. Bu hakkımızı kullanarak mücadelemizi sürdürecek, kararlı duruşumuzdan bir adım geri atmayacağız.

İçişleri Bakanlığı'nın bu antidemokratik tutumu asla kabul edilemez. Bundan sonra yaşanacakların sorumlusu İçişleri Bakanı'dır" denildi. Yapılan açıklamada greve gitme nedenlerini de açıklayan Eğitim-Sen'li öğretmenler; söz konusu kanun teklifinde yer alan, 'ilköğretim devlet okullarında parasızdır' ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atıldığı vurgulanarak, "Yıllardır okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmasına rağmen, yasa teklifinde okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin dışında bırakmıştır. Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen 'açık öğretim' sistemi, tepkiler üzerinde 8. sınıf sonrası, son 4 yıl için öngörülmüştür. Teklifin yasalaşması durumunda 8. sınıftan itibaren ciddi anlamda 'örgün eğitimin' fiilen ortadan kalkması tehlikesi bulunmaktadır. İlk 4 yılın 'ilkokul', ikinci 4 yılın 'ortaokul' olarak tanımlanması nedeniyle, sınıf öğretmenlerinin en az yüzde yirmisinin 'norm fazlası' haline gelmesi ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilmesinin önü açılmıştır. Düzenleme ile getirilen ilkokulun 4 yıl olacağı algısının toplumun bir bölümünün kafasında yaratacağı algı, ikinci 4 yıllık sürede çocukların mesleki yönlendirme bahanesiyle örgün eğitim ile olan bağının zayıflatılmasına yol açabilecektir. Çocukların 9 yaşından sonra mesleğe yönlendirilecek olması yönlendirme sınavı, özel ders vb uygulamaların daha erken yaşlarda başlamasına neden olacaktır. Çocuk işçiliğinin ve çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile hem mesleki eğitim adı altında "çocuk işçiliğinin" önü açılmakta, hem de "çocuk gelinler" uygulaması, bizzat iktidar tarafından kademeli zorunlu eğitim uygulaması ile açıkça desteklenmektedir. Zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim taleplerini karşılaması yönündeki toplumsal talepler göz ardı edilmiş, zorunlu din derslerine ek olarak, seçmeli din dersleri getirilmesinin önü açılmıştır. Arapça, fıkıh ve Kur'an derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmesinin önü açılmak istenmektedir. İlkokul ve ortaokulun, "bağımsız binalarda" gerçekleşeceği iddia edilse de, okulların bu uygulama için yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği göz ardı edilmektedir. 4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi, meslek okulu açacak firmalara öğrenci başına destek sunulması ile eğitim sisteminin sermayeye ucuz işgücü sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır.

Düzenleme sonrasında meslek liseleri özel sektöre devredilecek, meslek lisesi açan patronlara kamu kaynaklarından öğrenci başına para verilerek mesleki eğitimin özel sektör eliyle yürütülmesi sağlanacaktır. Önceden işletmelerin stajyer öğrenci çalıştırma oranı yüzde 10 ile sınırlı iken, düzenleme ile bu oran tamamen kaldırılmış ve patronlara sınırsız sayıda öğrenciyi 'stajyer' adı altında sömürmesinin önü açılmıştır. Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının ve dershanelerin kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmektedir" denildi.

"ÇOCUKLARIMIZI BAŞBAKANIN DİNDAR NESİL SEVDASINA KURBAN ETMEYECEĞİZ

Yapılan açıklamada, AK Parti'nin eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun bir şekilde biçimlendirme girişimleri karşısında sessiz ve tepkisiz kalmalarının mümkün olamayacağını belirten Eğitim-Sen'li öğretmenler; "Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin sonu görünmeyen derin bir karanlığın içine doğru itilmesine izin vermeyeceğiz. Bu nedenle, düzenlemenin doğrudan muhatabı olan eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı bugün ve yarın kitlesel ve örgütlü duruşumuzu göstermeye kararlıyız. Eğitim Sen olarak velilerimize sesleniyoruz: 28-29 Mart'ta çocuklarını okula göndermeyerek grevimize destek olmalarını bekliyoruz. Çocuğunun geleceğinden endişe duyan tüm anne ve babaları grevimize doğrudan destek vermeye çağırıyor, çocuklarımızın geleceği için omuz omuza vererek bizlerle dayanışma içinde olmalarını bekliyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri olarak, toplumun büyük bir bölümünün kaygıyla takip ettiği 4+4+4 tartışmalarında çocuklarımız, öğrencilerimiz ve velilerimizle aynı taraftayız ve benzer kaygıları taşıyoruz. Yıllardır sorunlarla boğuşan eğitim sisteminin ve çocuklarımızın Başbakanın 'dindar nesil' sevdasına kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, asla ve asla amaçlarına ulaşamayacaklardır" ifadeleri yer aldı.

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler